25 Ekim 2013 Cuma

Alberta Eyaleti Göçmenlik Fırsatı Sunuyor

Alberta’da işçiler ve işçi olacaklar Kanada göçmeni olma şansını yakalıyor.

Kanada’ya göç etme yolları aranırken federal göçmenlik politikası göçmenliğe götüren en kolay yol olmayabiliyor. Eyalet düzeyinde zaman zaman göçmen olma fırsatları oluşabiliyor. Alberta eyaletinde de fırsat var.

Bu sene 13 Eylül’de Alberta Eyaleti kendi eyalet göçmen programında (PNP) bazı değişiklikler yaptığını duyurmuştu. Bu değişikliklerle eyalet bazı geçici işçileri kendi bölgesinden aday göstererek federal düzeyde göçmenlik şansı verecek.

Kanada’nın güneybatısında bulunan Alberta Eyaleti güneyde ABD’nin Montana Devleti ile sınır.  Saskatchewan, Nortwest Territories ve British Columbia Eyaletleri Alberta’nın diğer komşuları.

Kanada’nın en kalabalık dördüncü eyaleti olan Alberta özellikle güçlü petrol, tarım ve teknoloji endüstrileri sayesinde sağlam bir ekonomiye sahip.

Eyalette çalışma dört program altında mümkün olabilir. İşveren Çağrı, Stratejik Meslekler, Aile Sınıfı ve Çiftçi Programı.

Alberta bu kategorilerin bazılarında daimi oturum imkanı sunmaktadır.

İşveren çağrı programında özellikle yeme-içme sektöründe işçiler eyaletten göçmen adayı gösterilebiliyorlar.

28 Kasım 2013’e kadar Alberta’daki restoran işi sahibi işverenler kendi işçi sayılarının yüzde 20’si kadar kişiyi işe alabilir ve göçmen adayı gösterebilirler.

Aynı kategoride Kanada eğitim kurumlarından mezun olup Alberta’da çalışan kişiler de işveren garanti yazısı almadan federal düzeyde göçmen adayı olarak gösterilebilirler.

İşçinin mezuniyet sonrası çalışma izni (PGWP) olması ve mesleğinin de nitelikli ya da yarı nitelikli bir iş olması gerekiyor. PGWP sahibi mezunun Alberta’da ya da Kanada’da herhangi bir eyalette bulunan üniversite, yüksek okul, teknik okuldan sertifika, diploma, ön lisans ya da lisans derecesi almış olması da zorunlu.

Mezun olan işçi sınıfının dışında bazı çalışma müsaadesi olanlar stratejik meslek sınıfı altında göçmenlik başvurusu yapabilirler.

Bu tam beceri ya da orta derecede beceri gerektiren meslekler için de uygun olabilir.

28 Kasım 2013’e kadar inşaatta yardımcı ve kalifiyesiz işçiler, temizlik personeli, uzman temizlik personeli, bina kapıcı, bina görevlileri ve bakıcı gibi orta derecede beceri gerektiren meslek sahipleri 28 Kasım 2013’e kadar başvuru yapabilir.

Alberta’da çalışabilmek ve eyalet aday programına başvuran kişiler Federal Nitelikli Eleman Programı (FSW) altında başvuru yapabilirler.

2013 FSW başvurusu yapmak isteyen ve Kanada iş teklifi olmayan ya da doktora sahibi olan aday programda kabul edilen 24 mesleğin birinde son on yılda edinilmiş bir yıllık iş tecrübesine sahip olmalı. Dil yeterliğine de sahip olması gereken aday 5 ayrı kriterde uygulanan puan sisteminde en az 67 puanı da almak zorunda.


Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 25 Ekim 2013 

24 Ekim 2013 Perşembe

Kanada ve ABD Göçmenliğe Başvuranların Kişisel Bilgilerini Paylaşacak

Ottawa ve Washington iki ülkeye başvuracak göçmen ve mültecilerin kişisel bilgilerini paylaşarak sınır güvenliklerini arttıracaklar.

Önümüzdeki kış uygulanacak olan plan pasaport numarası, doğum tarihi ve parmak izi gibi şahsi bilgilerin iki ülke arasında paylaşılacak olması çeşitli eleştirilere hedef oldu. İki ülke arasındaki bilgi paylaşımı Kanada ve ABD vatandaşlarını ve daimi ikamet sahiplerini kapsamayacak.

Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı Basın Sekreteri Alexis Pavlich Kanada ve ABD arasındaki bilgi paylaşımının iki ülke sınırlarının güvenliğini arttıracağı ve yasal ziyaretçilerin akıcı olarak ülkelere giriş çıkışlarını sağlayacağını düşünüyor.

Uygulama başlamadı ama tartışmaları çoktan başladı. Kanada Mülteciler Konseyi siyasi sığınmacı başvurusunda bulunacakların şahsi bilgilerin ifşa edilmesi, paylaşılması ve bunun muhtemel riskleri açısından konuyu yakından takip ettiklerini açıkladı.

Yasal değişikliklerin taraftarı olan iki ülke ise uygulanacak değişiklikleri mültecilerin kabul edilme sayısını değiştireceği bunun daha az kişinin mülteci olarak kabul edileceği anlamına geleceği, suç ve gözaltı sayısını düşüreceği ve uygun bulunmayan mültecilerin ülkeye kabul edilmeyerek ilerde oluşacak sınır dışı etme faaliyet masraflarının büyük ölçüde bertaraf edileceğini iddia ederek destekliyor.

Yılda ortalama 2.2 milyon kişinin giriş yapmak istediği Kanada’ya gelmek isteyenler ziyaretçiler artık ABD kayıtlarında araştırılacak.

Bilgi paylaşımı sayesinde gözaltına alma ve sınır dışı etme faaliyetleri daha az oluşacağı için önümüzdeki on yıl içinde 42 milyon dolarlık tasarruf yapılacak.

Kanada ve ABD arasında sınır anlaşması eskiden de vardı. Önceki anlaşma yılda ortalama sayısı 3.000’i bulan belirli kişiler veya davalarla ilgiliydi.

Yabancı kişilerin bir ülkede bulunup daha sonra diğer ülkeye sahte kimlik ve belgelerle ve girdiği diğer ülkede bir önceki ülkedeki suç kayıtlarını gizlediği ve asılsız iltica talebinde bulunduğu da biliniyordu.

Kanada ve ABD yetkilileri üçüncü ülke vatandaşlarının vize ve Kanada’ya siyasi sığınma talebi konusunda bilgi alış verişine imkan tanıyacak bir bilgisayar veritabanı oluşturacak

Yetkililerin söylediğine göre sistem geçici, daimi ikamet vizeleri, çalışma ve okuma izinleri ve siyasi sığınmacı başvuru sahiplerine ait kısıtlı bilgi paylaşımına imkan verecek.

Soruşturma sonrasında diğer ülkede bilgi bulunsun bulunmasın hakkında araştırma yapılan kişinin biyografik ve biometrik bilgileri hemen silinecek.

Kanada yetkililerinin ABD veri tabanına erişimi ya da tam tersi olmayacak. İki ülke kendi aralarında bilgi paylaşımına yardımcı olacak özel bir otorite oluşturulacak.  


Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 24 Ekim 2013  

22 Ekim 2013 Salı

Kanada Göçmenliğinin Yolu Eyaletlerden de Geçer

Kanada göçmenliğinde ille de federal göçmenlik programlarına başvurmak gerekli değil. Birçok insan artık Kanada’da farklı eyaletleri keşfediyor ve oralarda yaşamak istiyor. İşte British Columbia’da yerleşmek isteyenlere fırsatlar sunuyor.

British Columbia eyaletinde yeni bir işyeri açmak ya da işyerini nakletmek size göçmenlik kapısını aralayabilir. Girişimciliğin dışında eyalette uluslararası öğrenci olarak ta göçmenlik şansınız var.   

Kanada’da eyaletler federal göçmenlik programının dışında kendi göçmenlik programlarını uyguluyor ve arzu ettikleri kişileri aday göstererek göçmen olarak bünyelerine katıyorlar.

İşte British Columbia’da kendi bölgesindeki ekonomiyi canlandırmak ve istihdam alanı yaratmak gibi sebeplerle Kanada’ya göçmek isteyenlere farklı fırsatlar sunuyor.

Kanada’nın en büyük göçmenlik programı olan federal nitelikli eleman programı (FSW) girişimci olmayıp göçmek isteyenlere kapı açıyor. Federal programda nitelikli işçi denilince akla doktor, avukat veya mühendis geliyor. Her ne kadar bu tür meslekler özel bir eğitim ve mesleki beceri gerektiriyorsa da nitelikli eleman programı daha geniş bir yelpaze de meslekleri hedefliyor. Peki FSW’ye uygun değilsek ne yapabiliriz?

Ön lisans programı mezunları da aslında nitelikli eleman olarak sayılıyor. Ön lisans mezunu değilseniz ve mezun olabilmek için ne kadar süre geçer diye merak ediyorsanız yalnız değilsiniz. Ön lisans programları şu an da popüler. Birçok uluslararası öğrenci eğitim seçeneklerini değerlendirirken ön lisans programlarına şüpheyle bakıyor.

Ön lisans mezunu olmanız Kanada’ya girişinizi garanti etmez. Tüm ön lisans programları aynı değildir.

Mesela Kanada’da adli muhasebe konusunda eğitim almak istiyorsanız muhasebe ön lisans derecesine sahip olmalısınız. Bu eğitim planı ile Kanada’ya okuma izni ile girebilir ve Kanada göçmenliğinde eyalet programlarında göçmenlik şansını zorlayabilirsiniz. Tabi Kanada’da alacağınız eğitimin tanınmış olması koşuluyla.

British Columbia’da bir üniversitede birçok alanda eğitim alınabilir. Öğrenci vizesi ile eğitim alındıktan sonra eyalet içinde çalışma vizesine başvurulur ve göçmenlik işlemi için eyalet aday programı şansı denenebilir.

Bunun da bazı zor tarafları var. Öncelikle okuma izni almak için Kanada elçiliği ikna edilmeli. Okuma izinleri kısıtlı olarak veriliyor.

Kanada federal göçmenlik programları Kanada göçmenliği için tek yol değil. Başka eyaletlerde yüksek okul düzeyinde diploma programları okuyarak ve eğitim sonrası çalışma izni alarak ta göçmenlik şansı elde edilebilir.        


Murat Kandemir, Member of ICCRC, 22 Ekim 2013

12 Ekim 2013 Cumartesi

Kanada Diaspora Ülkesi Olmanın Avantajını Kullanmalı

Kanada iş çevreleri ülkede yaşayan göçmenlerin hünerlerinden etkin olarak faydalanamazsa küresel ekonomik ilerleme yarışında geri kalacak.

Nüfusu artan ve dünyanın en çok kültürlü toplumu olmaya aday Kanada yurtdışı ticaret ve ihraç faaliyetlerinde aynı çeşitliliği gösteremiyor. Koskoca ülkenin en büyük ticaret partneri hala sadece Amerika Birleşik Devletleri. 

Kanada’ya Asya ve Latin Amerika ülkelerinden gelen göçmen sayısı her geçen gün daha da artmakta fakat sadece Çin ve Hindistan Kanada’nın dış ticaretinin arttığı ülkelerden.

Dış ticaret yelpazesinin farklı ülkelerde oluşturulamamasının sebeplerinden birisi de ülkeye gelen göçmenlerin ekonomiye entegre edilememesi. Çok kültürlülük Kanada’nın en güçlü yanlarından birisi fakat bu etnik çeşitliliği ekonomiye kazandıramaması büyük talihsizlik.

Küresel ekonomik ilerleme için diaspora bağlantılarını kullanmak büyük önem arz ediyor. Bu konuda yapılan bir çalışma yapıldı. Toronto Üniversitesi’nden Matthew Mendelson ve Serene Tan tarafından Diaspora Nation adıyla yayınlanan bu çalışma Kanada iş çevrelerinin önümüzdeki yıllarda özellikle Brezilya, Çin, Hindistan ve Filipinler gibi gelişen ekonomilerle entegrasyonu sağlamak zorunda kalacağına dikkat çekiyor. Rapora göre Kanada kendi bünyesindeki yetenekli ve mesleki tecrübe sahibi uzman göçmenleri kullanamazsa küresel ekonomik yarışında çok geri kalacak.

Göçmenliğin yapısı da değişiyor. Eskiden göçmenler yeni bir ülkeye yerleşirler ve anavatanlarıyla yılda bir defa ziyaret etme şeklinde ilişki kurarlardı. Şimdi dünyanın küçüldüğü ve insanların farklı ulusal kimliklerle dünyayı dolaştığı ve birden çok ülkeyle bağlantı kurabildiği bir zamanda yaşıyoruz.

Kanadalılar dünyadaki nitelikli ve mesleki beceri sahibi insanların yaşamayı seçtiği ülke olmaktan gurur duymayı bırakıp küresel pazarda ülkeyi daha ileri taşıyacak kendi göçmen kaynağını kullanma yolunu bulmalı. Göçmenlerin bulmak istediği ekonomik fırsatları ülke olarak sağlamak mecburiyetinde çünkü dünyada göçmen isteyen diğer ülkelerde yeni göçmenler için cazip fırsatlar sunuyor.

Diaspora çeşitliliği kültürel bilgi ve Kanada’nın sınırları ötesindeki toplumlar ve ekonomilerle bağlantıları ile birlikte sosyal ve ekonomik güç olarak karşımıza çıkıyor. Kanadalılar etnik çeşitliliği sayesinde dünyanın tüm köşelerine derinden bağlı.

Diaspora kültürler bağlantı sağlar. Bilgiyi kolayca sirküle edebilirler. Daha önce hiç olmayan kültürel bilgi birikimi sağlarlar ve güven ile derin sosyal sermayenin oluşmasını sağlarlar.

Bilgileri sayesinde işlem maliyetleri düşebilir ve yeni pazarlara girmek ve yeni ortaklıklar oluşturmak için harcanacak zamanda tasarrufa sağlayabilirler. İnsanları, fikirleri ve karşılıklı anlayışı birbirine bağlarlar.

Kanadalılar bu faydaların aslında farkında. Toronto’da düzenlenen Uluslararası Hindistan Film Başarı Ödülleri veya Afrika Moda Haftası etkinlikleri Kanada diasporasının kültürel ve ekonomik fırsatları sağladığının bir işareti.

Kültürel zenginlik, uluslararası tecrübe ve göçmenlerin küresel bağlantılarının değerini yeterince takdir edemeyen Kanada hem kendi göçmenlerini hem de tüm Kanada’yı hayal kırıklığına uğratıyor.

Özel sektör etno kültürel ticaret odalarıyla, profesyonel göçmen sivil toplum kuruluşlarıyla ve göçmen kaynak gruplarıyla, yüksek öğretim öğrenci birlikleriyle ilişkisini geliştirebilir. Tüm bu bağlantılar gelişmekte olan pazarları daha iyi değerlendirebilme şansı verebilir. Başarılı firmalar zaten bunu yapıyor.

Özel sektörün değil de devletin de sorumluluğu bulunuyor bu konuda. Yıllar öncesinde tasarlanan ve hala kullanımda olan güncellenmemiş kurallar ve yasaların potansiyele ulaşmaya engel olmasına izin vermemeliyiz.

Kanada için öğrenci ve iş vizeleri zor veriliyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler yeni pazarlara açılmak lüksüne sahip olamayabiliyor. Kanada’ya gelen göçmenlerin uymak zorunda olduğu ve gerçekçi olmayan ikamet zorunluluğu kuralı bu göçmenlerin iş seyahatleri yapmasına engel oluyor. Küresel iş fırsatlarını Kanada’nın lehine çevirebilmek için aşılması gereken çok engel var.

Liste uzun. Kanada kendi bünyesindeki diaspora bağlantılarını geliştirmeyi öncelikli politika olarak belirlerse tüm bu kural ve düzenlemelerin kasıtsız negatif sonuçları daha iyi görülecektir.

Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 12 Ekim 2013

   


9 Ekim 2013 Çarşamba

Grevdeki Elçilik Görevlileriyle Geçici Anlaşma Sağlandı

Devlet hizmetlerindeki en uzun grev geçici anlaşmayla sonlandı. Kanadalı diplomatlar hükümetle anlaşarak greve şimdilik son verdi.

Grev yüzünden vize verilme işlemleri aksamış tatilini Kanada’da geçirmek isteyen binlerce turist ya vize alamamış ya da başka ülkelere gitmişlerdi. Vize gecikmeleri yüzünden binlerce öğrenci Eylül ayında ders başı yapamamış ve çok mağdur olmuşlardı.  

Turizm endüstrisi ve üniversiteler dahil olmak üzere Kanada ekonomisine neredeyse 1 milyar dolar darbe vuran ve altı aydan fazla süren grevde kapalı kapılar ardında gerçekleşen yoğun görüşmeler sonrasında taraflar anlaşmaya vardı.

Grevi başlatan Profesyonel Yabancı Misyon Görevlileri Derneği (PAFSO) istediği ücret artışını alamadı fakat 2.5 milyon dolarlık kontrat yenilemesi alarak istediklerinin çoğunu almış oldu.

Geçici anlaşma taraflar arasında imzalandı ve sendika derhal grevi sonlandırdı.

PAFSO başkanı Tim Edwards sendikalarının anlaşmadan “memnun” olduğunu ve şimdi üyelerinin onayına sunacaklarını açıkladı.

Kanada’nın dış temsilciliklerinde çalışan ve Dış İşleri, Ticaret ve Gelişim Bakanlığı, Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı ve Kanada Sınır Güvenliği için çalışan yabancı misyon görevlileri Haziran 2011’den beri kontratsız çalışıyorlardı.

Grev aslında yabancı misyonlarda hizmet veren profesyonellerin ülke içinde ya da ülke dışında aynı işi yapmalarına karşın aralarındaki ücret farkı yüzünden doğmuştu.

Yurtdışında görevlendirilen memurlar dört kategoride değerlendiriliyor ve kademelerine göre 3.000 dolar ile 14.000 dolar arasında farklı ücret alıyorlar. Aldıkları ücretler ekonomistler, ticari ateşe görevlileri, politika analistleri ve avukatların kazançlarından daha az.

Şu ana kadar federal hükümet üç yıl için yüzde 5.2 zammın dışında bir ücret politikası gütmeyi reddetmiş ve yurtdışındaki Kanada elçilik ve konsolosluklarında çalışan profesyonellerin ücretlerinin çok iyi olduğunu iddia etmişti.

PAFSO ise hükümetin bundan daha iyisini yapabileceğine inandığını ve diğer sendikalarla daha iyi şartlarda anlaşarak avukatların, infaz memurlarının, mühendisler ve mimarların daha iyi ücret aldıklarına işaret etti.

Kanada’da 18 federal düzeyde sendika var ve PAFSO hükümetle anlaşmaya varabilmiş şanslı sendikalardan. Sınır görevlilerinin sendikası ile anlaşma hala sağlanamamış.

2014 yılı federal hükümeti zorlayacak zira önünde anlaşma yapması gereken sendikalar var.

PAFSO en küçük ve aslında uysal sayılan sendikalardan birisi. Daha önce 2002’de bir kez grev yapmış. PAFSO işçilerinin başarısı diğer tüm sendikalar için emsal teşkil edecek.

Grevini 2 Nisan’da başlatan PAFSO önce çalışma saatleri sonrasında BlackBerry telefonlarını kullanmama, resmi giyinmeme, öğle yemeğinde küçük çapta protestolar gibi “yumuşak taktikler” denedi.

Fakat sonra vize verilmesi işlemlerinin yavaşlatılması sendikanın en etkili taktiğiydi. Kitle olarak iş bırakmaktansa Pekin, Hong Kong, Şangay, Yeni Delhi, Chandigarh, Meksika ve Sao Paulo’daki elçiliklerdeki zaman zaman yapılan toptan iş bırakma eylemleri çok ses getirdi.

Kanada’da Kamu Hizmetleri İş İlişkileri Yasası uyarınca devlet lokavta başvuramıyor. Ayrıca turizm endüstrisi de yaz sezonunda ülkeye zar zor gelebilen turist sayısından şikâyetçi olunca grevin ülkeye maliyeti gündeme geldi.

Kanada üniversiteleri ve kolejler de grev yüzünden çok mağdur oldu. Uluslararası öğrenciler vizelerini zamanında alamadı ve Eylül ayında ders başı yapamadılar. Seslerini yükselten üniversite ve kolejler federal hükümete seslenerek grevin sonlandırılması için gerekenin yapılası çağrısında bulundular.


Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 9 Ekim 2013 

8 Ekim 2013 Salı

İngiltere ve Kanada Elçiliklerini Paylaşacak

İngiltere ve Kanada ortak diplomatik misyon oluşturacak ve diğer ülkelerdeki elçiliklerini paylaşacak.

Britanya’nın Dış İlişkiler Sekreteri William Hague Kanadalı mevkidaşı John Baird ile Ottowa’da bir araya gelerek elçilik paylaşım planlarını açıkladılar.

Açıklamalara göre iki ülke başka ülkelerde kendi elçiliğinin ya da konsolosluğunun bulunmaması durumunda diğer ülkenin elçiliğini kullanacak.

Örneğin Kanadalı diplomatlar Kanada’nın elçiliği olmayan bir ülkesinde Britanya elçiliğinde çalışabilecek. Ya da tam tersi durum söz konusu olacak.

Ortak bir anlaşma imzalandı ve iki ülke artık kendi yabancı misyonu bulunmayan ülkelerde diğer taraf ülkenin ofisini kullanabilecek. Projeye önce Burma ve Haiti’den başlanacak. Haiti’de Kanada elçiliği bulunurken Britanya elçiliği bulunmuyor.

Basın açıklaması yapan iki dış ilişkiler sekreterleri kendilerine yöneltilen sorulara da cevap verdi.

“Dünyadaki tüm elçilik ve konsolosluklarımızı birleştirmiyoruz. Elçi ve ateşelerimizi de paylaşmıyoruz,” diyen Baird tartışmalara da açıklık getirdi.

“Her ülke kendi politikasında özgür olmaya devam edecek ve Kanada devlet görevlileri Kanada’nın çıkarları ve değerleri doğrultusunda çalışacak. Belirlenmiş bazı bölgelerde bu anlaşma ile Kanada diplomatları işlerini daha hızlı yapabilecek ve bu Kanada vergi ödeyenlerin üzerine daha az maliyet anlamına gelecek.”

Geçen kış Britanya Başbakanı David Cameron Ottawa’ya gelmiş bir dizi resmi ziyarette bulunmuştu. O görüşmede iki ülke arası ortak diplomatik misyon oluşturulması da görüşülmüştü.

İki ülke dış ilişkiler sekreterleri iki ülke ortak diplomatik misyon oluşturulması ve birbirlerinin konsolos veya elçiliklerini paylaşma projelerinin daha çok düşük maliyet yönüne dikkat çekti. Diplomatik olarak her ülkede elçilik açmak ve bu misyon için kadro oluşturmak oldukça maliyetli.

İngiltere medyası ortak olarak koordine edilecek elçiliklerde bazı idari maliyetlerin de paylaşılacağını belirtti.

Basın toplantısında Hague bir Kraliçe’nin altında iki ülke olduklarını ve aynı değerlere sahip olduklarını belirtti. Aynı tarihin parçası olduklarını ve birçok savaşta omuz omuza savaştıklarını da sözlerine ekleyen Hague her iki ülke çıkarlarını korumak ve tüm dünyaya ulaşmak için böyle bir projenin doğal karşılanması gerektiğini belirtti.

Kanada Britanya köklerinden kurtulamıyor.


Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 8 Ekim 2013

3 Ekim 2013 Perşembe

Ontario Mahkemesi Kraliçe’ye Bağlılık Yeminini Yasaya Uygun Buldu

Ontario mahkemesi vatandaşlık şartı olan Kraliçe’ye bağlılık yeminini ifade özgürlüğünün ihlali olsa da anayasaya uygun buldu.

Ontario Yüksek Mahkemesi Hakimi Edward Morgan Kanada’da yaşayan ve üç göçmenin vatandaşlıkta istenen Kraliçe’ye yemin zorunluluğunun ayrımcı olduğu ve adil olmadığı iddiasıyla açtığı davayı reddetti.

Kararında “Vatandaşlık yemini mecburi verilmesi gereken bir ifade sayılır” diyen Morgan “Haklar ve özgürlükler yasasının 1. Maddesi uyarınca ifade özgürlüğünün makul düzeyde kısıtlanması özgür ve demokratik toplumda kanuna uygundur” diyerek yemini yasaya uygun buldu.

Hakim Morgan aynı zamanda davacıların iddia ettiği gibi vatandaşlık yemininin dini ya da eşitlik haklarının ihlali olmadığı sonucuna vardı.

Davacıların avukatlarından Selwyn Pieters temyiz başvurusunda bulunacaklarını söyledi.

Pieters mahkemenin vatandaşlık yeminin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğinin kabul etmesinin iyi bir başlangıç olduğuna inanıyor.

Vatandaşlık Yasası vatandaş olmak isteyenlerin, “Kanada Kraliçe’si 2. Elizabeth’e, varislerine ve haleflerine bağlı kalınacağına” dair yemin ya da tasdik etmesini şart koşuyor.

Uzun süredir Kanada’da yaşayan ve daimi ikamet kartı olan bazı göçmenler vatandaşlık yeminine karşı çıkarak “Kanada’ya sadakat”ın ifade edilmesinin yeterli olması gerektiğini düşünüyor.    

Federal hükümet Kraliçe’ye yeminin vatandaşlık şartı olarak Konfederasyon zamanından beri yürürlükte olduğunu söylüyor.

Hükümetle aynı görüşü paylaşan Hakim Morgan ifade özgürlüğünün ifade beyan etmemeyi de kapsadığını ve davacıların yemini yanlış tercüme ettiklerini ve yeminin amacını farklı gösterdiklerini ifade etti.

Hakime göre monarşiye karşı olmakta herkes özgür ve bu sistemin lağvedilmesi için yasal uğraş verilebilir. Bu ulus devrim yerine tartışma ortamı yaratmaktadır. Farklı fikirlerin dile getirilmesi Kanada siyasi kimliğinin bir parçasıdır.

Kraliçe’ye sadakat yemininin mahkeme macerası sürüyor. Ontario mahkemesinin kararı temyiz edildikten sonraki süreci hep birlikte takip edeceğiz.


Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 3 Ekim 2013 

2 Ekim 2013 Çarşamba

Ara Geçiş Çalışma İzni (Bridging WP) ile Statü Zarar Görmeyecek

Kanada’da çalışma tecrübesi olan geçici işçiler daimi oturum müracaatına başvurduktan sonra göçmenlik işleminin bitmesini beklerken süreli olan çalışma izinlerini artık uzatabilecekler. BWP (Bridging Work Permit) denilen ve belli göçmenlik sınıflarında daimi oturum müsaadesi yapmış olan geçici işçilere verilen bu çalışma izni ile geçici işçiler Kanada’da göçmen olmayı beklerken yasadışı olmayacaklar.

Geçici çalışma izni sahipleri (temporary foreign worker) gerekli koşulları yerine getirdiklerinde daimi oturum müsaadesine başvurduktan sonra daimi oturum başvurularının sonuçlanmasını beklerken süreli olan çalışma izinleri bitebiliyor ve bu kişiler işlerinden ayrılmak zorunda kalıyor ve hatta ülkeden çıkmak zorunda kalabiliyorlardı. Devlet bu gibi durumda olanlar için 15 Aralık 2012’de BWP çalışma iznini tanıttı. Kanada Göçmenlik Bakanlığı’nın (CIC) bu duyurusunu daha önce yapmıştık. Bu izinle geçici işçiler Kanada’da yasal olarak kalabilecekler.

BWP’den halihazırda Kanada içinde bulunan sahibi oldukları çalışma izinleri bitmek üzere olan ve Federal Nitelikli Eleman Programı (FSW), Kanada Tecrübe Sınıfı (CEC), Eyalet Aday Programı (PNP) veya Federal Nitelikli İşçi Programlarından (FTSP) birisine başvuranlar ve programa uygun bulunanlar yararlanabilecekler.

BWP için yukarıda bahsi geçen ekonomik sınıflardan birinden başvuru yapmak ve en azından ön kabul almak gerekiyor. Yeni çalışma izni alacak olan işçinin çalışmakta olduğu işvereni yeni bir LMO (Labour Market Opinion) almak zorunda. Çalışma iznini yeniletmek istemeyen işçi CIC’ye başvurarak Kanada’da ziyaretçi olarak kalabilmek için belge alabilecek. Yeni çalışma izni almayan ve Kanada’da ziyaretçi izni almayan işçiler ilk çalışma izinleri bitimi sonrası ülkeden çıkmak zorunda kalacak.

Kanada içinde göçmenlik başvurusu yapan kişiler de açık çalışma izni alabilecekler. Live-in Caregiver sınıfı, eş sponsorluğu, mahkeme tarafından mülteci olarak tanınan kişiler de başvuruya uygun bulunduklarında açık çalışma iznine başvurabilecekler.

Özetlersek bridging WP için aşağıdaki kriterlere sahip olunmalı.

Yabancı kişi halihazırda Kanada’da bulunmalı,
Bu kişilerin çalışma izinleri geçerli ya da geçerliği 4 ay içinde bitecek olmalı,
FSW, CEC, PNP veya FSTP’ye başvurmuş asıl başvuru sahibi (principal applicant) olmalı,
Yapmış oldukları başvurularında programa uygun olduklarına dair ön onay yazısı almış olmalı,
Bridging WP’ye başvuru yapmış olmalı

Ara geçiş çalışma iznine Kanada’da statüsünü kaybetmiş olanlar başvuramazlar. Aynı şekilde sahip oldukları çalışma izinleri 4 aydan fazla geçerli olanlar da başvuru yapamazlar. Herhangi bir göçmenlik programına asıl başvuru yapanın eşi ve bakmakla yükümlü oldukları ayrıca bir çalışma izni başvurusu yapamazlar.

Bridging WP için adayların IMM 5710 kodlu formu ile başvurması gerekiyor. Bu başvurunun tam adı Application to Change Conditions, Extend my Stay or Remain in Canada as a Worker (IMM 5710)

Başvuru onaylandığında adaya 1 yıl geçerli Bridging WP verilecektir. Böylelikle asıl yaptığı Kanada göçmenlik başvurusunun sonuçlanmasını bekleyebilecektir. “Açık” olarak verilecek çalışma izni her sektöre ve mesleğe uygun olacak. Bu süre zarfında göçmenlik başvurusu cevaplandırılmamışsa ve adayın elindeki bridging WP bitmek üzereyse tekrar uzatılması için başvurulabilir.


Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 2 Ekim 2013   

1 Ekim 2013 Salı

Quebec Eyaleti’nin Tartışma Yaratan Yasa Tasarısı

Kamu görevlilerinin dini sembolleri giymesini yasaklayan Parti Qubecois’in Değerler Yasası (Charter of Values) binlerce kişi tarafından protesto edildi. Protestoya daha çok Müslümanlar ve Sihler katıldı. Bu yasa kanunlaşırsa dini giyim kuşamı uygulayan göçmen Müslümanlar ve Sihleri etkileyecek.

Değerler Yasası’nın kanunlaşması halinde “ikinci sınıf vatandaşların” oluşacağına inananlar çoğunlukta. Toplum bu konuda bölünmüş durumda ve farklı eleştiriler ortaya atılıyor. Kanada Başbakanı Stephen Harper ilgili yasanın kanunlaşamayacağını eğer kanunlaşırsa federal hükumet tarafından yasal yollardan gereğinin yapılacağını söyledi.

Twitter hesabında Sih’lerin taktığı türbanı giydiği bir resmi paylaşarak tasarıyı eleştiren Kanada eski göçmenlik Bakanı Jason Kenney yasa tasarısını absürt bulurken Trudeau bu hareketin toplumda segregasyona yol açacağını iddia etti. NDP milletvekili Thomas Mulclair tasarıyı ucuz siyaset olarak tanımlarken Kanada’nın en büyük gazetelerinden Globe and Mail’de köşe yazarlığı yapan Margaret Wente Quebec Valisi Pauline Marois’in bu hareketini “popülist bir öfke” kaynağı görüyor.

Bu kadar baskı altında tasarının mimarı Parti Quebecois’in lideri ve Quebec valisi Pauline Marois ne yapacak?

Dini öğe taşıyan sembollerin takılması ya da giyilmesi hakkı savunuluyor ama fakir ve çalışan sınıf olan göçmen sınıfı tüm toplumda dışlanıyor. Daimi göçmenlerin yanında geçici işçiler de dışlanan kesim arasında.

Quebec’in tasarladığı “Değerler Yasası” gerekli mi? Kanada’da İnsan Hakları ve Özgürlükler Yasası (Charter of Human Rights and Freedoms) 1975’te Parlamento’da imzalanmış ve Kanada’nın temel hak ve özgürlükler yasası olarak tanınmıştı. Temel hak ve sorumlulukların garanti altına alındığı bu yasa daha iyi ve adil bir toplum yaratmayı amaçlamıştı. Quebec Hükümeti ve tüm bireyler dahil herkesi kapsayan bu yasa da sağlıklı bir çevre de eğitim hakkı gibi sosyal ve ekonomik haklar garanti altına alındı. Eşitlik hakkında da cinsiyet, cinsel yönelim ve din temeli gibi her türlü ayrımcılığı yasaklamıştı. 1982’de ayrıca “bu temel hakları ve özgürlükleri kullanırken kişi demokratik değerleri, kamu düzenini ve Quebec vatandaşlarının refahını gözetmek zorundadır” eklendi.   

Quebec hükümeti Quebec’i özgür ve açık bir toplum olarak tanımlayan son yasa tasarısını hazırlamakla Kanada İnsan Hakları ve Özgürlükleri Yasası’nı hiçe saymış olmuyor mu?

Eyaletin valisi Marois ve hükümeti “dikkat çeken dini sembolleri” yasaklayan yeni yasayı savunuyor ve bunun devletin dine tarafsız yaklaşımının bir gereği olduğunu öne sürüyor.

Eleştiriler de aslında dış görünüş ve giysi üzerinde yoğunlaşıyor. Devletin dininin olmaması birçok laik devletin uygulamaya koyduğu ve değişik inançlara sahip milletini kucaklayabilmek adına yapması anlaşılırdır fakat tarafsızlık adına sadece giysi üzerinden ayrımcılık yapmak problem yaratacaktır.

Örneğin iki devlet memurumuz olsun. Birisi başörtüsü takan fakat adil ve yasaya uygun şekilde görevini yapan Müslüman bir bayan ötekisi de görevini kendi teolojik anlayışa göre yapan Roman Katolik. Bu yasa yürürlüğe girerse sadece Müslüman olanın çalışmasını engelleyecek ve ikinci memuru etkilemeyecek. Eğer tarafsızlık konusu göz önüne alınacaksa burada bir memurun görevini yerine getirirken nasıl karar aldığı ve diğer insanlara nasıl davrandığına bakılmalı yoksa nasıl giyindiğine değil. Ayrıca “dikkat çeken dini sembollerin” yasaklanması sadece dini olarak dışarıdan anlaşılır derecede farklı giyinen dinleri etkileyecek. Diğer dinler bundan etkilenmeyecek. Bu da açık bir şekilde ayrımcılık olarak nitelendirilebilir.

Quebec devleti dine karşı tarafsızlık iddiasıyla hazırladığı böyle bir yasa tasarısıyla kendisiyle de çelişmiş oluyor. Zira yasa ile devletin giyilmesi ya da takılması yasaklanan haç, kipa, başörtüsü, ve Sihlerin giydiği türbanı teolojik ve dini olarak tanımlaması da gerekecek. Tarafsızlık iddiasında bulunan hükümet bu tür dini sembolleri neye göre tanımlayacak?

Siyası bir tartışmayı ateşlemenin dışında bir işe yaramayacak olan yasa tasarısı Quebec’in başını ağrıtacak gibi. Bu yasa tasarısına karşı olan o kadar çok argümanlar var ki. Tarafsızlık iddiası bunlardan sadece biri. Quebec hükümetinin tarafsızlık iddiasında bulunup sadece görsel öğeleri yasaklaması ayrı bir taraf tutma hali değil de nedir? Fetişist yaklaşımla sadece giysi ve dış görünüş üzerinde ayrımcılık yapmak tarafsızlık iddiasına karşı görünüyor.


Murat Kandemir, Member of ICCRC, 1 Ekim 2013