25 Ocak 2015 Pazar

Kanada’nın Suriyeli Mülteci Politikası

Mülteci dayanışma gruplarının, Kanada muhalefet partilerinin, Suriyeli Kanadalıların ve en önemlisi de BM’nin aylarca süren baskısı sonrasında geri adam atan Kanada ülkeye önümüzdeki üç yıl içinde yerleştireceği Suriyeli mülteci sayısını 10.000 arttırdı.

Peki Kanada mültecileri seçerken belli bir gruba öncelik verecek mi? 

Belirlenen sayının oluşturulmasında Ottawa hükümetinin özellikle bazı dinsel etnik gruplarına karşı ayrımcılık yapabileceği konusunda tartışmalar yaşanıyor.

Hükümet Suriyeli Müslüman mültecilere karşı ayrımcılık yapıyor mu?

Bu soruyu cevaplamaya çalışmadan önce Suriye gerçeklerine bakalım.

Suriye nüfusunun yüzde 74’ünü Sünni Müslümanlar, yüzde 13’ünü Sünni olmayanlar (Alevi, Nusayri, İsmaili ve Şii vs.), yüzde 10’unu Hristiyanlar (Ezidiler) ve yüzde 3’ünü Dürzüler oluşturuyor.

Çevre ülkelere sığınmış tüm Suriyeli mültecilerin yüzde 90’ı kendilerini Sünni Müslüman olarak tanımlamış. ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’na göre Nusayri ya da Hristiyan olan mülteciler ölüm korkusu sebebiyle gerçek inançlarını gizlemek durumunda kalıyor.

Kanada’nın almayı planladığı 10.000 mültecinin yüzde 40’ı bizzat hükümet tarafından ülkeye yerleştirilecek ve dini, cinsel azınlıklara ve tecavüz kurbanlarına öncelik verilecek. Kalan yüzde 60’lık bölüm Kanada’da özel sponsor kuruluşlar vasıtasıyla belirlenecek ve ülkeye yerleştirilecek.

Yerleştirilecek mültecilerin kimler olacağına Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Kanada arasındaki anlaşma uyarınca karar verilecek.

BM’nin kullandığı sekiz kriter çerçevesinde din önemli bir faktör olacak ve özellikle risk altında bulunan kadınlar ve kız çocuklarına öncelik verilecek.

UNHCR, mülteci alacak diğer ülkelere mültecileri seçerken aile büyüklüğü, yaş, sağlık durumu, etnik ve dini kimliklere göre herhangi bir ayrımcılık yapmamalarını öğütlemektedir.

Mülteci seçerken yapılacak herhangi bir ayrımcılık korunma ve ihtiyaç temelinde eşitsizlik yaratıyor ve özellikle en çok risk altında bulunan mültecilerin devlet korumasına ulaşmalarını engelliyor.

Birleşmiş Anglikan Mülteciler Birliği (Anglican United Refugee Alliance) mülteci sponsorluğu direktörü Alexandra Kotyk hükümetin UNHCR ile birlikte özellikle Hristiyan azınlığı ülkeye yerleştireceğine inandığını söyledi.
Şu ana kadar ülkeye yerleştirilen mültecilerin inançları hakkında herhangi bir istatistik bilgisi bulunmuyor.

Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı’na (CIC) ülkeye yerleştirilen 1.300 Suriyeli mültecinin inançlarının ne olduğu sorusu sorulduğunda CIC, mülteci seçiminde inanç faktörü gözetilmediğini belirterek cevap vermiyor.  

Kanada’ya getirilecek tüm mültecilerin yüzde 60’ının mülteci sponsorluğunu özel gruplar üstelenecek. Kiliseler hükümetin onay verdiği sponsorlardan sayılıyor ve Kanada’da farklı inançların kanaat önderleri mülteci seçerken inanç odaklı değil de ihtiyaç odaklı davranmanın önemine değiniyorlar. Fakat sonuçta mülteci sponsorları kime sponsor olacaklarını kendileri seçiyorlar.

Özel grupların Kanada’ya sponsor ettiği ya da etmek istediği mültecilerin sahip oldukları dini inançları hakkında herhangi bir istatistik bilgisi bulunmuyor. Hatta Kanada’da bazı kiliselerin Iraklı Müslüman mültecilere sponsor oldukları biliniyor. 

Muhafazakar hükümet, bazılarının aksine mülteci seçiminde ayrımcılık yapıldığı iddialarını kesin dille yalanlıyor.

Kanada Ulusal Müslümanlar Konseyi koordinatörü Amira Elghawaby, bir demecinde hükümetin Suriyeli mültecilere verdiği öncelikte Müslümanlara karşı ayrımcılık yapmamasını umduklarını belirtti. Fakat dernek mülteci politikasına bakıldığında bundan emin olamadıklarını söylüyor.

Adil Toplum Vatandaşları (CPJ) örgütünün göçmenlik bakanından aldığı cevaba göre ülkeye yerleştirilmesi için seçilen 1.300 mülteci 3.500 kişilik havuzdan alınmış. Karar verilen bu sayının kaçının Müslüman kaçının Hristiyan Ezidi olduğu belli değil. Rakamlar olmayınca belli bir gruba karşı ayrımcılık yapıldığını söylemekte zorlaşıyor.  

Dini azınlık gruplarının ülkeye kabul edildiği söyleniyor. Bu dini azınlık gruba Hristiyan azınlıkların dışında diğer Müslüman dini azınlıklar da giriyor.

Özel sponsor grupları (kiliseler, sivil toplum kuruluşları, çeşitli toplum merkezleri vs.) seçecekleri mültecileri kendileri belirliyor ama başvuruların nihai onayını hükümet veriyor.

Hükümet son yıllarda bazı alanlarda kabul edilecek başvuru sayısı için kota koymuştu. Suriyeli mülteciler için böyle bir kota uygulaması yok ama bu uygulama dünyanın diğer bölgelerindeki Kanada’nın yardımını bekleyen mülteciler açısından tartışma yaratmıştı.

Kanada’da mülteci seçiminde hükümetin siyasi veya maddi çıkarlarına uygun olan toplulukları ülkeye yerleştirildiğini düşünen insanlar da var. Müslüman Suriyeli mültecinin bürokratik işlemlerinin uzun tutarak senelerce bekletilip Suriyeli Hristiyan mültecilerin daha hızlı ülkeye getirildiği gibi komplo teorilerini doğrulayacak bir bilgi yok.

Sonuç olarak hangi mültecilerin nasıl seçildiğine dair özel bilgi ve detayların eksikliği sebebiyle Kanada hükümetinin Suriyeli Müslüman mültecilere karşı bir ayrımcılık yaptığını söylemek neredeyse imkansız.

Fakat ortada bir gerçek var. Kanada büyüklüğü ve nüfusuna oranla alabileceği sayının çok altında Suriyeli mülteci almaktadır. Kesinlikle daha iyisini yapabilir ve yapmalıdır da.

Murat Kandemir, 25 Ocak 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder