Kanada
şu sıralar dış ilişkilerde alışık olmadığı bir dönem yaşıyor. Bir süredir ABD
başkanı Donald Trump’ın ticari saldırısına maruz kaldı. Ardından Suudi
Arabistan Kanada’ya insan hakları konusunda yorum yaptığı için tepki gösterdi.
Şimdi ise Çin teknoloji devinin üst düzey yetkilisinin ABD adına Kanada’da göz
altına alınmasına karşılık olarak iki Kanadalıyı göz altına aldı.
Kanada
iki büyük gücün arasında kaldı ve cezayı da gördü ve maalesef en büyük ticarai
partneri olan güney komşusu yardıma da gelmiyor.
Kanada
hiç bu kadar yalnız bırakılmamıştı. Bu olay gösterdi ki gerçekten ciddi bir müttefiki
de yok gibi. Çin’in Kanadalıları göz altına almasına karşı Kanada’nın yapabileceği
pek bir şey de yok. Ve evet Çin’de bunun farkında görünüyor.
Eski
bir diplomat olan Kanada vatandaşı Michael Kovrig, ve Çin’in küzeydoğusunda
yaşamış bir girişimci olan Kanada vatandaşı Michael Spavor geçtiğimiz pazartesi
“Çin’in ulusal güvenliğini tehlikeye atacak faaliyetlerde bulunmak”
suçlamasıyla göz altına alındı. Kanada konsolosluk görevlileri gözaltına
alınanlara ulaşamıyor.
Kanada
ABD’nin talebiyle Huawei’nin mali işler direktörü Meng Wanzhou’yu 1 Aralık’ta
göz altına almıştı. ABD ayrıca şirketin İran’la yaptığı ticari anlaşmalar
konusunda bankaları yanılttığı suçlamasıyla mahkemeye çıkarılması için onun
teslim edilmesini de istemişti. Kanadalı hakim Meng’i kefaletle serbest
bıraktı.
Bu
olaylar zinciri üç ülke arasında diplomatik bir krize yol açtı ve Kanada iki
ülkenin arasında kaldı.
Aslında
şu ana kadar Kanada Çin’le oldukça iyi ilişkilere sahipti. Çin ABD’den sonra
Kanada’nın en büyük ikinci ticari partneri oldu. Çinlilerin yaptığı yatırımlar
özellikle Vancouver ve Toronto bölgelerinde emlak sektörünün büyümesine sebep
oldu. Hatta Kanada’da okuyan yabancı öğrencilerin üçte birinin Çinli olduğunu
da hatırlatalım.
Kanada
vatandaşlarının tutuklanmasının duyulmasından bu yana Kanada başbakanının sesi pek
çıkmadı. Muhalefetten başbakan Trudeau’nun Çin’e karşı sesinin yeteri kadar
çıkmadığı eleştirileri yapıldı.
Çinle
yaşanılan durum Kanada’nın bu sene yaşadığı ikinci büyük krizi olarak göze
çarpıyor. Haziran ayında Trump serbest ticaret anlaşması (NAFTA) üzerinden
Kanada’ya yüklenmiş hatta Trudeau’yu zayıf ve dürüst olmamakla suçlamıştı.
Bu
hafta ise Trump eğer Çinle bir ticaret anlaşmasını garantileyecek ise Huawei
davasında araya girebileceğini ifade etti ama bu ifade yakalamanın siyasi
olmadığını iddia eden Kanadalı yetkililerin argümanı ile çelişti.
14
Aralık tarihli Global News haberine göre Kanada dışişleri bakanı Chrystia
Freeland suçlu iadesi isteyen bir ülkenin süreci siyasileştirmemesi gerektiğini
ifade etti. Böyle bir durumda normalde Kanada’nin ABD desteğine güvenmesi
gerekirken ABD kuzey komşusunu yalnız bırakmışa benziyor.
Galiba
başkan Trump geleneksel müttefikleri pek umursamıyor. Kanada’yı bu problemde
yalnız bırakmış gibi görünüyor.
Geçmişte
Kanada’ya yönelik bir dış tehlike oluştuğunda ABD’de destek verir ve tüm dünya
Kanada’nın ABD müttefiki olduğunu bilirdi. Suudi bir aktivistin tutuklanmasının
ardından Kanada dış işleri bakanının attığı destek tweeti sonrasında ağustos
ayında Suudi hükümeti Kanada büyükelçisini kovdu ve kendi büyükelçisini de
Kanada’da çekti. Bununla yetinmeyen Suudiler Kanada yatırımlarını elden çıkardı
ve ülkede okuyan tüm Suudi öğrencilerin derhal ülkelerine dönmelerini istedi. ABD
dahil hiçbir ülke resmi olarak Kanada’yı destekleyen bir açıklama yapmadı.
Kanada insan hakları savunması yaptığıyla kaldı.
Şimdiki
durum ise daha ciddi. Kanada Asya’ya olan ihracatını arttırmak istiyor ve
Kanada Çin ticari ilişkileri bu yüzden anahtar görevi görüyor. Kanada
ürünlerine konacak gümrük tarifeleri yüzünden de ABD ile ticari ilişkileri de
tehlike altında.
İnsan
hakları açısından bakıldığında Çin’in Kanada’nın hiçbir şey yapamayacağını düşünerek
bir Kanadalıyı tutuklaması resmen zorbaca bir davranış.
Kanada
tarihi geçmişi de göz önüne alındığında Kanadalıların Çin’de göz altına
alınmaları konusunda ABD’den başka İngiltere’nin, Avustralya ve Fransa’nın da
açık desteğini de beklerdi.
Şu
anda Kanadalı olan ve Çin’de bulunan diğer ziyaretçilerin korkmaması için
ellerinde herhangi bir sebep yok.
Murat
Kandemir, 20 Aralık 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder