Kanada çokkültürlülüğü resmi bir politika olarak
benimseye tek ülke. 70’lerde tanıtılan ve 1988 yılında Çok kültürlülük Kanunu
ile federal bir kanun haline getirilen bu politika ile “Kanada’nın çokkültürlü
yapısını zenginleştirmek ve tarihini korumak ve Kanada’nın ekonomik, sosyal,
kültürel ve siyasi hayatında tüm vatandaşların tam eşit olmasına
çalışmaktır.”
Kanada’nın çokkültürlülüğe bu kadar önem
vermesinin altında yatan sebebin tek kültürlülük ve çift dillilik sorunları ile
uğraşması gösterilir.
Kanada değişik kültürel öğelere sahip olması ve bu
yapısını zenginleştirme çabası ile bir mozağiye benzetilebilir. Yani sadece
İngilizce ve Fransızca konuşan iki grubun değil de yerlilerin, etnik, ırk ve
diğer farklı din mensuplarının oluşturduğu göçmen topluluklarla birlikte mozaik
bir Kanada.
İstatistikler Kanada’nın çok kültürlü yapısına
şahitlik ediyor. Şu anda Kanada’da yaşayan 6.8 milyon göçmen Kanada dışında
doğmuş ve bunların beşte biri etnik grup üyesi. 2012 yılında Kanada 257.000
göçmeni ülkeye kabul etmiş.
Kanada’da çokkültürlülük politikasının başarılı
olup olmadığı konusunda hala tartışma var. Bu politikaya karşı çıkanların ortak
fikri çok kültürlülüğün bir ülke içinde izole olmuş toplumları yarattığı
görüşünde. Destekleyenler ise farklı dinamik etnik grupların Kanada’ya katkı
yaptığı inancında. Bazıları da Kanada’nın belirlediği hedeflerine
ulaşamamasının sebebinin çok kültürlülüğün hala federal düzeyde sahiplenen bir
politika olduğu ve şehir ve kasabalar seviyesinde yapılması gerekenin çok
olduğu görüşünde.
Kanada Çalışmaları Derneği’nin (ACS) düzenlediği
bir anket ilginç bilgiler verdi. 40. yılına giren Kanada çokkültürlülük
politikası ankete katılanların çoğunluğu tarafından destekleniyor.
Katılımcıların yüzde 45’i Kanada’ya gelen göçmenlerin kendi gelenek ve
göreneklerini unutmaları ve yaşayan ana kültüre ayak uydurmaları gerektiğini
düşünüyor.
Vancouver Adası Çok kültürlü Toplum Derneği
(CVIMS) 84 farklı ülkeden gelen ve toplamda 65 farklı dili konuşan 980 yeni
göçmene entegrasyon konusunda yardımcı olmuş. CVIMS’nin entegrasyon, yerleşim,
dil kursları (ESL), istihdam hizmetleri ve çocuk programları gibi çeşitli
programları yürütüyor.
CVIMS gibi büyük sivil toplum kuruluşları kendi
bölgelerinde göçmenlere özel programlar yürütüyorlar. Özellikle ülkeye yeni
gelen göçmenler için dil programlarından çocuk bakım hizmetlerine kadar birçok
alanda destek vermeye devam ediyorlar.
Kanada’da her etnik grubun bir sivil toplum
kuruluşu olduğunu söylemek mümkün. Kanada devleti ve diğer bazı kurum ve
kuruluşların finanse ettiği bu kurumlar aracılığıyla Kanada’da çok kültürlülük
politikası yaşanıyor ve yaşatılıyor.
Kültürel çeşitliliğin bir göstergesi olan
dernekler ülkede ırkçılıkla ve ayrımcılıkla mücadelede önemli misyon yükleniyorlar.
Tüm etnik ve kültürel gruplar kendi kültür yapısıyla aslında büyük Kanada
toplumuna da katkıda bulunmuş oluyorlar.
Kişiler kendi öz kültürünü unutmadan Kanada’da
yaşayabilir ve ülkenin tüm yasalarına saygı göstererek Kanada’ya tam entegre
olabilir. Bugün kim tam anlamıyla Kanadalı ki? Sonuçta hepimiz dışarıdan
gelmedik mi?
Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 5 Kasım
2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder