Kanada’da Kebek eyaleti hükümeti geçen Kasım
ayında devlet görevlileri tarafından kamuda dini sembollerin giyilmesi veya
takılmasını yasaklama kararı aldığında Ontario’da Lakeridge Hastanesi Kebek tıp
fakülte gazetelerinde başörtülü kadın resimli iş ilanı vererek yeni mezunların
dikkatini çekti. Hastane verdiği eleman ilanındaki resmin hemen altında bulunan
“Başınızda ne olduğuyla ilgilenmiyoruz,
biz içindekiyle ilgileniyoruz” yazısı ile olaya Ontario eyaletini bakışını
özetlemiş oldu. Hastane yetkilisi Kevin Empey bir gazeteye verdiği demecinde
kendilerine yapılan iş başvurularında artış olduğunu kaydetti.
Kebek hükümetinin ilgili yasası ve Ontario
hastanesinin yasaya karşı bir mesaj içeren eleman ilanı Kanada’nın çok kültürlülüğü
üzerinde hiç bitmeyen tartışmaların bir aynası gibi. Kebek’te 14 Ocak’ta yasa
tasarısı mahkemelerde görülmeye başladı. Yasanın destekçileri yasaklama
kararının devletin seküler yapısının korunmasını teminat altına alacağını
düşünürken karşıtlar ise yasayı azınlık hükümeti olan Parti Quebecois (PQ)
devletinin yabancı düşmanlığının bir işareti olarak görüyor.
Göçmenlik burada aslında sorunun kendisi değil.
Kebek’te yaşayanlar dahil Kanadalıların çoğunluğu ülkeye her sene kabul edilen
ortalama 250.000 (ülke toplam nüfusunun yüzde 0.8’i) kişilik göçmenlik sayısını
makul buluyor. Bu göçmenlik politikaları sonucunda birinci jenerasyon göçmen
sayısı dünyadaki diğer kozmopolit şehirlere bakıldığında en fazla olduğu
şehirler Kanada’da Toronto ve Vancouver şehirleri oluyor.
Avrupa ve Kanada’da çeşitli çalışmalar yapan
sosyolog Jeffrey Reitz’e göre Avrupalıların aksine Kanadalılar göçmenlerin
kendi işlerini ellerinden almadığına aksine göçmenlerin yeni iş alanları
açtığına inanıyor. Avrupa ve Asya’dan gelen göçmenlerin oluşturduğu Kanada
aslında kökünde var olan kendi gerçek yapısına özgü bir göçmenlik politikası
takip ediyor.
1970’lerden beri Kanada göçmenlik politikaları işe
bulma ihtimali yüksek göçmenler üzerine geliştirildi. Hükümet dil, eğitim ve mesleki
beceri gibi temeller üzerinde puanlama sisteminden oluşan göçmenlik
politikasına günün koşullarına ve ülkenin ekonomik durumuna uygun olarak zaman
zaman müdahale etti. Şimdi puan durumu genç olan göçmen adaylarının avantajına
düzenlendi. Programların çoğu adayın dil yeterliğine de önem veriyor.
Kebek tartışması göçmenlik sayıları hakkında değil
elbet. Daha çok onların toplumda yeri ile alakalı. 1970’lerde Kanada kültürel
farklılıkların değer görmesi anlamına gelen “çok kültürlülüğü” bir politika olarak
kabul etti. O günden bugüne federal ya da eyalet düzeyinde çıkarılan her türlü
yasal düzenlemede çok kültürlülük hep rol oynadı. Devlet aynı zamanda
göçmenlerin yeni ülkeye adapte olmasını da istedi. Yeni göçmeninden kendi
kültürel zenginliğinden bir şey kaybetmeden Kanada büyük toplumuna adapte
olmasını istemek çok kültürlülüğü benimsemiş bir ülkeden beklenecek en makul
hareket zaten.
Bir kurumun yaptığı araştırmaya göre İngilizce
konuşan Kanadalılar çok kültürlülüğü ulusal kimlik ögesi bakımından evrensel
sağlık, Kanada bayrağı, buz hokeyi, Kraliçe gibi diğer ögelerden daha fazla
görüyor. Zaten biraz düşününce bu duruma şaşırmamak lazım. Neredeyse bölünmenin
eşiğine gelmiş çok etnik yapıdan oluşan Kanada’nın bunda başka şansı var mı?
Federal hükümetin sahibi muhafazakar partisi
Kanada çok kültürlü yapısına diğer muhalefet partilerinden daha fazla sahip
çıkmakla birlikte yeni göçmenlerin topluma entegre olmasını desteklerken bazı
toplumlarda görülen (kızların sünnet edilmesi gibi) uygulamaları kabul edilemez
buluyorlar. Kanada suç sayılabilecek fakat ülkeye gelen göçmenlerin
kültürlerinde var olan dini ya da kültürel uygulamalara karşı çıkıyor ve
göçmenlerin yeni topluma hızlıca ayak uydurmasını istiyorlar.
Fransızca konuşan Kebekliler ise konuya farklı
açıdan yaklaşıyorlar. Birçoğu Kanada’nın temel kültürüne zarar verdiğini
düşünerek farklı etnik yapıların dominant kültüre asimile olmasını daha doğru
buluyorlar. Bu görüş özellikle göçmenlerin daha az olduğu şehir dışı bölgelerde
görülüyor. Montreal gibi yeni gelenlerin yaşadığı yerlerde ise asimilasyona
şiddetle karşı çıkılıyor.
Kanada’nın çok kültürlülüğü mükemmel değil.
Kraliyet Polisi (Mountie) olup Sih dininden birisinin başına türban giyebilmesi
ya da mahkemede bir kadının yüzünü tamamen kapatması gibi konular üzerinde hala
tartışmalar var. Bunlar kamuda kişisel özgürlük kapsamında değerlendirilmesi
gereken kültürel ya da dini uygulamalar mı? Yoksa hükümet bu uygulamaları
çeşitli sebeplere dayandırarak belli başlı kalıplara sokabilir ya da kısmen
yasaklayabilir mi?
Toronto’da bir üniversite öğrencisinin dini
sebeplerden ötürü grup projelerinde kız öğrencilerden ayrı tutulmak istemesi bu
konuda tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kebek’teki mahkemeler devam ediyor ve
uzun süre devam edecek gibi. Üzerinde konsensus sağlanamayan bu konuda Kanada
daha meşgul olacak gibi. Çok kültürlülük her eyaletin kendi anlayışına göre
yürütülüyor.
Murat Kandemir, 31 Ocak 2014