Kanada nüfusunun artan yaşlanma oranı yüzünden
yaşlı çalışanların genç göçmenlere yerlerini bırakması gerektiği söylenir hep.
Hatta bu teori Kanada’da ana akım medya da yazan
belli başlı yazarlar tarafından da dile getirilir. Gelişmiş ülkelerde nüfusun
yaşlanması en büyük sorun olarak gösterilir. Aslında sorun nüfusun yaşlanması
değil de doğum oranlarının düşmesi olarak bilinmeli. Gelişmiş ülkelerde insanlar
daha uzun ve sağlıklı yaşıyorlar ve hayat zor olduğu için hem çocuk sahibi olma
yaşını öteliyorlar hem de eskisine göre daha az çocuk sahibi oluyorlar.
Bu yaşlanma trendi sadece Kanada değil aynı
zamanda Almanya, İskandinavya ve Japonya gibi ülke ve bölgelerde de görülüyor. Fakat
bu ülkelerin yaşlanan nüfus sorununa yaklaşımları çok farklı. Kanada bu soruna
karşı dünyada Avustralya’dan sonra rekor sayıda göçmen alarak cevap verirken diğer
ülkeler göçmenlik sayılarını kısıtlayarak alternatif yaklaşımlar sergiliyorlar.
Liberal Kanadalılar yurtdışından göçmen gelmesine
sıcak bakıyor ve göçmen istemeyenleri ırkçılık yapmakla suçlarken bazı
Kanadalılar da makul düzeyde göçmen gelmesinin son derece önemli olduğunun
altını çiziyor. Vatandaşların göçmenliğe bakışı siyasi fikirlerinin ışığında
şekilleniyor. Sola doğru gidildikçe daha az karşı çıkılan ülkeye yabancı göçmen
alınması fikri sağa doğru gidildikçe hem karşı çıkılan, alınacaksa da kısıtlı
sayıda bazı ülkelerden kabul edilmesi gerektiği fikrinde birleşiyor.
Göçmenlik konusu tabu bir konu olmaktan
kurtulamadı.
Politika ve kanun yapıcıları göçmenlik konusuna
ulusalcılık, ırkçılık ve fakirlik ekseninde değerlendirdi. Geçmişte yapılan
yanlış göçmenlik uygulamaları gelecekteki fikirleri biçimledi. Aslında ülkede
rasyonel göçmenlik politikası oluşturulabilmesi geçmişteki yanlış uygulamaların
etkisinden ve ulusalcılık, ırkçılık ve fakirlik gibi sosyal durumları göz ardı
ederek mümkün olabilir.
Göçmenlik nüfus artışını sağlayarak ülkedeki iş
gücünün devam edebilmesi ve bu sayede genç işçilerin boşalan pozisyonlarda
yerini almasını sağlayacaktır belki ama bazı uzmanlara göre bu durum geçici bir
ekonomik çözüm olacak ve ortalama ömrün uzaması sebebiyle uzun dönemde sorun
teşkil edecek.
Becerikli iş görenlerin ülkeye göç etmesi ülkeye emeklilik
gibi iktisadi manada yeni sorumluluklar yükleyecek.
Her sene ülkeye alınan göçmen sayısının o kadar da
ciddi rakamlar olmadığını bir kenara bırakırsak göçmenlik uzmanları inanılanın
aksine Kanada’ya gelen yeni göçmenlerin yaşlanan nüfusa bir etkisini olmadığı
görüşünde.
İnsanların geçmişe göre daha uzun ve aktif olarak
yaşaması yüzünden birçok ülke emeklilik süresini uzatmayı seçiyor. AB ve
Türkiye’de emeklilik süresi uzatıldı. Uzmanlar emeklilik süresinin uzatılması
uygulamasının yaşlanan nüfus sorununa karşı alınan en iyi önlemlerden birisi
olarak görüyorlar.
Dillendirilen diğer seçenekler de yaşlıların
kullanacağı yapılar inşa etmek ve emekliye ayrılan insanların
değerlendirileceği farklı iş alanları yaratmak.
Yaşlanan insanların daha çok sağlık harcamasına
sebep olacağı ve bunun da ülkenin sağlık harcamalarında önemli bir yer tutacağı
söylenir hep. Hatta Kanada sırf bu yüzden anne-baba ve aile büyükleri
sponsorluk programını 2011’den beri kapalı tutuyor ve daha önce yapılan
sponsorluk programını daha çok yavaştan (4-6 yıl süren) alıyordu. Uzmanlar bu
görüşe de karşı çıkıyorlar.
Bazı uzmanlara göre artan sağlık masraflarının yaşlanan
nüfusla direk iliştirilmesi çok insafsızca. Doktor ve ilaç fiyatlarındaki ve
masraflarındaki artış aslında tıp alanındaki teknolojik ilerleme yüzünden.
Asıl soruya tekrar dönelim. Kanada nüfusun
yaşlanması sorununu gerçekten yaşıyor mu? Şu an nüfusun yüzde 14’ü 65 ve üzeri
yaşta. Bu oran gerçekte Japonya, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve diğer
gelişmiş ülkelerdeki orandan daha düşük.
Diğer bazı ülkelerin bu soruna nasıl eğildiklerine
bakalım.
Yeni göçmen istemeyen ülkelerin başında gelen
Japonya dünyanın en zengin ve zengin ve fakirin arasındaki uçurumun az olduğu ülke
olarak belirtiliyor.
2030 yılında Japon nüfusun yüzde 33’ü 65 ve üstü
yaşında olacak. Japonya’nın bu konudaki çözümü yaşlıların daha fazla
çalışmasını sağlamak, satış vergilerini arttırmak ve “ikinci baharını” yaşayan
yaşlı nüfusun iş sahibi olacağı toplumlar yaratmak.
İskandinav ülkelerinden birisi olan Norveç’te
politikacılar etik bir karar vererek göçmenliği kısıtlamayı ve fakir ülkelere
Kanada’dan daha fazla yardım yapmayı kararlaştırdılar.
Norveç düşük doğum oranlarının ve nitelikli
işçilerin yaşlılar için fayda sağladığının farkına varmış durumda. İskandinav
ülkeleri düşük doğum oranlarını arttırmak için halkına ücretsiz sağlık ve
eğitim hizmetleri veriyor.
İskandinavyalı bir ekonomi profesörünün de dediği
gibi göçmenlik sosyal refah devlet sistemine açık bir tehdittir.
Yaşlanan nüfus sorunu Almanya’da da hissediliyor.
Kanada ile karşılaştırıldığında Almanya fazla göçmen alma eğiliminde değil.
Kanada firmaları ihtiyacını hissettiği mesleki beceri sahibi işçileri daha
fakir ülkelerden temin ederken Almanya firmalardan ülkesindeki gençleri
eğiterek işçi ihtiyaçlarını karşılamalarını istiyor.
Ülkelerin yaşlanan nüfus oranlarının artması
sorununa karşı politikalar geliştirirken yurt dışından göçmen kabul etmesi
uygulamasına bakıldığında aslında şu soru akla geliyor. Göçmenlik uygulaması bir
ülke için iyi mi yoksa kötü mü?
Ya da diğer bir soru. Bir ülkeye sayı olarak ne
kadar göçmen alınması o ülke için en iyisidir?
Murat Kandemir, 17 Ocak 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder