21 Eylül 2015 Pazartesi

Kanada Mülteci Devlet Korumasının İptal Edilmesi

Kanada’ya her yıl binlerce kişi siyasi sığınma başvurusu yapıyor ve davalarını kazananlar göçmenlik statüsü elde ediyorlar.

Bu yazımızda siyasi sığınmacı olarak kabul edilen göçmenlerin asıl ülkelerine dönmeleri ve sonrasında Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı (CIC) tarafından verilen Kanada siyasi sığınma korumasının durdurulması (cessation) konusunu işlemeye çalışalım.

Mülteciler Kanada’da göçmen olduktan sonra hasta ziyareti ya da başka herhangi mecburi durumlarda ülkelerine gitmek zorunda kalıyorlar. Kanada’da siyasi sığınma başvurusu yaptıktan sonra daimi ikamet statüsü elde etmesinin ardından ülkelerine gidenlerin Kanada’ya dönüşlerinde CBSA (Kanada Sınır Güvenliği Teşkilatı) sınır güvenliği görevlileri tarafından sorgulandığını ve ülkelerine neden giriş yaptığının araştırıldığını hepimiz biliyoruz.

CBSA görevlisi tarafından sorgulanan bazı eski mülteci göçmenler Kanada’ya giriş yaptıktan birkaç ay sonra Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı’nın haklarında mülteci korumasının durudurulması (application for cessation of refugee protection) başvurusunda bulunduğu bilgisini alıyorlar. Başvuru bakanlığın mülteci koruma şubesi (RPD) tafaından yapılmış oluyor ve mülteci koruma statüsünden çıkarılmak istenen kişiye savunma için duruşma günü veriliyor.

Bir kişinin mülteci korumasının durdurulması başvurusu almasının çeşitli sebepleri olabilir. Mesela kişi asıl ülkesine giriş yapabilmek için Kanada’daki geldiği ülkenin konsolosluğundan yeni bir pasaport çıkartmış olabilir ve bu pasaportla geldiği ülkesine giriş yapmış olabilir. Ülkesine karşı Kanada’da siyasi sığınma başvuru yapması ve korunmaya alınmış mülteci olarak kendi ülkesine yeni bir pasaportla giriş yapması Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı’na kişiye karşı mülteci korumasının kaldırılması başvurusu yapması için temel teşkil edebilir.

Kanada Göçmenlik ve Mülteci Koruma Yasası (IRPA) 108 inci maddesinde bir kişinin mülteci korunmasından çıkarılması işleminin başlatılması için beş neden sıralanıyor.

108 (1) Aşağıdaki durumlarda kişinin mülteci koruması reddedilmeli ve kişi artık anlaşmalı mülteci ya da korunmaya ihtiyaç duyan mülteci olarak kabul edilmemelidir:

a –kişi gönüllü olarak tabiiyeti bulunduğu kendi ülkesinin devlet korumasına geçmiş;
b –kişi gönüllü olarak vatandaşlığını yeniden elde etmiş;
c –kişi yeni bir vatandaşlık elde etmiş ve yeni vatandaşı olduğu ülkeden koruma elde etmiş;
d –kişi Kanada’da iltica ettiği, terkettiği ya da dışarısında bulunduğu ülke ile ilişkisini gönüllü olarak yeniden tesis temiş; veya
e –kişinin siyasi sığınma başvurusu yapma sebepleri ortadan kalkmış.

Orijinal madde:

108. (1) A claim for refugee protection shall be rejected, and a person is not a Convention refugee or a person in need of protection, in any of the following circumstances:
(a) the person has voluntarily re-availed themselves of the protection of their country of nationality;
(b) the person has voluntarily reacquired their nationality;
(c) the person has acquired a new nationality and enjoys the protection of the country of that new nationality;
(d) the person has voluntarily become re-established in the country that the person left or remained outside of and in respect of which the person claimed refugee protection in Canada; or
(e) the reasons for which the person sought refugee protection have ceased to exist.

Kişinin yeni bir pasaport çıkartıp asıl ülkesini ziyaret etmesi yukarıdaki 108(1)(a) maddesi uyarınca kişinin asıl tabiyeti bulunan ülkesinin korunmasına geçmiş olduğu iddiasıyla kendisine karşı mülteci korumasını iptal edilmesi başvurusu yapılmasına temel teşkil edebilir. Bu durum sebebiyle göçmenlik bakanı, kişinin artık uluslararası ya da Kanada’nın korunmasına bir ihtiyacı olmadığını ve kendi ülkesinin korumasını elde edemediğini gösteremediğini de iddia edebilir.

Mülteci korumasını kaldırma başvurusu Bakan’ın başvurusu olduğu için Bakan’nın mülteciye karşı davası olarak görülüyor. Mültecinin bir önceki ülkesinin devlet korumasına ulaştığının ispat edilebilmesi için aşağıdaki üç şartın oluştuğu gösterilmek zorundadır.

1-Gönüllülük: mülteci bu davranışını gönüllü olarak yapmış olmalıdır (zorlanmış olmamalı);
2-Niyet: mülteci kendi asıl ülkesinin korumasını tekrar kabul etme hareketine niyet etmiş olmalıdır; ve
3-Korunma almış mülteci gerçekten devlet korunması almış olmalıdır.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 1951 Konvansiyonu Mülteci Statüsü Belirleme Kriterleri ve Prosüdürleri el kitabında ve 1967 tarihli Mültecilerin Statüsü protokolü uyarınca bir mülteci kendi ülkesinin pasaportunu çıkartır ya da yenilerse kendi ülkesinin korunmasına devam etmek istediği varsayılmaktadır. İşte bu varsayım da mülteci olduktan sonra göçmen olup ülkesine dönenlere karşı kullanılabilecek bir durumdur.

Fakat bu varsayıma karşı olarak kişinin ülkesini ziyaret etmekle aslında devlet korumasına erişmediği çeşitli kanıtlar sunularak ispatlanabilir. Bu kanıtlar gönüllülük, niyet ve tekrar devlet korunmasına ulaşma faktörleri temelinde oluşturulmalıdır.

UNHCR’nin el kitabında bu konu hakkında bilgi mevcut. Mesela el kitabının 120-125 inci paragrafları gönüllülük fiilinin kendi ülkesinde hasta bir aile yakınına bakılması ya da boşanma başvurusu yapma gibi mecburi durumlarda oluşmayacağı belirtilir. Kişi kendi ülkesine çok hasta babasını ziyarete gittiyse bu ziyaretin sebebinin ve babanın hastalığının teyid edilmesi ve kanıt toplanması çok önemli.

İkinci faktör olan “niyet” e gelince kişinin pasaportu neden çıkarttığı çok önem arz ediyor. Pasaportun çıkarılmasının nedeninin iyi belirlenmesinin önemi hem federal mahkeme hem de mülteci koruma şubesince (RPD) vurgulanmıştır. Hatta bazı davalarda federal mahkeme RPD’nin pasaport çıkarıltılmasındaki niyeti iyi sorgulamadığını belirtmiştir. Hatta bir davada (Nsende, 2008 FC 531) federal mahkeme pasaportun iş seyahati için çıkarılma motivasyonunun tekrar devlet korunmasına ulaşılması varsayımından daha fazla olduğunu düşünmüş ve RPD’nin kişinin asıl pasaport çıkarma sebebi üzerinde yeteri kadar durmadığı eleştirisinde bulunmuştur. Yani eğer kişi pasaportu sadece iş yapabilmek için çıkartmışsa o zaman iş ile ilgili kanıtlar elde edilmelidir.

Son faktör olan “devlet korunmasına erişim” için UNHCR’nin el kitabında “gerçek, rasgele ve arizi devlet korunmasına erişim” uyarısı ve ayrımı yapılmıştır. Bir davada (Yuan, 2015 FC 923) mahkeme kişinin kendi ülkesinde bulunduğu süre içerisinde kendi devletin korumasına erişip erişmediği konusunda karar verilirken polis yetkililerinden uzak durduğu ve kendisini güvende tutacak tedbirleri aldığına dair kanıtların gözönüne alınması gerektiğinin altı çizilmiştir.

Kanada devlet korunmasına alınmış mültecilerin devlet korunmalarından çıkarılması konusu mülteci kanununun alanına girmektedir. Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı’nın IRPA’da yapılan son değişikliklerle birlikte son yıllarda daha fazla mülteci korumanın kaldırılması davası açmasıyla bu konu evrimleşmeye devam etmektedir. RPD’de açılan yeni davaları ve federal mahkemeye giden temyiz başvurularını yakından takip etmek ve bu davaların sonuçlanma seyrini izlemek durumundayız.

Bu yazıdan çıkarılacak pratik sonuç şu olmalıdır. Eski mülteci olan Türk göçmenler daimi oturum kartı (PR) sahibi oldukları sürece Türkiye’ye giriş yapmaları durumunda IRPA’nın 108 inci maddesi uyarınca kendilerine sağlanan Kanada devlet korumasının kaldırılması davasına muhatap olabilirler.  


Murat Kandemir, 21 Eylül 2015   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder