Kanada’ya her yıl binlerce kişi
siyasi sığınma başvurusu yapıyor ve davalarını kazananlar göçmenlik statüsü
elde ediyorlar.
Bu yazımızda siyasi sığınmacı
olarak kabul edilen göçmenlerin asıl ülkelerine dönmeleri ve sonrasında Kanada
Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı (CIC) tarafından verilen Kanada siyasi
sığınma korumasının durdurulması (cessation) konusunu işlemeye çalışalım.
Mülteciler Kanada’da göçmen
olduktan sonra hasta ziyareti ya da başka herhangi mecburi durumlarda ülkelerine
gitmek zorunda kalıyorlar. Kanada’da siyasi sığınma başvurusu yaptıktan sonra
daimi ikamet statüsü elde etmesinin ardından ülkelerine gidenlerin Kanada’ya
dönüşlerinde CBSA (Kanada Sınır Güvenliği Teşkilatı) sınır güvenliği
görevlileri tarafından sorgulandığını ve ülkelerine neden giriş yaptığının
araştırıldığını hepimiz biliyoruz.
CBSA görevlisi tarafından
sorgulanan bazı eski mülteci göçmenler Kanada’ya giriş yaptıktan birkaç ay
sonra Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı’nın haklarında mülteci korumasının
durudurulması (application for cessation of refugee protection) başvurusunda
bulunduğu bilgisini alıyorlar. Başvuru bakanlığın mülteci koruma şubesi (RPD)
tafaından yapılmış oluyor ve mülteci koruma statüsünden çıkarılmak istenen
kişiye savunma için duruşma günü veriliyor.
Bir kişinin mülteci korumasının
durdurulması başvurusu almasının çeşitli sebepleri olabilir. Mesela kişi asıl
ülkesine giriş yapabilmek için Kanada’daki geldiği ülkenin konsolosluğundan
yeni bir pasaport çıkartmış olabilir ve bu pasaportla geldiği ülkesine giriş
yapmış olabilir. Ülkesine karşı Kanada’da siyasi sığınma başvuru yapması ve
korunmaya alınmış mülteci olarak kendi ülkesine yeni bir pasaportla giriş
yapması Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı’na kişiye karşı mülteci
korumasının kaldırılması başvurusu yapması için temel teşkil edebilir.
Kanada Göçmenlik ve Mülteci
Koruma Yasası (IRPA) 108 inci maddesinde bir kişinin mülteci korunmasından
çıkarılması işleminin başlatılması için beş neden sıralanıyor.
108
(1) Aşağıdaki durumlarda kişinin mülteci koruması reddedilmeli ve kişi artık
anlaşmalı mülteci ya da korunmaya ihtiyaç duyan mülteci olarak kabul edilmemelidir:
a
–kişi gönüllü olarak tabiiyeti bulunduğu kendi ülkesinin devlet korumasına geçmiş;
b
–kişi gönüllü olarak vatandaşlığını yeniden elde etmiş;
c
–kişi yeni bir vatandaşlık elde etmiş ve yeni vatandaşı olduğu ülkeden koruma
elde etmiş;
d
–kişi Kanada’da iltica ettiği, terkettiği ya da dışarısında bulunduğu ülke ile
ilişkisini gönüllü olarak yeniden tesis temiş; veya
e
–kişinin siyasi sığınma başvurusu yapma sebepleri ortadan kalkmış.
Orijinal madde:
108. (1) A claim for refugee protection shall be rejected, and a person is
not a Convention refugee or a person in need of protection, in any of the
following circumstances:
(a) the person has voluntarily re-availed themselves of the protection of
their country of nationality;
(b) the person has voluntarily reacquired their nationality;
(c) the person has acquired a new nationality and enjoys the protection of
the country of that new nationality;
(d) the person has voluntarily become re-established in the country that
the person left or remained outside of and in respect of which the person
claimed refugee protection in Canada; or
(e) the reasons for which the person sought refugee protection have ceased
to exist.
Kişinin yeni bir pasaport
çıkartıp asıl ülkesini ziyaret etmesi yukarıdaki 108(1)(a) maddesi uyarınca
kişinin asıl tabiyeti bulunan ülkesinin korunmasına geçmiş olduğu iddiasıyla
kendisine karşı mülteci korumasını iptal edilmesi başvurusu yapılmasına temel
teşkil edebilir. Bu durum sebebiyle göçmenlik bakanı, kişinin artık uluslararası
ya da Kanada’nın korunmasına bir ihtiyacı olmadığını ve kendi ülkesinin
korumasını elde edemediğini gösteremediğini de iddia edebilir.
Mülteci korumasını kaldırma
başvurusu Bakan’ın başvurusu olduğu için Bakan’nın mülteciye karşı davası
olarak görülüyor. Mültecinin bir önceki ülkesinin devlet korumasına ulaştığının
ispat edilebilmesi için aşağıdaki üç şartın oluştuğu gösterilmek zorundadır.
1-Gönüllülük: mülteci bu davranışını
gönüllü olarak yapmış olmalıdır (zorlanmış olmamalı);
2-Niyet: mülteci kendi asıl
ülkesinin korumasını tekrar kabul etme hareketine niyet etmiş olmalıdır; ve
3-Korunma almış mülteci gerçekten
devlet korunması almış olmalıdır.
Birleşmiş Milletler Mülteciler
Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 1951 Konvansiyonu Mülteci Statüsü Belirleme
Kriterleri ve Prosüdürleri el kitabında ve 1967 tarihli Mültecilerin Statüsü
protokolü uyarınca bir mülteci kendi ülkesinin pasaportunu çıkartır ya da
yenilerse kendi ülkesinin korunmasına devam etmek istediği varsayılmaktadır.
İşte bu varsayım da mülteci olduktan sonra göçmen olup ülkesine dönenlere karşı
kullanılabilecek bir durumdur.
Fakat bu varsayıma karşı olarak
kişinin ülkesini ziyaret etmekle aslında devlet korumasına erişmediği çeşitli kanıtlar
sunularak ispatlanabilir. Bu kanıtlar gönüllülük, niyet ve tekrar devlet
korunmasına ulaşma faktörleri temelinde oluşturulmalıdır.
UNHCR’nin el kitabında bu konu
hakkında bilgi mevcut. Mesela el kitabının 120-125 inci paragrafları gönüllülük
fiilinin kendi ülkesinde hasta bir aile yakınına bakılması ya da boşanma
başvurusu yapma gibi mecburi durumlarda oluşmayacağı belirtilir. Kişi kendi
ülkesine çok hasta babasını ziyarete gittiyse bu ziyaretin sebebinin ve babanın
hastalığının teyid edilmesi ve kanıt toplanması çok önemli.
İkinci faktör olan “niyet” e
gelince kişinin pasaportu neden çıkarttığı çok önem arz ediyor. Pasaportun
çıkarılmasının nedeninin iyi belirlenmesinin önemi hem federal mahkeme hem de
mülteci koruma şubesince (RPD) vurgulanmıştır. Hatta bazı davalarda federal
mahkeme RPD’nin pasaport çıkarıltılmasındaki niyeti iyi sorgulamadığını
belirtmiştir. Hatta bir davada (Nsende, 2008 FC 531) federal mahkeme pasaportun
iş seyahati için çıkarılma motivasyonunun tekrar devlet korunmasına ulaşılması
varsayımından daha fazla olduğunu düşünmüş ve RPD’nin kişinin asıl pasaport
çıkarma sebebi üzerinde yeteri kadar durmadığı eleştirisinde bulunmuştur. Yani
eğer kişi pasaportu sadece iş yapabilmek için çıkartmışsa o zaman iş ile ilgili
kanıtlar elde edilmelidir.
Son faktör olan “devlet
korunmasına erişim” için UNHCR’nin el kitabında “gerçek, rasgele ve arizi
devlet korunmasına erişim” uyarısı ve ayrımı yapılmıştır. Bir davada (Yuan,
2015 FC 923) mahkeme kişinin kendi ülkesinde bulunduğu süre içerisinde kendi
devletin korumasına erişip erişmediği konusunda karar verilirken polis
yetkililerinden uzak durduğu ve kendisini güvende tutacak tedbirleri aldığına
dair kanıtların gözönüne alınması gerektiğinin altı çizilmiştir.
Kanada devlet korunmasına alınmış
mültecilerin devlet korunmalarından çıkarılması konusu mülteci kanununun
alanına girmektedir. Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı’nın IRPA’da yapılan
son değişikliklerle birlikte son yıllarda daha fazla mülteci korumanın
kaldırılması davası açmasıyla bu konu evrimleşmeye devam etmektedir. RPD’de açılan
yeni davaları ve federal mahkemeye giden temyiz başvurularını yakından takip
etmek ve bu davaların sonuçlanma seyrini izlemek durumundayız.
Bu yazıdan çıkarılacak pratik
sonuç şu olmalıdır. Eski mülteci olan Türk göçmenler daimi oturum kartı (PR)
sahibi oldukları sürece Türkiye’ye giriş yapmaları durumunda IRPA’nın 108 inci
maddesi uyarınca kendilerine sağlanan Kanada devlet korumasının kaldırılması
davasına muhatap olabilirler.
Murat Kandemir, 21 Eylül 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder