Yapılan bir analiz mülteci davalarında karar
vericiler arasında tutarsızlığa işaret etti. Bir duruşma hakemi davaları bolca kabul
ediyor başkası tüm davaları reddediyor.
Siyasetin seçtiği görevliler yerine artık devlet
memurlarının mülteci davalarında karar vermesi gibi Göçmenlik ve Mülteci
Kurulu’nda (IRB) yapılan yapısal değişiklikler mülteci belirleme sürecine
adalet getiremedi. Bir memur her siyasi iltica başvurusunu cömertçe kabul
ederken başka bir memur önüne gelen tüm başvuruları acımasıza reddediyor.
Analizi gerçekleştiren York Üniversitesi Osgoode
Hall Hukuk Fakültesi tarafından geçen sene siyasi sığınma talepleri davalarında
verilen tüm kararlar incelendiğinde memur hakemler tarafından verilen kararların
mahkeme başlamadan tahmin edilebildiğini ortaya çıkardı.
İltica duruşmalarında davaların etraflıca
incelenmeden bu kadar kolay şekilde karar verilmesinin bazı durumlarda ölüm ve
yaşam kararı olabileceğini ve siyasi devlet koruması ihtiyacı olan birinin ret
kararı sonrası ülkesine gönderildiğinde hayatının tehlikeye girebileceği
unutulmamalı.
Harper hükümeti Kanada’nın mülteci belirleme
sistemini değiştirmiş ve mülteci davalarında karar vermek üzere devlet
tarafından atanan hakimlerin yerini duruşma hakemliği yapacak devlet görevlilerini
işe alınmıştı.
Yeni sistemde de iltica davaları kabul oranları
yüksek fakat mahkeme hakemleri arasındaki oranlar çok farklı.
Sadece birkaç davaya bakan bazı hakemlerin dava
kabul oranı yüzde yüz iken analizde daha çok yirmi ve daha fazla davaya bakan
hakemlerin kararları üzerine yoğunlaşıldı
Eski sistemde davaları seyrek kabul eden IRB
üyelerinden Montreal’deki Sylvie Roy gördüğü 23 davanın hepsini reddetti. Öte
yandan Toronto’dan Edward Robinson’da gördüğü 93 davanın yüzde 6,5’ini kabul
etti.
En yüksek kabul oranı Toronto’dan Shamash Alidina
oldu ve gördüğü 30 davanın yüzde 80’ini kabul etti ve onu gördüğü 98 davanın yüzde
78,6’sını kabul eden Kevin Fainbloom takip etti.
Yeni sistemde ise en az kabul oranı rekoru
Montreal’den, gördüğü 50 davanın yüzde 16’sını kabul eden Stephane Morin’e ait.
Toronto’dan Brenda Lloyd’ta gördüğü 73 davanın yüzde 20.5’ini kabul etti.
Mülteci duruşmalarında en yüksek kabul oranı da yine Toronto’dan Christopher
Marcinkiewicz’e ait. İncelediği 85 davanın yüzde 89,4’ünü kabul eden
Marcinkiewicz’i gördüğü 25 davanın yüzde 88’ini kabul eden Maria Vega izliyor.
İnsan hakları ve yasal prosüdür konularında aynı
üniversitede ders veren Doçent Sean Rehaag sistemin iyileşmediğini düşünüyor.
Siyasi mülteci başvuruları 2013 yılında da düşük
çıktı. 2013’te Kanada’da yapılan siyasi sığınmacı başvurusu 10.000 düzeyinde
kaldı. Bu sayı 2012’de iki katıydı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek
Komiserliği Ofisi (UNHCR) tarafından açıklanan bilgilere göre siyasi sığınma
başvuruları 2008’den sonra düşüş trendine geçti. 2008’de 34.822 kişi sığınma
başvurusu yaparken bu sayı 2009’da 34.047, 2010’da ise 22.624 olarak açıklandı.
Kanada’da 2008’den sonra siyasi sığınmacı
belirleme sisteminde çeşitli revizyonlar yapıldı. Bu değişiklikler neticesinde
2008’den bu yana hem siyasi sığınmacı başvuru sayısı hem de kabul oranları
oldukça düştü.
Murat Kandemir29 Nisan 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder