11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın
en güvenli 8.891 km’lik ABD-Kanada sınırı termal vücut ısısı detektörleri,
güvenlik kameraları, casus iha’ların kullanıldığı yüksek güvenlik bölgesine
dönüştü.
Bu, özellikle ABD sınırına 160 km
yakında bulunan ve sınırı rutin olarak alış veriş, ticaret, iş ya da turistik
olarak geçenler için çok acı bir değişiklik anlamına geliyor. ABD’ye düzenli
giriş yapanlar özellikle bu günlerde sınır geçişlerinde öncekine göre daha da
sorgulanıyor ve pasaportlarını göstermek zorunda kalıyorlar. Artık sadece
ehliyet gösterip ABD’ye girebilmek çok gerilerde kaldı. Kanada’ya giren ABD’li
vatandaş sayısında da düşüş gözlemleniyor.
Uluslararası ilişkiler profesörü
Peter Anderas’a göre iki ülke de bu durumdan çok kötü etkilenmiş durumda. Bu
durumu “Meksikalılaştırılmış” ABD-Kanada sınırı olarak gören Andreas, ABD
tarafının iki ülke sınırını “aşırı askerileşmiş ve esneksiz” hale getridiğini düşünüyor.
ABD-Kanada sınırındaki asıl sorunun
terörizm ya da yasa dışı göçmenlik değil, ABD ve Kanada’nın iki dost ülke
olarak sınır geçişlerindeki bürokratik süreçleri ve abartılmış teyakkuz halinin
olduğu belirtiliyor. ABD’ye geçen yasadışı göçmen sayısının toplam girenlerin
sadece yüzde 2 seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.
Sadece iki ülke sınır arası
geçişlere odaklanılacağına iki ülkenin daha yakından işbirliği yaparak
istihbarat ve güvenlik güçlerinin teröristlerin hareketlerine ve ülkeye
girişlerinin engellenmesine odaklanılması en tutarlı yol aslında.
ABD, sınır geçişlerindeki bu sıkı
kontrol uygulamasını biraz daha gevşetmeli ve Kanada’da vize kurallarını ve
giriş prosedürlerini ABD’ye göre ayarlaması daha mantıklı seçenek olarak
görülmeli.
İki ülkenin de sınırlarındaki bu aşırı
kontrol uygulamasından vazgeçmek için sebepleri var. Öncelikle iki ülke de günlük
2 milyar dolarlık mal ve hizmet ticareti kapasitesiyle birbirlerinin ticari
partnerleri. ABD tarafından uygulanan sıkı sınır güvenliği protokolü daha çok
Kanada’yı etkiliyor. Mal ticareti yapan tırlar kapıda bekliyor. Bu hem zaman
hem de benzin israfına sebep oluyor. Turizm sektörü de kötü etkileniyor. Bu
durumdan Kanadalı müşterileri sınırda vakit kaybeden Amerikan firmalarının işleri
de etkileniyor.
AB’de sınırlar kaldırılmış
durumda. Portekiz’den çıkan birisi rahatlıkla pasaport göstermeden ve sınırda
bekletilmeden Polonya’ya gidebiliyor. Bu tür rahat sınır geçişi ABD-Kanada
arasında şimdilik mümkün değil.
Aslında mantalitenin de değişmesi
lazım. ABD, sınırı güvenlik altına alınması ve güçlendirilmesi gereken bir
tehdit olarak görüyor. Geçen sene Ottawa’da parlamento binasına bir saldırı
gerçekleştirilmiş ve bir asker hayatını kaybetmişti. Olaydan sonra ABD dış
işleri bakanı John Kerry sınır güvenliğinin daha da arttırılması çağrısında
bulunmuştu.
Komşu komşunun sınır geçişlerinde
kullandığı daha etkin gümrük kurallarına muhtaçtır.
Murat Kandemir, 31 Mayıs 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder