Kuzey Amerika’nın göçmenlik görüntüsü her an değişiyor
ve değişmeye de devam edecek. Biz gurbetçiler yaşadığımız ülke hakkında türlü
türlü sorulara muhatap oluyoruz. Hele bir de göçmenlik uzmanıysan sorular
bitmiyor. Bu yazımızda Kuzey Amerika’nın iki komşu ülkesi olan ABD ve Kanada’yı
göçmenlik açısından karşılaştıracağız.
Kuzey Amerika’nın komşu iki ülkesi de hem dil hem de
kültürel bağları sebebiyle göçmenlik tarihinde benzer adımlar attı. Göçmen
seçiminde dünyanın diğer bölgelerinden göçmen kabul etmeye başlamadan önce Avrupa
ve Britanya adalarından gelenlere öncelik tanıdılar. İki ülkenin önceleri benzer özellikler
taşıyan göçmenlik politikaları tüm dünyadan göçmen kabul etmeye başladıktan
sonra iyice farklılaştı.
Günümüzde bu iki ülkedeki göçmenlikle ilgili sorunlar
benzer özellikler taşıyor. Kanada bu sene Ekim ayında yeni vatandaş olanların
da oy kullanacağı genel seçimlere hazırlanıyor. Diğer taraftan ABD’de başkanlık
yarışında adaylar belli oldu. Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ekranlarda boy
gösteriyor ve illegal göçmenlerin ülkeden kovulacağı gibi bazı açıklamalarla
eleştirileri üzerine çekiyor.
Göçmenlik, partilerin seçim vaatlerinin de önemli bir
parçasını oluşturuyor. Peki ABD ve Kanada göçmenlik konusunda nasıl ayrışıyor?
Biraz inceleyelim.
Kanada halihazırda ekonomik göçmenlik sistemi
uygularken ABD için durum farklı. Kanada’ya daimi göçmen olarak gelenlerin üçte
ikisi ekonomik göçmenlik programları vasıtasıyla ülkeye yerleştiriliyor. Fakat ABD’ye
yerleşen yeşil kart sahibi olan göçmenlerin sadece yüzde 16’sı ekonomik
göçmenlik programları sayesinde ülkeye yerleşebiliyor. Kanada’da ülkeye göç
etmek isteyen adayların seçilmesinde kullanılan puan sistemi dünyada bazı politikacı
ve yorumcuların dikkatini çekiyor ve örnek gösteriliyor.
Kanada’da göçmenlerin rasgele seçildiği bir loto
sistemi yok. Bunun yerine adayların meslek beceri ve tecrübelerinin
değerlendirildiği ekspres giriş havuzu var. Farklılık göçmenlik vize programı
olarak tabir edilen fakat aslında yeşil kart lotosu diye bilinen sistem ABD’nin
göçmen seçme sistemi olarak hala yürürlükte. Benzeri Kanada’da ya da dünyanın herhangi
bir yerinde olmayan bu sisteme 2014’te 11 milyon kişi başvurmuş. Yeşil kart
lotosunda bir adayın seçilme ihtimali yüzde 0,5’ten bile az. ABD tarafından bir
günde yapılan rasgele seçimde lotoyu kazanan adaylar belirleniyor ve seçilen
adaylar ülkeye yerleşiyorlar. Göçmenlerin bilgi ve tecrübelerini göz ardı
ederek basit bir lotoyla seçilmesi göçmenliği bir loto şansına indirgemiş
durumda.
Kanada ise kendine özgü aday havuzunu oluşturmuş
durumda. Bu sene Ocak ayından beri yürürlükte olan ve ekspres giriş (express
entry) denilen bu sistemde adaylar sahip oldukları bilgi, beceri, meslek ve iş tecrübelerine
göre puan alıyor ve sınıflandırılıyor. Aday havuzunda biriken göçmen adayları ABD’deki
gibi lotoyla değil öncelik sırasına göre belirleniyor. Her ay ortalama iki defa
yapılan çekilişlerde seçilen adaylara göçmenlik başvurusu yapmaları için
davetiye (ITA) gönderiliyor. Göçmenlik davetini alan bir adayın istenilen tüm
evrakları ve formları tamamlaması için sadece iki ayı var. İki ay içerisinde başvurusunu
eksiksiz şekilde yapmış adaylar en fazla altı ay içerisinde Kanada’ya göçmen
olarak kabul ediliyorlar. Kanada Göçmenlik ve Vatandaşlık Bakanlığı (CIC) şu an
bir yaşını bile doldurmamış ekspres giriş sisteminin gelecekte Kanada’nın
yıllık göçmen sayısı hedeflerine ulaşmak için ana göçmen kaynağı olmasının
hesaplarını yapıyor.
Hem ekspres giriş sistemine hem de yeşil kart lotosuna
herkes kabul başvuramıyor. Fakat aralarında bir fark var. Ekspres giriş
sistemine başvuramayan bir aday İngilizce seviyesi, eğitim derecesi ya da iş
tecrübesinin artması durumunda programa başvurmaya uygun olabiliyor. Yeşil kart
lotosu başvuruları ise sadece belli ülkelerden gelecek adaylardan kabul
ediliyor ve aday seçimi rasgele olarak yapılıyor.
Kanada’da federal ve eyalet hükümetleri göçmen
seçiminde yetki paylaşımı yapmaktadır. Eyaletler ve bölgeler oluşturdukları
kendi eyalet aday programları (PNP) sayesinde eyaletlerinin eksikliğini çektiği
meslek erbabı göçmenleri hedefleyebilmektedirler. PNP’ler aracılığıyla eyaletler
kendi bölgelerinde sosyal ve ekonomik olarak toplumlarına katkı yapma şansları
yüksek göçmenleri seçebilmekteler. Eyaletlerin seçtiği adaylar federal hükümet
tarafından sağlık ve güvenlik incelemelerinin ardından Kanada’ya göçmen olarak
gelebilmekteler. Buna karşın 50 ABD eyalet hükümetinin federal hükümetle benzer
bir yetki paylaşımı ya da özgürlüğü yoktur. ABD’de göçmenlik hususu federal
hükümetin yetkisindedir.
Kanada’ya okumaya gelen uluslararası öğrenciler
mezuniyetlerinin ardından ülkede kalabilirler. Hem Kanada hem ABD, ülkelerinde
yüksek eğitim alan gençleri değerlendirmek istemekte ve bazı fırsatları
sunmaktadır. Fakat durum pratikte biraz farklıdır. Kanada’da okullarını bitiren
öğrencilere çalışma izni kolay verilebilirken ABD bu konuda cömert
davranmamaktadır. Kanada, okullarını bitiren yeni mezunlara mezuniyet sonrası
çalışma izin (PGWP) vermekte ve bu izin süresince en az bir yıllık iş tecrübesi
sahibi olan bazı adayları Kanada tecrübe sınıfı (CEC) programı altında ülkeye
göçmen olarak kabul etmektedir.
Biz bazen Amerikalı arkadaşlarla konuşurken Kanada’nın
göçmenlik kartını (PR) ABD’nin yeşil kartıyla (Green Card) eş anlamlı
kullanırız. Aslında bu iki kart temelde farklıdır. Yeşil kart ABD’deki daimi
ikamet kartının adıyken daimi ikamet kartı (PR) Kanada’nın göçmen kartının
adıdır. Fakat olaya aynı görevi yapan iki kartın farklı isimleri olarak
bakmamak gerekir. Green card, sahibi olduğu kişiye ABD’ye giriş yapma ve yaşama
“izni” verirken Kanada’nın PR kartı, kişiye Kanada’da giriş yapma ve yaşama
“hakkı” verir. İzin ve hak verme bu iki kartın temel farkı olarak
nitelendirilebilir. Hak yasal bir durumdur. ABD’nin daimi oturum sahipleri
yeşil kartlarını istendiğinde ABD’li yetkililere göstermek durumundadır. Kanada
göçmenleri böyle bir zorunluluğa sahip değildir. PR kartlarını yanlarında
taşımak zorunda değildirler. Onlar göçmendirler ve ülkede göçmen olarak yaşama
ve çalışma hakkına sahiptirler.
Son birkaç yıldır ABD’li kanun yapıcılar göçmenlik
olgusuna iş gücü pazarına dinamizm getirecek bir fırsat olarak değil de güvenlik
ve ulusal egemenlik çerçevesinden baktılar. Amerikan kıyılarına ulaşan ve
ülkenin sunduğu fırsatları değerlendirerek çok iyi yerlere gelen insan
hikayelerine artık çok uzağız.
Kanada diğer ülkelere göre daha fazla göçmen kabul
etmektedir. Ekonomik ve sosyal olarak başarılı olacağına inanılan ve ekonomik
göçmenlik sistemiyle ülkeye kabul edilen göçmenler gerçekten başarılı
olabilmekteler. Hem federal hükümet hem de eyalet hükümetleri göçmenlerin
arkasındadırlar. Gelen göçmenler ailelerini de beraberinde getirmekte ve yeni
iş sahaları açarak başkaları içinde fırsat yaratmaktadır.
ABD fırsatlar ülkesi olarak bilinmektedir fakat bu
fırsatı çok az sayıda kişi değerlendirebilmektedir. Öte taraftan Kanada yeni
gelen göçmenlere her konuda destek vermekte ve onların sosyal hayata angaje
olmaları için çok çeşitli fırsatlar sunmaktadır.
Her iki ülkede de yaşamış birisi olarak Kanada mı
yoksa ABD mi sorusuna tabii ki Kanada olarak cevap veririm. Evrensel sağlık
hizmetinden faydalanmak istiyorsan, barış içinde ve özgürce çocuk büyütmek
istiyorsan tabii ki Kanada derim. Ülkede zenginleşmek biraz zaman alabilir ama
Kanada’nın sunduğu toplumsal huzur parayla alınamayacak kadar değerlidir.
Murat Kandemir, 31 Ağustos 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder