30 Kasım 2015 Pazartesi

Kanada Ekspres Giriş Sistemi Kabul Puanı Düşer mi?

İlk uygulanmaya koyulduğundan buyana yaklaşık bir ay sonra birinci yılını dolduracak olan ekspres giriş sistemi özellikle geçtiğimiz Kasım ayında çeşitli değişikliklere sahne oldu. Her ay iki kere yapılan ve adayları sahip oldukları puanlarına (CRS) göre seçen sistemde hükümetin yaptığı bir duyuruyla seçilmek için gerekli puan seviyesi zamanla düşürüldü. Kanada Göçmenlik, Mülteciler ve Vatandaşlık Bakanlığı (IRCC)  sözcüsü Toronto’da düzenlenen 23 üncü Yıllık Göçmenlik Hukuku Zirvesi’nde gerekli puan seviyesinin ilerleyen dönemde daha da düşeceğini kaydetti. Ekspres giriş sisteminin geçmiş, şu anki ve geleceği hakkında da ilginç yorumlarda bulundu. Sözcünün yaptığı konuşmada CRS puanının düşmesinin beklendiği yorumu özellikle en öne çıkan konuydu.

350 puan bile alan aday ekspres giriş havuzuna yerleşebiliyor fakat bu güne kadar yapılan çekilişlerde 450’nin altında puanı olan adaylardan hiç seçim yapılmadı.

Sorulması gereken asıl soru seçilebilmek için minimum gerekli puan seviyelerinin ilerde düşüp düşmeyeceği olmalıdır. Cevabım da hazır. Evet ekspres giriş sisteminde adaylara verilen ve çekilişte adayın seçilmesini sağlayan CRS puan seviyesi ilerleyen dönemde daha da düşecek. En azından böyle düşünmemiz için haklı sebeplerimiz var.

Kanada Göçmenlik Bakanlığı (IRCC), 2014 ve öncesi yapılan birikmiş ekonomik göçmenlik başvurularının eritilmesiyle Kanada’nın yeni göçmen eleme ve seçme sistemi ekspres giriş sistemi sayesinde ülkeye daha fazla göçmen alınacağını duyurmuştu. Bu önce bakanlığın yayınladığı ilk yarıyıl ekspres giriş sistemi performans raporunda belirtilmişti. Dahası bakanlık sözcüsü ilk yapılan ekspres giriş çekilişlerinde minimum gerekli CRS puanlarının Kanadalı bir işverenden iş teklifi sahiplerine talep olması sebebiyle yüksek olduğunu belirtiyordu. Bu adaylar sadece iş teklifleri olduğu için aldıkları CRS puanına ek olarak 600 puan almışlar ve kolaylıkla seçilmişlerdi. Bu tespit CIC raporunda da teyit edilmiş ve ilk çekilişlerde alınan adayların genelde Kanada’da çalışma izniyle yabancı işçi olarak zaten çalışan adaylar olduğu belirtilmişti.

İlk aylarda 600 ve üzeri CRS puan sahibi adayların seçilerek azaltılması sonrasında göçmenlik davetiye mektubu (ITA) alabilmek için gerekli minimum puan Mart ayı sonunda 453’lere kadar düşmüştü. Eylül ve Ekim aylarında yapılan 17 ve 18 inci çekilişlerde minimum gerekli puan seviyesi 450 seviyelerinde seyretti.

İş teklifi olup ta yüksek CRS puanı olan adayların dışında iş teklifi olmayan 600’ün altında adaylarında ekspres giriş sisteminde seçilerek ITA aldığını görüyoruz. CRS puan seviyesi bugün hala yüksek sayılır. Bunun da sebebinin birçok eyaletin adaya artı 600 puan kazandıracak ekspres giriş eyalet aday programlarını (PNP) başlatmamış olmaları. 600 puana denk olan iş teklifi ya da eyalet aday sertifikası alan adayların ortaya çıkması ve 2014 itibariyle biriken dosyaların eritilmesiyle IRCC’nin de dediği gibi ekspres giriş sistemi Kanada’nın göçmen alacağı tek kanal haline gelecek. Kanada yıllık hedef sayıya ulaşacağı tek kanal olmasıyla birlikte ekspres giriş sisteminde seçilecek adayların minimum puan seviyeleri de zamanla düşecek. Düşecek diyoruz çünkü düşmezse Kanada toplam nüfusunun yüzde 10’una tekabül eden ve ülkeye almayı arzu ettiği göçmen sayısına ulaşamaz.
13 Kasım 2015’te bakanlıkça düzenlenen 20 inci ekspres giriş çekilişinde 484 ve üzeri CRS puan sahibi olan 1506 adaya ITA gönderildi. 19 uncu çekilişte minimum CRS puanı 489 seviyesindeydi. CRS puanının bir önceki çekilişlere göre düşmesinin yanında 20 inci çekiliş Kanada’nın yeni Başbakanı Justin Trudeau tarafından atanan göçmenlik bakanı Jochn McCallum döneminde yapılması özelliği taşıyor.

Yeni hükümet şu an mültecilerle uğraşıyor ve 2016 Şubat ayına kadar 25.000 Suriyeli mültecinin Kanada’ya yerleştirilmesi çalışmalarını yürütüyor. Her ne kadar mültecilerle meşgul olduğunu söylesek te son çekilişte puan seviyesinin düşürülmesinin hükümetin bu konuda bir şeyler yapacağının işareti olduğunu söylemeliyiz.

Başbakan Trudeau yazdığı bir mektupta göçmenlik bakanı McCallum’dan göçmenlik bakanlığının öncelikleri konusunda bilgilendirme yaparak ekspres giriş sisteminde Kanada’da kardeşleri olan yabancılara ek puan verilmesi talimatını verdi. Bu Trudeau’nun genelde göçmenlik sistemine özelde ekspres giriş sistemine ilk müdahalesi sayılabilir. Bu göstergeyi kullanarak bundan sonraki yeni çekilişlerde bazı değişiklikler görebiliriz.

357 puan alarak ekspres giriş sistemi aday havuzuna yerleşmiş bir banka müdürünün beni arayıp neden hala seçilen adayların sahip oldukları minimum puanın 400’ün altına düşmediği sorusuna verecek cevabım şu an için yok. Düşeceğine inanmakla birlikte ne kadar ve ne zaman düşeceği konusunda bir yorum yapmamı sağlayacak kanıtta maalesef yok. Son haftalarda gördüğümüz şey ekspres giriş sisteminde düşük puan alan adayların sisteme giriş yapma çekinceleri ve havuza yerleşen düşük puanlı adayların endişeleri. Mesela ben 400 puan altında olan adayları temsil etmeye sıcak bakmıyor ve kabul etmiyorum.

Göçmenlik sistemine giriş yapacak ya da yapmış olup ta puanı 400’ün altında olanlara şimdilik söyleyeceğim şey sabırlı olmaları. Göçmen adaylarından beklenen minimum gerekli puan mutlaka düşecek ama ne zaman? İşte tüm mesele bu.


Murat Kandemir, 30 Kasım 2015           

Aylan Bebeğin Ailesi Kanada’ya Geliyor

Ottawa hükümetinin, cansız bedeni Türk sahillerine vuran Aylan bebeğin ailesinin sponsorluk işlemlerini onaylandığını çocuğun halası Tima Kurdi doğruladı. Çocuğun babası Abdullah Irak’ta yaşamaya devam edecek.

Toronto Star’dan Jacques Gallant’ın 27 Kasım Cuma günkü haberine göre Tima Kurdi hükümet tarafından aranarak daha önce kardeşi, Muhammed, karısı ve beş çocuğunu getirtmek için yaptığı sponsorluk başvurusunu tekrar yapmasını istedi.

Telefonda ağlayan ve neden o zaman değil de şimdi olduğunu sorgulayan Tima, gazeteye verdiği demecinde en azından şimdi yaptığı sponsorlukla yedi kişinin hayatını kurtardığını bildiği için memnun olduğunu fakat hayatını kaybeden ve kardeşi Abdullah’ın çocukları olan üç yaşındaki Aylan ve beş yaşındaki Galip kardeşlerin yokluğundan dolayı hissettiği üzüntüyü aktardı.

Türk sahiline cesedi vuran Aylan bebek mültecilerin uluslararası kamuoyunda gündeme gelmesine sebep olmuş cansız bedeninin görüntüsü mültecilerin sesini temsil ederek tüm dünyanın dikkatini mülteci krizine çekmişti.

Tima Kurdi, Muhammet ve ailesinin Kanada’ya sponsor etmek için başvuruda bulunmuş ve reddedilmişti. Muhammed’in başvurusundan sonra hala Aylan bebek, abisi, babası Abdullah ve annesi için de başvuru yapacaktı. Başvurunun reddedildiğinin duyulmasının ardından dönemin muhafazakar hükümeti eleştiri bombardımanına maruz kalmış ve konuyla ilgili olarak yapılan başvurunun eksik olduğu için geri çevrildiğini belirterek kendilerini savunmuştu.

Kanada’da seçimler sonrası kurulan yeni Liberal hükümet seçim kampanyasında söz verdiği üzere ülkeye 25.000 mülteci getirmek için kolları sıvadı. Geçtiğimiz haftalarda meydana gelen Paris olayları sonrası mültecilere karşı önyargı oluşmasının da etkisiyle yapılan güvenlik tartışmaları ve eleştirilerine cevap vermek zorunda kalan Trudeau’nun da işi zor. Kanada hükümeti almaya söz verdiği sayının en az dört katını alabilecek güçte. Ne var ki hedefini 25.000’de tutuyor. Hükümet en azından kadın ve çocuklar öncelikli olarak mültecileri Kanada’ya yerleştirerek onlar için bir şeyler yapacak. Kanada’nın bu davranışı tüm Batılı ülkelere örnek olsun.

Tima Kurdi ve kocası çocuklarıyla birlikte Vancouver dışında yaşıyor ve yakında gelecek olan yedi akrabası için son hazırlıkları yapıyorlar.

Tekrar yaptığı başvurusunun kabul edildiğini belirten Tima Almanya’da bulunan Mohammed ve ailesinin Kanada’ya getirilebilmesi için gerekli sağlık muayeneleri ve güvenlik soruşturma evraklarını toparlamakla meşgul. Muhammed’in ailesi İstanbul’da yaşıyorlar.

Kanada Göçmenlik Bakanlığı Kurdi ailesi ile iletişime geçerek başvuruyu takip ettiklerini ve ellerinden geleni yapacaklarını belirttiler. Bakanlık sözcüsü Remi Lariviere’ye göre başvuru süreci oldukça iyi ilerliyor.

Tima Kurdi’ye göre Aylan bebeğin babası Abdullah herhangi bir yere gitmek istemiyor. Kürt bölgesel hükümeti tarafından davet edilen ve Erbil’de yaşayan Abdullah’ı tüm aile Kanada’ya gelmesi için ikna etmeye çalışıyor.

Çocuğunu kaybeden Abdullah’ın diğer mültecilere insani yardım faaliyetlerinde çalıştığı ifade ediliyor. Hatta Abdullah’ın en büyük umudu ihtiyaç sahibi çocuklara yardım etmek üzere oğlunun adına bir cemiyet kurmak.

Oğlunun cenazesini bölgede toprağa veren baba bölgeden yani oğlundan ayrılmak istemiyor. Oğlunun yakınında olmak istiyor. Abla Tima’ya göre Kanada ile birlikte birçok ülkenin mültecilere kapılarını açtığını duymak onu mutlu ediyor.  

Tüm ülkelerin mültecilere yardım etmek için seferber olduğunu görmek sadece babasını değil herkesi etkiledi. Suriye mülteci krizi beşinci yılını doldururken Birleşmiş Milletlerin yardım çağrılarına karşın tüm dünya bu konuda bir şey yapmaktan kaçınmıştı. Suriye’den kaçarak Lübnan, Ürdün ve Türkiye’ye sığınan mültecilere bu ülkeler dışında ciddi yardım yapılmamakla birlikte tüm mülteciler oldukça zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Sadece Türkiye’de iki milyonu aşkın Suriyelinin olduğu ve maddi karşılığını ödeyebilenlerin botlarla kendilerini hayatlarını riske atarak Yunanistan kıyılarına atmaya çalıştığı görülüyor.

İç savaşın patlak verdiği 2011 yılından bu yana milyonlarca kişi Suriye’yi terk ederek soluğu çevre ülkelerde aldı. Türkiye, Lübnan ve Ürdün’de kendilerine ‘misafir’ olarak bakılan Suriyeliler daha kalıcı olarak yerleşebilecekleri özellikle Avrupa ülkelerine ulaşmak için her şeyi yapıyorlar.  

Aylan bebeğin tüm akrabaları onun ve kardeşinin ölümünün acısını hala yaşıyorlar. Muhammed’in yedi kişilik ailesinin Kanada’ya gelecek olması acılarını biraz olsun hafifletecek görünüyor. Kanada’daki akrabalar Türkiye’deki ailenin noel öncesi Kanada’ya ulaşmasını çok istiyorlar.

Mezhep çatışmaları sonrası köklerinden koparılan Suriyelilerin çok yakın bir dönemde ülkelerine dönmeleri beklenmiyor. Suriye’de savaş bitse de hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Türkiye’de hem hükümet kanadında hem de toplum tarafından hala ‘misafir’ olarak görülen ve günlük hayatımızın her anında karşımıza çıkan Suriyelilerle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.

Türkiye’de onları artık ‘misafir’ değil bu toprakların sakinlerinden birisi olarak görme vaktimiz gelmedi mi?


Murat Kandemir, 30 Kasım 2015

Kanada Hükümetinden Beş Aşamalı Mülteci Eylem Planı

Kanada’nın yeni Göçmenlik, Mülteci ve Vatandaşlık Bakanı John McCallum, Kanada Sağlık Bakanı ve mülteci projesi için hükümetin oluşturduğu Mülteciler Komitesi başkanı Jane Philpott ve Kanada Ulusal Savunma Bakanı Harjit S. Sajjan Ürdün’deki mülteci kampına 29 Kasım 2015’te resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.

25.000 Suriyeli mülteciyi alma çalışmalarını hızlandıran Kanada hükümeti Amman’da bulunan ve 80.000 mültecinin yerleştirildiği Za’atari mülteci kampına yaptıkları bu resmi ziyaretle mültecilerin durumunu bizzat inceledi. Kampı gezen bakanlar bazı Suriyeli mültecilerle görüşme imkânı da buldular.

Bakanlar aynı zamanda Amman’da yeni Suriye mülteci işlem merkezinin de açılışını yaptılar. Burada hem mülteciler hem de bölgeye yerleştirilen Kanadalı resmi görevlilerle görüşmeler yaptılar ve mültecilerin seçilmesi, mülakatları ve elenmesi işlemlerini bizzat incelediler. Bakanlar aynı zamanda Ürdün Kralı Abdullah bin El Hüseyin ve Başbakan Dr. Abdullah Ensour ile bir araya gelerek insani yardım konusunda detayları görüştüler.

Kanada Hükümeti bu karmaşık mülteci krizinde Ürdün, Lübnan ve Türk hükümetleriyle birlikte çalışıyor.

Trudeau hükümeti 25.000 Suriyeli mültecinin ülkeye yerleştirilmesi için beş aşamalı acil ihtiyaç eylem planını yürürlüğe koydu. Mülteci eylem planı Kanadalıların sağlık ve güvenliği göz önüne alınarak hassas durumdaki Suriyeli mültecilerin korunmasını amaçlıyor.

İlk aşamada Kanada BMMYK ile birlikte çalışarak Kanada’ya getirilmek üzere Ürdün ve Lübnan’da kayıtlı olan mültecilerden seçme yapacak.

İkinci aşamada, seçilen mülteci adaylarıyla Amman ve Beyrut’taki Kanada vize ofislerinde mülakatlar yapılacak ve süreç başlatılacak.

Sonraki aşamada Aralık ayı başından itibaren özel çartır uçaklarla mülteciler Kanada’ya getirilmeye başlanacak.

Dördüncü aşamada Kanada’ya ulaşan mülteciler sınır güvenliği yetkilileri tarafından karşılanacak ve Kanada’ya giriş işlemleri gerçekleştirilecekler. Bu aşamada nihai kimlik teyidi de yapılacak. Tüm mülteciler sağlık kontrolünden geçirilecekler ve hastalığı bulunanların tedavilerine hemen başlanacak.

Son aşamada Suriyeli mülteciler yeni hayatlarına başlamak üzere Kanada’da çeşitli şehirlerine yönlendirilecekler. Kendilerine Kanada toplumuna entegre olmalarını sağlayacak temel destek ve hizmetler derhal sağlanacak.

Suriyeli mülteci yerleştirilmesi projesinde çeşitli federal bakanlıklar ve kurumlar ortaklaşa çalışacak. Federal bakanlıklar ve kurumların dışında eyalet ve bölge hükümetleri de projede etkin olarak çalışacak.

Kanada Sınır Hizmetleri Ajansı (CBSA) mültecilerin seçilmesi ve güvenlik süreçlerinden sorumlu olacak ve Kanada’ya girişlerini gerçekleştirecek. Ulusal Savunma Bakanlığı (DND) her bir aşamada görev alarak planlama, kontrol ve lojistik destek verecek. Sağlık ön kontrolleri ve idari süreçleri yöneterek Kanada’ya getirilen mültecileri Ontario ve Quebec’teki askeri üslerde geçici konaklanmalarını sağlayacak. Gerektiğinde askeri hava araçları ile mülteci taşıyacak. Kanada Küresel İlişkiler (GAC) ise diplomatik ilişkilerden sorumlu olacak. Lojistik destek vermenin yanında projede görev alacak memurların vize ve diplomatik işlemlerini yapacak. Görevlendirilecek memurların eğitim ve atamalarını gerçekleştirecek ve hem uçuşlarla hem de oturumlarla ilgili olarak giriş çıkış muamelelerinin hızlı yapılabilmesi için ev sahibi ülke hükümetleriyle koordineli çalışacak. Kanada Göçmenlik, Mülteci ve Vatandaşlık Bakanlığı (IRCC) yerleştirilecek kişileri BMMYK ile birlikte tespit edecek. Kendi görevlilerini bölgelere yerleştirecek. Seçilen ve güvenlik soruşturmalarını geçiren mültecilerin hızlıca Kanada’ya yerleştirilmesini sağlayacak. Eyaletler, bölgeler, belediyeler ve diğer partnerlerle birlikte mültecilerin entegrasyon çalışmalarını koordine edecek. Mültecileri federal sağlık sigorta kapsamı (IFH) altına alacak ve mültecilere ek destek sağlamak için sivil toplum kurumlarıyla iletişime geçecek. Kanada Toplum Sağlığı Ajansı (PHAC) Kanada girişinde karantina sağlık kontrolü gerçekleştirecek. Geçici barınma yerlerinde tüm mültecilere tıbbi bakım hizmetleri sunulacak. Kanada Halk Güvenliği ve Acil Hazırlık Ajansı (PS) Hükümet Operasyonları Merkezi (GOC) ise Kanada hükümeti adına federal bakanlık ve partnerleriyle koordinasyonu sağlayacak. Kraliyet Kanada Atlı Polisi (RCMP) ise IRCC ve CBSA’ya biometrik bilgi oluşturma konusunda destek verecek. Kanada Ulaştırma (TC) ise Kanada’ya olan uçuşları organize edecek ve hava hattı ve uçakların güvenliğini sağlayacak.

Mültecilerin güvenlik ve sağlık taramaları da titizlikle yapılacak. Kanada halkı ve mültecilerin güvenliğini ve sağlığını korumak için her bir Suriyeli mülteci çok kapsamlı bir güvenlik ve sağlık taramasından geçirilecek. IRCC’ye havale edilmeden önce kişiler mülteci olarak belirlenecek ve tecrübeli vize görevlileri tarafından göçmenlik ve güvenlik mülakatları gerçekleştirilecek. Mültecilerin kimlik ve belge teyitleri biometrik ve biyografik bilgi toplayarak yapılacak. Sağlık denetimi yapılacak ve hem uçuş öncesi hem de uçuş sonrası kimlik kontrolleri yapılacak.

Photo: CTVnews

Murat Kandemir, 30 Kasım 2015               

29 Kasım 2015 Pazar

Rusya Türkiye ile Vizesiz Seyahat Uygulamasını Kaldırıyor

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Rusya’nın 1 Ocak 2016’dan itibaren Türkiye ile vizesiz seyahat rejimini askıya alacağını duyurdu. Duyuru geçen hafta Rus savaş uçağının Türkiye tarafından Türk hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle düşürülmesi sonrasında yapıldı.

RT Haber sitesinde yer alan habere göre Rus bakan geçen Perşembe Suriyeli mevkidaşı Walid Muallem’le görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada Rusya ve Türkiye arasında serbest vize rejimi uygulamasının 1 Ocak itibariyle askıya alınacağı açıklamasını yaptı.

Lavrov’a göre Rusya ve Türkiye arasındaki vize serbestisinin kaldırılması açık bir tehdit değil fakat bir uyarı niteliği taşıyor.

Dışişleri Bakanı Türkiye’nin bölgesinde terörist faaliyetlerde bulunduğundan şüphelendiği Rus vatandaşları hakkında bilgi paylaşımı yapmaktan çekindiği suçlaması da yapıyor. Lavrov basın toplantısında Türkiye ile bilgi paylaşımı konusunda yaptıkları tüm girişimlerin boşa çıktığını belirtti.

Bakan Lavrov, 2015’te 200 Rus vatandaşının yasa dışı faaliyetlere bulaştığı suçlamasıyla Türkiye’den sınır dışı edildiği bilgisini de paylaştı.

“Aramızda yürürlükteki anlaşmalara rağmen Rusya sadece yedi sınır dışı edilme vakasında bilgilendirildi. Diğer sınır dışı edilen Ruslarla ilgili olarak Rusya’ya bilgi verilmedi hatta bazıları Rusya ile dostane olmayan politikalar uygulayan ülkelere gönderildi.”

Lavrov, düşen Rus uçağı pilotunun ölümünden sorumlu silahlı grubunun Suriye’nin resmi terörist gruplar listesinde olduğunu iddia ediyor. Liste Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylanması için Uluslararası Suriye Destek Grubu tarafından oluşturuldu.

Suriye’deki kurtarma operasyonunda öldürülen Rus denizcinin ölümünden de bölgedeki silahlı güçlerin sorumlu olduğu belirtiliyor.

Türkiye ile Rusya arasındaki vizesiz seyahat uygulaması hükümetler arası imzalanan bir anlaşma ile 2011 Nisan ayında yürürlüğe konmuştu. Anlaşma uyarınca Türkler ve Ruslar akit taraf ülkelerinde vize gerekmeksizin 30 gün süreyle kalabiliyorlardı.

Vize serbestisinin kaldırılması Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi sonrasında alınan bazı önlemlerin bir tanesi. Kremlin, Rus vatandaşlarına Türkiye’nin güvenli bir yer olmadığı iddiasıyla seyahat uyarısı yapmıştı. Bunu ülkenin en büyük tur firmalarının Türkiye’deki hotelleriyle organizasyonlarını iptal etmesi izlemişti.

Rusya’ya giden Türk turistlere ve iş adamlarına zorluk çıkartılıyor, kapıdan döndürülüyor ve ellerinde çalışma izni olsalar dahi ülkeye sokulmuyorlar. Türk tırları bekletiliyor ve detaylı olarak aranıyor.  

Türkiye tüm vatandaşlarına seyahat uyarısı yaptı ve zorunlu olmadıkça Rusya’ya gitmemeleri konusunda uyardı.

Türkiye öteden beridir Ruslar için önemli bir turistik destinasyon özelliği taşıyordu. Her sene üç milyondan fazla Rus turist Türkiye’yi ziyaret ediyor. 2015 yılının ilk yarısında bir milyon Rus tatilini Türkiye’de geçirdi.

Türkiye’nin hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle vurulan Rus uçağının bir pilotu yere paraşütle inerken yerden ateş edilerek öldürüldü. İkinci pilot kurtarıldı ve güvenli bir şekilde Khmeimim hava üssüne götürüldü.

Türk Silahlı Kuvvetleri yaptığı açıklama ile Rus jetinin Türk hava sahasını ihlal ettiği ve defalarca uyarıldığı açıklandı ve radar izleri kamuoyuyla paylaşıldı.

Ankara’nın tüm iddialarını reddeden Moskova Suriye’de düşürülen jetin Türk hava sahasını işgal etmediğini savundu.

Rus bombardıman uçağının düşürülmesinin ardından Moskova önlem olarak üç önemli adımı hayata geçirdi: Savaş uçakları için hava kalkanı oluşturulması, Lazkiye sahiline hava savunma gücünü arttıracak yerden ateşlemeli füze sistemleri yerleştirilmesi ve Türkiye ile tüm askeri anlaşmaları şimdilik askıya alması.

Türkiye cephesinde ise uçağın kesinlikle hava sahasını ihlal ettiği için düşürüldüğü devletin en yüksek makamları tarafından bizzat dile getirildi. Rus tarafının Türkiye’nin IŞİD’i desteklediği ve petrolünü satın aldığı iddiaları kesinlikle reddedildi.

Türkiye’nin tezi Bayırbucak bölgesinin Türkmen bölgesi olduğu ve IŞİD militanlarını olmadığı yönünde.   

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin’i aradığı ve telefona çıkmadığı belirtildi. Erdoğan uçak hadisesi yüzünden üzgün olduğunu fakat özür dilemeyeceklerini bildirdi.

Angajman kurallarını uygulayan Türkiye’nin kendi hava sahasını ihlal edilen bir uçağı defalarca ikaz ettikten sonra düşürmesi uluslararası kurallara uygundur. Ne var ki Ortadoğu’nun yangın yeri olmasının yanında Suriye iç savaşı denklemine Esat rejiminin davetiyle şimdi de Rusya’nın dahil olması ve her gün onlarca yeri bombalaması ve dünya kamuoyunda IŞİD’e karşı savaşıyor görünmesi haklı olmanızı gölgede bırakıyor.   

Bekle gör politikası izleyen Türkiye tansiyonun düşmesini bekliyor.


Murat Kandemir, 29 Kasım 2015  

27 Kasım 2015 Cuma

Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) Kanada İçin Bir Fırsat

Süt ürünleri sektörünü yabancı üreticilere açması gibi değişiklikler getireceği için Kanada dahil bazı ülkelerin katılmakta tereddüt etmesi ve kamuoyunda açıkça tartışması pasifik ticaret ortaklığının önündeki en büyük engellerden bazıları.

İlke olarak imzalanan Trans Pasifik Ortaklığı (Trans-Pacific Partnership – TPP) geçen ay açıklandı ve anlaşmanın tüm dünya ekonomisinin yüzde kırkını bir araya getireceği iddialarında bulunuldu.

Bu tartışmalar olayın sadece bir yönüyle ilgileniyor. Nihayetinde TPP sadece mal satmak ile ilgili değil bunun içinde uluslararası iş gücü hareketliliğine izin vermesi de var. TPP sayesinde bazı Kanadalılar yurtdışında çalışacağı işlerde lokal işgücü yokluğunu ispat etme yükümlülüğü olmadan çalışabilecek. Tabi bu Kanada içinde geçerli olacak. Yani geçici yabancı işçiler aynı şartlar altında Kanada’da çalışabilecek. O zaman yanıtlanması gereken soru şu.

Bu durum bir tehdit mi yoksa fırsat mı?

Ben bunu fırsat olarak görüyorum.  

TPP ile Kanadalı yatırımcılar TPP’ye taraf ülkelerde iş kurabilecek ve çalışabilecekler. Karşılığında TPP bölgesinden gelen yabancı yatırımcılar da Kanada’da yatırım yapabilecek ve çalışabilecekler.

Kanadalı iş adamları TPP ortaklık anlaşması sayesinde dünyaya açılırken Kanada’da istihdam alanı açacak yeni iş alanları da yabancı yatırımcılarca gerçekleştirilecek. Bu durumu bazıları kazan-kazan durumu olarak tasvir ediyorlar.

Olaya bir de profesyonel ve teknisyenler açısından bakalım. TPP, bazı Kanadalı profesyonel ve teknisyen iş görenlerinin yine yurt dışında lokal işgücü yokluğunu ispat etme zorunluluğu olmadan çalışabilmelerine olanak veriyor. Bu Kanadalı profesyoneller ve teknisyenlere daha önce olmayan uluslararası çalışma fırsatları vermesi açısından yeni bir durum ve avantaj.

Tabi söylemeye gerek yok. Aynı durum bazı yabancı meslek sahipleri açısından Kanada için de geçerli. Kanada daha önce profesyonellerin ve teknisyenlerin Kanada’ya girmelerini engelleyen iki unsur kullanıyor.

İlki Kanada’nın bazı mesleklerinin icra edilebilmesi için ilgili mesleğin meslek örgütlerinden lisans alma zorunluluğunu olmasıdır. İlgili mesleğin Kanada standartlarını taşımayan kişilere ruhsat verilmeyerek mesleğe girişi ve çalışması engelleniyor.

İkincisi yabancı profesyoneller ve teknisyenlerin Kanada’daki meslektaşlarının aldığı ücrete eşit ücret alması zorunluluğu. Ücret koruması Kanada’ya düşük ücretli yabancı işgücü girişini önlüyor.

TPP eleştirilerinden birisi de şirket içi (intra company transfers) uzmanların Kanada’ya rahat gelebilecek olması. Ortaklık anlaşmasıyla çok uluslu şirketlerin çalışanları Kanada’da lokal iş gücü yokluğu ispatı gereksinmeden çalışabilecekler. TPP’nin profesyonel ve teknisyenlere yönelik kurallarının aksine şirketler arası işçilere ne kadar ödeneceği konusunda herhangi bir kural yok.

TPP’nin profesyonel ve teknisyenlere nazaran şirket içi çalışanlara yönelik kural olmaması iki sebep yüzünden sorun teşkil etmez görünmektedir.

Birincisi şirketler arası uzmanları kategorisi sadece TPP ülke vatandaşlarına uygulanacak. Mercer LLC 2015 raporuna göre bu ülkelerdeki büyük şehirlerdeki yaşam maliyeti birçok Kanada şehirlerindeki yaşam maliyetinden daha yüksek. Bunun sonucu olarak bu iş görenlerin maaş beklentisi daha fazla olacaktır. Bu elemanları Kanada’ya transfer etme masrafı da göz önüne alındığında Kanadalıların tercih edileceği açık.

Diğer bir sebepte göçmenlik kuralları açısından çok uluslu şirket çalışanlarının hepsinin uzman olarak belirlenemeyeceği gerçeği. Yani bir kişinin intra-transfer uzman olarak belirlenmesi için şirketle birlikte özel ya da ileri bir bilgi ve uzmanlık sahibi olması gerekiyor. Bu kural sadece yüksek sınıf uzmanların Kanada’ya bu kategoriden başvurabilmelerine olanak tanıyor.

TPP ile Kanada Kuzey Amerika’nın sınırlarının dışına taşıyor.


Murat Kandemir, 27 Aralık 2015  

24 Kasım 2015 Salı

Kanada Önce Kadın ve Çocuk Suriyeli Mültecileri Alacak

Kanada’nın söz verdiği mülteciler için kadınlar, çocuklar ve ailelere öncelik vereceği belirtildi.

Liberal parti seçim kampanyalarında söz verdiği üzere Kanada’ya getireceği mültecileri seçerken kadınlara, çocuklara ve ailelere öncelik vereceği, yalnız seyahat edecek erkeklere izin vermeyeceği öngörülüyor.

CBC haberine göre erkeklere öncelik verilmemesinin sebebi güvenlik kaygılarından olurken yalnız erkeklerin mülteci yerleştirme programında yer almayacağı kesin gibi.

Kanada’nın yeni başbakanı Justin Trudeau seçim kampanyalarında 25.000 mültecinin bu sene sonuna kadar Kanada’ya yerleştirileceği vaadinde bulunmuş ve geçen haftalarda meydana gelen Paris saldırılarından sonra çeşitli güvenlik eleştirilerine maruz kalmıştı.

Hükümet Kanada’ya alınacak kişilerin güvenlik tehlikesi yaratmaması için titizlikle çalışıyor. Lübnan, Ürdün ve Türkiye’deki mülteci kamplarında nasıl bir çalışmanın yapıldığı konusunda bir açıklama yapılmadı. Hükümet insani yardım yaparken vatandaşların güvenlik konusundaki hassasiyetleri gidermek için ülkeye yerleştirilecek mültecilerin güvenlik kontrol ve denetimlerinin gerçekleştirileceği bilgisini paylaşıyor. Hükümetin mültecileri yerleştirme projesi Aylan bebeğin ölümü sonrası halktan oldukça destek görürken Paris saldırıları sonrası desteğin oldukça düştüğü görülüyor. Hatta mültecilerin getirilmemesi için bir imza kampanyası bile başlatıldı.

Alınacak 25.000 mülteci 1 Ocak itibariyle Kanada’ya getirilecek ve bunun 10.000’inin Suriyelilerin yoğunlukta olduğu Ontario eyaleti GTA bölgesine yerleştirilmesi planlanıyor. Hükümet, hotel ya da terkedilmiş hastane gibi mültecilerin geçici barınma ihtiyaçlarını karşılayacağı yerlere bakıyor.

Geçtiğimiz Pazartesi günü 16 kişilik Suriyeli mülteciler Calgary’ye ulaştı. Suriyelileri havalimanında karşılayan akrabaları ve bazı yabancılar gelenlere kışlık elbise, oyunca ve şeker gibi çeşitli hediyeler verdi.

Hükümet Kanada’ya geleceklerin bazılarını önce Ontario Trenton’daki askeri üste ağırlamak için hazırlıklar yapıyor. Kebek yakınındaki CFB Valcartier bölgesi de yeni gelenleri karşılamak için hazırlanıyor. CBC haberine göre hükümet çadır kent şeklinde anlaşılmasını önlemek için gelenlerin yerleştirileceği yerleri geçici ‘kamp’ bölgesi olarak adlandırma yapmaktan özenle kaçınıyor. Yıllarca ya da aylarca benzer geçici kamplarda kalan mülteciler Kanada’da çadırlarda uyumayacak.

Kanada askeri yetkilileri Ürdün, Türkiye ve Lübnan’daki kamplarda görevlendirildi. Mültecilerin yerleştirilmesi çeşitli personelin işbirliği sayesinde mümkün olacak. Lübnan’da bulunan kamplarda bazı mülteciler seçildi bile.

Yerleştirilecek mültecilerin belirlenmesinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’de (BMMYK) Kanada’ya destek veriyor.

Kamptan alınıp Kanada’ya getirilecek mülteciler özenle seçilecek ve en hassas olanlara öncelik tanınacak. Mültecilerin ön seçimlerinde CSIS ve RCMP gibi diğer Kanada kurumları Kanada Göçmenlik Bakanlığı ile beraber çalışıyor.

25.000 mültecinin Kanada’ya getirilmesi projesinin Kanada’ya maliyetinin 1.2 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.


Kanada 25 bin mülteciyi karşılamak için hazırlanıyor. Gelenlerin topluma uyum sağlaması için diğer hazırlıklar da sürüyor. Hükümet önümüzdeki günlerde konuyla ilgili daha da detaylı açıklamalar yapacak.

Murat Kandemir, 24 Kasım 2015         

20 Kasım 2015 Cuma

Kanada: Dünyanın En Tahammüllü Ülkesi

Sağlık bakım sistemi, sivil özgürlükler ve sosyal ilişkiler seviyesinde karşılaştırılan dünya ülkeleri sıralamasında Norveç dünyanın en refah ülkesi seçilirken Kanada en tahammüllü ülke olarak belirlendi.

Dünyada 142 ülkenin değerlendirildiği 2015 Legatum Refah İndeksi (Legatum Prosperity Index) Norveç’i dünyanın en refah ülkeleri top 10 listesinin en üstüne koyarken ikinciyi ve üçüncüyü İsviçre ve Danimarka olarak belirledi.

Son yıllarda yapılan benzer listelemelerde İskandinavya ülkelerinin istikrarlı olarak ilk 10’da yer aldığına dikkat çekiliyor.

Londra merkezli düşünce ve sivil yardım kuruluşu Legatum Enstitüsü, dünya ülkelerini ekonomileri, girişimcilik ve fırsatlar, yönetişim, eğitim, sağlık, güvenlik, kişisel özgürlük ve sosyal sermaye kriterlerine göre sınıflandırıyor.

Top 10 ülke listesi gelir ve yaşam kalitesi dünyanın en refah ülkelerini temsil ediyor. Bu ülkeler beklendiği gibi Batı ülkelerinden oluşuyor. Bu listede Asya, Latin Amerika, Ortadoğu ve Afrika’dan ülkeler bulunmuyor.

Kanada bu sene göçmen, azınlıklara tahammül, ifade ve inanç özgürlüğü seviyelerine göre “dünyanın en özgür ülkesi” olarak seçildi.

Kanadalıların yüzde 92’si ülkelerinin göçmenler için iyi bir yer olduğunu düşünürken diğer yüzde 94’ü yaşam stili seçiminde özgürlük sahibi olduğunu düşünüyor.

İndekste Endonezya’nın hızlı yükselişi de göze çarptı. Canlı bir ekonomi, kolay internete erişim ve gelişmiş hayat standartları gibi faktörler ülkeyi son yedi yılda 21 inci sıraya koydu.

ABD ise yüksek seviyede devlet destekli siyasi şiddet içeren tek Batılı ülke olarak göze çarptı. ABD’yi Baltimore ve Ferguson protestoları ve siyasi şiddet olayları ülkeyi güvenlik açısından 33 üncü seviyeye düşürdü. ABD güvenlik açısından Venezuela, Dominik Cumhuriyeti ve El Salvador seviyesine inmiş oldu.

Türkiye indekste 78 inci sırada bulunuyor.  

Legatum Refah İndeksi’ne göre top 10 refah ülkeleri şöyle sıralandı.
1 Norveç
2 İsviçre
3 Danimarka
4 Yeni Zelanda
5 İsveç
6 Kanada
7 Avustralya
8 Hollanda
9 Finlandiya ve
10 İrlanda

Murat Kandemir, 20 Aralık 2015

17 Kasım 2015 Salı

Kanada Göçmenliğinde İstenen Eğitim Değerlendirme Raporunu (ECA) İyi Anlamak

Bugünkü yazımızda Kanada ekspres giriş sistemi altında verilen eğitim değerlendirme raporu (ECA) ve adayın birden fazla lisans derecesine sahip olması durumunda nasıl eğitim puanı alacağını inceleyeceğiz.

Bildiğiniz gibi kısa adı ECA olan eğitim denklik raporu Kanada göçmenliğine başvuracak adaylardan istenen en temel belgelerden birisidir. Kanada’ya göç etmek için ekspres giriş (express entry) sistemine kayıt yaptıracak göçmen adayı Kanada dışında edindiği eğitimin denkliğini yine Kanada’da bir kuruluştan alacağı ECA raporu ile sağlayacaktır.

ECA raporunu Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı (CIC) tarafından akredite olmuş kuruluşlar verebiliyor. Alınan ECA raporunun CIC nezdinde beş sene geçerliliği var.

ECA Düzenleyen Akredite Kuruluşlar

Herkes sadece dört yıllık lisans ve iki yıllık yüksek lisans yapmaz. Bazı ülkelerde lisans ve yüksek lisans eğitimleri bizim ülkemizdekine göre değişiklik gösterir. Birden fazla lisans ve yüksek lisans eğitimleri ve farklı süreleri ekspres giriş sisteminde nasıl gösterilecek? Bu gibi karışık durumları anlamak için öncelikle size verilen eğitim değerlendirme raporunun detaylarını iyi okumak gerekir. Önce şunu tekrar hatırlatalım. Eğitim değerlendirme raporu göçmen adayının bitirdiği en yüksek eğitim seviyesinin denkliğini tespit etmek için verilir.

Eğitim değerlendirme raporları üç farklı kurum tarafından veriliyor. Son iki kurum doktorlar ve eczacılara özel. Örneğin bunlardan birisi ve en popüler olan WES’in (World Education Services) verdiği raporlara baktığımızda raporun üstünde Kanada denklik özetine (Canadian equivalency summary) kısmına dikkat etmek gerekiyor. Bu özet cümle başvuran kişinin eğitiminin değerlendirme analizinden oluşuyor. Özet bulgusu detaylı analizden önce geliyor. Tüm lisans ve/veya benzeri dereceler değerlendirilmişse Kanada denklik rapor özeti, edinilen en yüksek eğitim derecesine işaret edecektir.

Yüksek lisans derecesi sahibi göçmen adayı olarak belgede yüksek lisans denkliği görmek istiyor fakat sadece lisans denkliği görüyorsanız bir şeylerin yanlış olduğunu anlamalısınız. Eğer eğitiminiz listedeki “birisi en az üç yıllık iki ya da daha fazla lisans derecesi” ise bu eğitim denklik raporunda görünmeyebilir. WES raporunda Kanada denklik özeti kısmının altında her bir lisans/diploma derecesinin denklik analizi kısmı yer alır. Buraya özel dikkat göstermek gerekir.

Kurum statüsü (Institution status) denilen yerde adayın eğitim aldığı kurumun tanınmış (recognized) ya da tanınmamış (non-recognized) olup olmadığına bakın. Eğer ECA raporu adı geçen kurumu tanımamışsa muhtemelen bu kurum Kanada Göçmenlik Bakanlığı (CIC) tarafından da tanınmayacaktır. ECA raporunuzda tanınmamış bir eğitim dereceniz varsa bunu ECA’yı düzenleyen kuruma sormak daha mantıklı olacaktır. Eğer göçmenlik adayının edindiği en yüksek eğitim tanınmamış bir okuldan alınmışsa bu derece ve/veya diplomalar ECA’nın Kanada denklik özeti kısmında ‘Tanınmayan’ statüsüyle özellikle belirtilecektir.

Kanada denklik (Canadian equivalency) ibaresinin bulunduğu cümleye de dikkat etmek gerekiyor. Buradaki cümle eğer “Lisans derecesi (‘X’ yıl)” şeklinde yazılmışsa WES, lisans eğitimini tanımış demektir. Örneğin “Yüksek lisans derecesi (Master’s degree), kazanılmış doktora (Earned doctorate) ya da Diploma (‘X’ kadar yıllık) vs. ya da bazen “Lisans ve yüksek lisans” (Bachelor’s and master’s degree) gibi dereceleri kombine olarak belirtir. Fakat Kanada denklik ibaresinde belirtilen derecenin yanında yıl sayısı varsa (‘X’ senelik eğitim vs.) bu derece tam bir derece ya da sertifika olarak sayılmamaktadır ve bunu da deklere edemezsiniz.

Bazı adaylar ya da danışmanlar eğitim derecelerini yanlış okuyorlar ve sisteme giriyorlar.  Eğer sunulan eğitim evrakları adayın yüksek lisans bitirdiğini gösterse de Kanada denklik kısmında da yüksek lisans ibaresi olmasına dikkat edilmelidir. Hem lisans hem de yüksek lisans derecesi sunan fakat sadece lisans derecesi tanınmış ve yüksek lisans derecesi tanınmamış adaylar bitirdikleri en yüksek dereceyi “yüksek lisans” ya da “birisi en az üç yıllık iki yada daha fazla lisans derecesi” olarak belirtemezler. WES bu durumda verdiği ECA raporunda adayın yüksek lisans derecesini tanımamış sadece lisans derecesini tanımıştır.

Ekspres giriş sistemine giriş yapılırken eğitim seviyesi yanlış girilmemelidir. Yanlışlıkla fazla girilen eğitim seviyesi adayın alacağı kapsamlı sınıflandırma sistemi (CRS) puanının olması gerekenden yüksek çıkmasına sebep olacaktır. Eğer aday yapılan göçmenlik çekilişinde kabul edilir ve kendisine davetiye (ITA) gönderilirse adayın puanına bakılarak işlem yapılır. Eğer adayın yanlış girilen eğitim puanı tekrar hesaplandıktan sonra alması gereken CSR puanı göçmenlik bakanlığının çekiliş için belirlediği minimum puanın üstündeyse ITA kabul edilir fakat belge üzerinde gerekli düzeltme yapılır. Eğer adayın düzeltilmiş eğitim puanı minimum eşik puanın altında ise adaya yapılan ITA aday tarafından reddedilmelidir.

Adayın eğitim seviyesi belirlenirken çok hatalar yapılır. Tüm dünyada diploma, lisans ve yüksek lisans programlarının süreleri değişkenlik gösterdiği için adayın Türkiye’de aldığı en yüksek eğitim seviyesini Kanada’ya aktarmada dikkat etmek gerekiyor. Bence verilecek en mantıklı tavsiye şu olmalıdır. Önce adayın ilk derecesi deklere edilir ve sonra gelen derece(ler) olduğunda “birisi en az üç yıl ya da daha fazla süre olmak üzere iki ya da daha fazla sertifika, diploma veya derece” (two or more certificates, diplomas, or degrees, one for a program of three or more years) kısmı seçilir.

Ekspres giriş sisteminde adayın alacağı eğitim ve puanları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Eğitim Seviyesi
Evli
Maksimum 140 puan
Bekar
Maksimum 150 puan
Lise diploması yok
0
0
Lise diploması
28
30
Üniversite, yüksekokul, teknik okul ya da bir enstitüden alınan bir senelik derece, diploma ya da sertifika eğitimi
84
90
Üniversite, yüksekokul, teknik okul ya da bir enstitüden alınan iki senelik eğitim
91
98
Lisans derecesi VEYA üniversite, yüksekokul, teknik okul ya da bir enstitüden alınan üç yıl ya da daha fazla süreli program
112
120
Birisi en az üç yıl ya da daha fazla süreli olmak üzere iki ya da daha fazla sertifika, diploma veya derece seviyesi
119
128
Yüksek lisans derecesi VEYA profesyonel meslek örgütü tarafından regüle edilen bir meslekte çalışmak için alınan profesyonel lisans derecesi (Profesyonel derece lisans programları: tıp, veterinerlik, diş hekimliği, optimetri, hukuk, kayropraktik ya da eczacılık)
126
135
Doktora eğitimi (Ph.D.)
140
150

Murat Kandemir, 17 Aralık 2015  

13 Kasım 2015 Cuma

Girişimcilere Özel Ontario Göçmenlik Aday Programı

Ontario Göçmenlik Aday Programı (OINP) Girişimci kategorisi eyalette iş kuracak ya da var olan bir işletmeyi satın alacak uluslararası girişimci adaylarını bölgeye kazandırmak için tasarlandı. Program, eyalette iş kurmada başarılı olanlara daimi göçmenlik statüsü alma hakkı sunuyor.

OINP altında işveren, kalifiye iş gören, uluslararası öğrenci klasmanlarında başvuru yapılabiliyor. Girişimci kategorisi yeni eklendi. Bu kategoriyi yakınlarda kapatılan yatırımcı kategorisiyle karıştırmamak gerekiyor.

Ontario eyaletine ekonomik bir katkı sağlayacak geçerli bir iş fikriniz varsa bu program sizin için olabilir. İş planınız ve teklifiniz onaylanırsa teklif ettiğiniz işinizi kurana kadar size ve varsa ticari ortağınıza geçici çalışma izni verilir. İşletmeniz kurulduktan ve ticari faaliyete geçtikten sonra Eyalet adayı olarak gösterilir ve daimi ikamet başvurusu yapabilirsiniz.

Gerekli şartlar içinde iş kolu ve sektörüne bağlı olarak en az 500.000 Kanada doları yatırım yapmak en önemlisi olarak göze çarpıyor.  OINP’ye başvuracak girişimci adayların en az 800.000 Kanada doları net varlığa sahip olduklarını da ispatlamaları gerekiyor. Eğer isterse girişimci adayı Ontario’da iş kurabilmede destek olacak bir ticari ortak gösterebilir. Girişimci ve varsa ticari partneri eyalet adayı olarak gösterilmek için programın diğer tüm şartlarını yerine getirmeleri için iki yılı var. Kurulacak işte en az iki Kanada vatandaşı ve/veya göçmenin çalışabileceği tam zamanlı ve devamlı istihdam alanı açmak zorundadır.


Murat Kandemir, 13 Aralık 2015

6 Kasım 2015 Cuma

Kanada’nın Yeni Kabinesi

Geçen Çarşamba günü düzenlenen resmi bir törenle 43 yaşındaki Justin Trudeau Kanada’nın en genç başbakanı oldu.

Yeni kabinesine seçtiği isimlerle ezber bozan Trudeau belki de dünyanın en kozmopolit kabinesini oluşturmuş oldu. Göçmen ülkesi Kanada’yı daha iyi yansıtan kabinesiyle Başbakan azınlıklara saygısını da göstermiş oldu.

Parlamento’da isimlerini açıkladığı 30 kabine üyesinin yarısı kadınlardan oluşuyor. Ayrıca Trudeau bazı kabine üyelerini de ilk halklar ve göçmenlerden seçerek onların da sevgisini kazanmayı ihmal etmedi. Trudeau kabine üyeleri seçiminde etnik çeşitliliği göz önüne alarak Kanada’nın bir resmini temsil etmiş oldu.   

Trudeau ayrıca bazı bakanlıkların isminde de bazı değişiklikler yaptı. Örneğin “Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı”nı “Göçmenlik, Mülteci ve Vatandaşlık Bakanlığı”na çevirirken “Çevre Bakanlığı”da “Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı” oluverdi. Ayrıca “İlk Halklarla İlişkiler ve Kuzey Bölgesi Gelişim Bakanlığı”nın ismi de “Yerliler ve Kuzey Bölgesi İşleri Bakanlığı” oldu. 

Kanada’nın yeni kabine üyeleri meslekleri ile dikkatleri çekiyor. Kanada sağlık bakanı bir doktor olurken gençlik bakanının ise 45 yaşın altında olduğu göze çarptı. Bir çiftçi Kanada tarım ve gıda bakanı olurken bir akademisyen ve yazar da Kanada’nın yeni dış işleri bakanı oldu. Maliye bakanını bir iş adamından seçen Kanada, inovasyon, bilim ve ekonomik gelişim bakanı için bir finans analistini seçti. Adalet bakanı hem kadın hem de yerli birisi oldu.   

Şimdi de ilginç bulduğumuz bakanlardan bazılarını inceleyelim.

Harjit Sajjan, Kanada’nın yeni Savunma Bakanı oldu. Bir Sih olan Sajjan, Kanada ordusunda ve Vancouver polis departmanında hizmet vermiş. Hindistan doğumlu göçmen Sajjan, Kanada ordusundaki ilk Sih. Kanada’daki kabinede dört Sih bakan varken Hindistan’da sadece iki Sih üye olarak görev yapıyor.

Kent Hehr Gazi İlişkileri ve Ulusal Savunma Bakan Yardımcısı olarak görev yapacak. 1991’de bir çatışmada yaralanan ve kötürüm olarak tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış bir bedensel engelli olan Hehr silah şiddeti ve LGBT hakları konusunda çalışmalar yürütüyor.

Başka bir göçmen olan Afganistan doğumlu Maryam Monsef, Demokratik Kurumlar Bakanı oldu. Kanada’ya 11 yaşında mülteci olarak gelip yerleşen Monsef Kanada parlamentosuna giren ilk Afganistan doğumlu göçmen oldu.

Altyapı ve Toplumlar Bakanı Amarjeet Sohi’de ilginç kabine üyelerinden birisi. Eski bir otobüs şoförü olan Sohi Edmonton bölgesinden seçildi. Hindistan’da terörist olduğu suçlamasıyla yargılanmış ve  suçsuz yere 21 ay ceza evinde yatmış birisi. Stephen Harper hükümetinin tartışmalı C-51 anti terör yasasına şiddetli karşı çıkanlardan birisi.  

Kanada’nın yeni Spor ve Engelliler Bakanı olan Carla Qualtrough aynı zamanda görme engelli. Paralimpik yüzücü olan Qualtrough bir avukat olarak İnsan Hakları Komisyonu ve British Columbia İnsan Hakları Mahkemesi’nde çalışmalar yürüttü.  

Hunter Tootoo, Kanada Balıkçılık, Okyanuslar ve Kanada Sahil Koruma Bakanı olarak kabinede yer aldı. Tootoo, kabinedeki tek Inuit yerlisi. Nunavut bölgesini temsil eden Tootoo’nun seçilmesi balıkçılık okyanus ve kıyı korumanın Kanada kuzey bölgesinin sorunları olarak görülmesi mesajını veriyor.

Ve en ilginç kabine üyesi Marc Garneau Kanada’nın Ulaştırma Bakanı oldu. Eski bir astronot olan Garneau 1984 yılında Challenger uzay mekiği ile uzaya giden ilk Kanadalı.

Kanada’nın yeni başbakanı Justin Trudeau 15 Kasım’da Türkiye ev sahipliğinde Antalya’da düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi’ne katılacak ve hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Başbakan Davutoğlu ile görüşecek.

Murat Kandemir, 6 Kasım 2015