2012 yılında yapılan kanuni değişikliklerle
birlikte daimi göçmenlik ve mülteci statüsünü kaybedenlerin sayısında artış
gözlemlendi.
Ottawa, Kanada’ya iltica ederek
daimi ikamet statüsü kazananların ülkelerini ziyaret etmeleri halinde göçmenlik
statülerini iptal etme çalışmalarını hızlandırdı.
Ottawa, sessizden ve derinden, Kanada’da
siyasi sığınmacı başvurusunda bulunup göçmenlik statüsü elde ettikten sonra eziyet
gördüğünü iddia ettiği ülkeyi ziyaret eden mültecilerin daimi ikamet
statülerini iptal etme çalışmalarını başlattı.
2012 yılında yürürlüğe giren çeşitli
değişikliklerle hükümet eski mülteci dosyalarını tekrar açıyor ve durumlarında
değişiklik olan mültecilerin Kanada’dan sınır dışı edilmesi işlemlerini
başlatıyor.
Kimlerin mülteci olup olmadığına
karar veren Göçmenlik ve İltica Kurulu (IRB) verilerine göre devlet
korumasından çıkarılan mülteci sayısı 2014 yılında 116’ya ulaştı. Bu rakam 2012
yılında sadece 24’tü.
Kanada Mülteciler Konseyi
tarafından elde edilen bir belgeye göre Muhafazakar hükümet (Conservative
Government) 875 kişinin sahip olduğu siyasi sığınma statüsünü iptal etmeyi
hedeflemiş.
Yetkililer böyle bir hedefin
olmadığını iddia ediyorlar.
Uygulamayı eleştiren çeşitli STK
temsilcileri hükümetin bu girişiminin hasta bir yakınını ziyaret etmek ya da siyasi
durumların iyileşmesi ile daha fazla süre ülkesinde bulunan eski mülteci
göçmenler arasında panik ve korku yarattığını düşünüyorlar.
Kanun bir mültecinin ülkesini ne
sıklıkla ve ne kadar bir süre için ziyaret edebilmesi üzerinde net değil.
Ottawa, iltica ettiği ülkesinden kimlik kartı ve pasaport çıkartanların
durumları üzerinde kuşkuyla duruyor.
Bir sivil toplum kuruluşu olan
mülteci konseyi daimi ikamet statüsü sahibi bile olunsa insanların güvende
olmadığını ve statülerini her an kaybedebileceğini düşünüyor. Mülteci konseyi
yöneticisi Janet Dench’e göre federal hükümet insanların statüsünü her an
ellerinden alabilir.
Göçmenleri kucaklayan bir ülke
olarak bilinen Kanada şimdi statülerin kolayca geri alındığı ve vatandaşlık
başvurularının ağırdan işlendiği bir ülkeye mi dönüşüyor?
2012’den önce mülteci statüsünün
iptal işlemi daha seyrek yapılıyordu. Eski sistemde bir mültecinin statüsünü
kaybetmesi otomatik olarak işleyen bir süreçte değildi. O yüzden cüzi sayıda
insanın mülteci sıfatı iptal edildi.
Kanun devlet korunmasına alınmış
mültecinin sadece sığınma talebi esnasında yalan beyanda bulunması veya bir
suçtan dolayı ceza alması durumunda sığınmacı ve daimi göçmen statüsünün iptal
edilmesine olanak tanımaktaydı.
Kanada Sınır Güvenliği Teşkilatı
(CBSA) mülteci sisteminin daha etkin çalışabilmesini sağlamak için mülteci
statülerinin iptal edilmesi uygulamalarının 2013 yılında öncelikli olacağını
söyledi.
Teşkilat, sınır güvenlik
elemanlarından gelen bilgiler ışığında mülteci iptal işlemlerini başlatıyor.
Sahada hizmet veren sınır güvenlik elemanlarının dışında CBSA, Kanada
Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı (CIC) ve Göçmenlik ve İltica Kurulu (IRB)
gibi diğer partnerlerle işbirliği yapıyor. Bu üç organın ortak çalışmasıyla daha
fazla mültecinin statüsü iptal edilecek.
Sınır güvenlik görevlilerine ve
CIC memurlarına gerekli eğitimler verildi bile. Verilen eğitimler ışığında
görevliler ne tür durumların potansiyel iptal işlemi olarak mahkemeye sevk
edilmesi gerektiği ve hangi tür delillerin gerekli olduğunu artık biliyorlar. Mülteci
statüsünün iptal istemiyle mahkemeye gönderilen göçmen sayısında bir artış bekleniyor.
23 Şubat 2015 tarihli Star
gazetesinde konuyla ilgili olarak Nepal göçmeni Milan Kumar Karki’nin hikayesi
paylaşıldı. Karki’nin, Nepal rejimi tarafından kötü muameleye maruz kaldığı
sebebiyle yapmış olduğu siyasi sığınma başvurusu 2002 yılında kabul edildi ve
kendisi Kanada’da mülteci olarak tanındı. Bir sonraki yıl göçmen olan Karki 2010
yılında yaptığı vatandaşlık başvurusunun sonucunu bekliyor.
Ocak ayında Karki, sınır
güvenliği teşkilatından mülteci statüsünün iptal işleminin başlatıldığı
yazısını aldı.
Alınan yazıda CBSA, Karki’nin
korunmak istediği ülkeden (Nepal) gönüllü olarak pasaport aldığı ve Nepal ve diğer
ülkelere defalarca gittiğini vurguladı. Böyle yapılarak söz konusu kişinin
artık Kanada’nın korumasına ihtiyacı olmadığını göstermiş olduğu belirtildi.
Karki’nin vatandaşlık
başvurusundaki bilgileri kullanan görevliler 37 yaşındaki mülteci göçmenin
Nepal’e defalarca gittiğini, uzun süreler kaldığını, evlendiğini ve eşini
Kanada’ya getirdiğini belirledi.
CBSA’nın konuyu mahkemeye
taşımasının temelini “Karki’nin bir zamanlar eziyet ve kötü muamele gördüğü ülkeye
yerleştiği” gerçeği olarak gösterdi.
Kanada hükümetinin sponsorluğunda
Vancouver’da düzenlenen insan hakları konferansına katılan Karki anne-babasının
hala Nepal’de yaşadığını ve onları Kanada’ya getirmek için yaptığı sponsorluk
başvurusunun reddedildiği bilgisini verdi.
Yaptığı savunmasında Nepal’deki
siyasi durumun değiştiğini ve geri dönmekten korkmadığını da belirten Karki
mültecilerin her zaman mülteci olarak kalmayacağını iddia etti. İnsanların
mülteci olarak Kanada’ya gelmesine sebep olan problemler o anki siyasi havadan
dolayı oluşmaktadır ve siyasi hava değişkendir.
Karki savunmasını daha da
derinleştirerek Kanada hükümetinin yeni kanunu Kanada’ya yerleşen insanları
kovmak için kullandığını hatta artık vatandaşlığı da zorlaştırdığını
belirtiyor. Karki’nin mesajı açık: “Vatandaş olmadığın sürece güvende değilsin.”
Statüsü iptal edilmek istenen
kişilerin dosyası mülteci kurulunda görülüyor ve karar federal mahkemede temyiz
edilebiliyor. Mülteci sıfatı iptal edilenler insan hakları temellerinde başvuru
yapamıyor. Kararın verilmesi sonrasında eski mültecinin ülkeden gitmesi
isteniyor.
Murat Kandemir, 10 Mart 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder