10 Mart 2015 Salı

Vatanlarını Ziyaret Eden Eski Mülteciler Göçmenlik Statülerini Kaybedebilir

2012 yılında yapılan kanuni değişikliklerle birlikte daimi göçmenlik ve mülteci statüsünü kaybedenlerin sayısında artış gözlemlendi.

Ottawa, Kanada’ya iltica ederek daimi ikamet statüsü kazananların ülkelerini ziyaret etmeleri halinde göçmenlik statülerini iptal etme çalışmalarını hızlandırdı.

Ottawa, sessizden ve derinden, Kanada’da siyasi sığınmacı başvurusunda bulunup göçmenlik statüsü elde ettikten sonra eziyet gördüğünü iddia ettiği ülkeyi ziyaret eden mültecilerin daimi ikamet statülerini iptal etme çalışmalarını başlattı.

2012 yılında yürürlüğe giren çeşitli değişikliklerle hükümet eski mülteci dosyalarını tekrar açıyor ve durumlarında değişiklik olan mültecilerin Kanada’dan sınır dışı edilmesi işlemlerini başlatıyor.

Kimlerin mülteci olup olmadığına karar veren Göçmenlik ve İltica Kurulu (IRB) verilerine göre devlet korumasından çıkarılan mülteci sayısı 2014 yılında 116’ya ulaştı. Bu rakam 2012 yılında sadece 24’tü.

Kanada Mülteciler Konseyi tarafından elde edilen bir belgeye göre Muhafazakar hükümet (Conservative Government) 875 kişinin sahip olduğu siyasi sığınma statüsünü iptal etmeyi hedeflemiş.

Yetkililer böyle bir hedefin olmadığını iddia ediyorlar.

Uygulamayı eleştiren çeşitli STK temsilcileri hükümetin bu girişiminin hasta bir yakınını ziyaret etmek ya da siyasi durumların iyileşmesi ile daha fazla süre ülkesinde bulunan eski mülteci göçmenler arasında panik ve korku yarattığını düşünüyorlar.

Kanun bir mültecinin ülkesini ne sıklıkla ve ne kadar bir süre için ziyaret edebilmesi üzerinde net değil. Ottawa, iltica ettiği ülkesinden kimlik kartı ve pasaport çıkartanların durumları üzerinde kuşkuyla duruyor.

Bir sivil toplum kuruluşu olan mülteci konseyi daimi ikamet statüsü sahibi bile olunsa insanların güvende olmadığını ve statülerini her an kaybedebileceğini düşünüyor. Mülteci konseyi yöneticisi Janet Dench’e göre federal hükümet insanların statüsünü her an ellerinden alabilir.

Göçmenleri kucaklayan bir ülke olarak bilinen Kanada şimdi statülerin kolayca geri alındığı ve vatandaşlık başvurularının ağırdan işlendiği bir ülkeye mi dönüşüyor?

2012’den önce mülteci statüsünün iptal işlemi daha seyrek yapılıyordu. Eski sistemde bir mültecinin statüsünü kaybetmesi otomatik olarak işleyen bir süreçte değildi. O yüzden cüzi sayıda insanın mülteci sıfatı iptal edildi.

Kanun devlet korunmasına alınmış mültecinin sadece sığınma talebi esnasında yalan beyanda bulunması veya bir suçtan dolayı ceza alması durumunda sığınmacı ve daimi göçmen statüsünün iptal edilmesine olanak tanımaktaydı.

Kanada Sınır Güvenliği Teşkilatı (CBSA) mülteci sisteminin daha etkin çalışabilmesini sağlamak için mülteci statülerinin iptal edilmesi uygulamalarının 2013 yılında öncelikli olacağını söyledi.

Teşkilat, sınır güvenlik elemanlarından gelen bilgiler ışığında mülteci iptal işlemlerini başlatıyor. Sahada hizmet veren sınır güvenlik elemanlarının dışında CBSA, Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı (CIC) ve Göçmenlik ve İltica Kurulu (IRB) gibi diğer partnerlerle işbirliği yapıyor. Bu üç organın ortak çalışmasıyla daha fazla mültecinin statüsü iptal edilecek.

Sınır güvenlik görevlilerine ve CIC memurlarına gerekli eğitimler verildi bile. Verilen eğitimler ışığında görevliler ne tür durumların potansiyel iptal işlemi olarak mahkemeye sevk edilmesi gerektiği ve hangi tür delillerin gerekli olduğunu artık biliyorlar. Mülteci statüsünün iptal istemiyle mahkemeye gönderilen göçmen sayısında bir artış bekleniyor.

23 Şubat 2015 tarihli Star gazetesinde konuyla ilgili olarak Nepal göçmeni Milan Kumar Karki’nin hikayesi paylaşıldı. Karki’nin, Nepal rejimi tarafından kötü muameleye maruz kaldığı sebebiyle yapmış olduğu siyasi sığınma başvurusu 2002 yılında kabul edildi ve kendisi Kanada’da mülteci olarak tanındı. Bir sonraki yıl göçmen olan Karki 2010 yılında yaptığı vatandaşlık başvurusunun sonucunu bekliyor.

Ocak ayında Karki, sınır güvenliği teşkilatından mülteci statüsünün iptal işleminin başlatıldığı yazısını aldı.

Alınan yazıda CBSA, Karki’nin korunmak istediği ülkeden (Nepal) gönüllü olarak pasaport aldığı ve Nepal ve diğer ülkelere defalarca gittiğini vurguladı. Böyle yapılarak söz konusu kişinin artık Kanada’nın korumasına ihtiyacı olmadığını göstermiş olduğu belirtildi.

Karki’nin vatandaşlık başvurusundaki bilgileri kullanan görevliler 37 yaşındaki mülteci göçmenin Nepal’e defalarca gittiğini, uzun süreler kaldığını, evlendiğini ve eşini Kanada’ya getirdiğini belirledi.

CBSA’nın konuyu mahkemeye taşımasının temelini “Karki’nin bir zamanlar eziyet ve kötü muamele gördüğü ülkeye yerleştiği” gerçeği olarak gösterdi.

Kanada hükümetinin sponsorluğunda Vancouver’da düzenlenen insan hakları konferansına katılan Karki anne-babasının hala Nepal’de yaşadığını ve onları Kanada’ya getirmek için yaptığı sponsorluk başvurusunun reddedildiği bilgisini verdi.

Yaptığı savunmasında Nepal’deki siyasi durumun değiştiğini ve geri dönmekten korkmadığını da belirten Karki mültecilerin her zaman mülteci olarak kalmayacağını iddia etti. İnsanların mülteci olarak Kanada’ya gelmesine sebep olan problemler o anki siyasi havadan dolayı oluşmaktadır ve siyasi hava değişkendir.

Karki savunmasını daha da derinleştirerek Kanada hükümetinin yeni kanunu Kanada’ya yerleşen insanları kovmak için kullandığını hatta artık vatandaşlığı da zorlaştırdığını belirtiyor. Karki’nin mesajı açık: “Vatandaş olmadığın sürece güvende değilsin.”

Statüsü iptal edilmek istenen kişilerin dosyası mülteci kurulunda görülüyor ve karar federal mahkemede temyiz edilebiliyor. Mülteci sıfatı iptal edilenler insan hakları temellerinde başvuru yapamıyor. Kararın verilmesi sonrasında eski mültecinin ülkeden gitmesi isteniyor.


Murat Kandemir, 10 Mart 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder