Toronto şehrinin ‘sığınak şehir’ olarak ilan
edilmesinin sonrasında yapılan bir araştırma statü belgesi olmayan kişilerin
sosyal hizmet kurumlarından hizmet alabilmelerinin zor olduğunu gösterdi.
Araştırmaya katılan sosyal hizmet kurumlarının
yarısı hizmet almak isteyenlerden statü belgesi istiyor ve bu kurumların yüzde
30’u gerektiğinde bu bilgiyi polis ve göçmenlik yetkilileriyle paylaşabileceğini
söylüyor.
New city-funded report adıyla yayınlanan rapor
statüsü olmayan göçmenlere hizmet veren kurum ve sivil toplum kuruluşlarının
hizmet politikası üzerine yayınlanan ilk rapor olma özelliği taşıyor.
Raporda sosyal hizmet sunan kurumların yüzde 30’u hizmet
verdikleri kişiler hakkında göçmenlik ya da polis görevlilerinin bilgi istemesi
durumunda ne yapılması gerektiğini bilmedikleri ve kurumlarının yasal hak ve
yükümlülükleri hakkında bilgileri olmadığı ortaya çıktı. Katkıda bulunan
kurumların yüzde 71’inin resmi hizmet politikalarının da olmadığı görüldü.
Raporu hazırlayan Toronto Sosyal Planlama’da
görevli Najveet Sidhu tüm federal göçmenlik politikalarının geçici ikamet
sahibi olanlara göre ayarlandığını ve daimi ikamet sahibi olmanın zorlaştığı
bir durumda kaçak olarak bulunanlara nasıl hizmet verileceğinin tam olarak
bilinmediği ve bunun gittikçe büyüyen bir sorun olduğuna işaret etti.
32 sayfalık rapor geçen hafta yayınlandı ve Toronto
Şehir Konseyi belediye hizmetlerinin yasal ya da yasadışı bulunanlara verilebilmesi
konusunda çalışma başlattı.
Geçen Şubat ayında 200.000 kaçağın yaşadığı Toronto
Kanada’nın statüsü olmayanların ilk ‘sığınak şehir’i olmuştu. Dünyada sığınak
şehir statüsünde bulunanlara tüm kamu hizmetleri veriliyor ve kimlik
sorulmuyor. ABD’de Chicago, New York City ve San Francisco gibi 36 şehir ‘sığınak’
olarak ilan edildi.
Sidhu kaçak göçmenlerin Toronto’da hukuki, barınma,
sağlık ve istihdam hizmetleri alamadığının altını çizerek bunun şehirde kaçak
yaşayanları fakirliğe ittiğini, sağlık hizmetleri alamamaları yüzünden sağlık
durumlarını tehlikeye attığını ve bu insanların her türlü kötü muameleye hedef
haline geldiğini ifade etti.
Büyük Toronto bölgesinde 100.000-250.000 arasında
belgesiz göçmenin yaşadığı varsayılıyor bu rakamın 2015’te geçici işçilerin 4
yıllık çalışma izinleri bitiminden sonra daha da artacağından emin gözüyle
bakılıyor. Dört yıllık çalışma izni biten ve bu sürede daimi oturum alamayanlar
çalışma izinlerini ikinci defa uzatamayacakları için ülkede kaçak olarak
kalacağı tahmin ediliyor.
Bazı sivil toplum kuruluşları hizmet verdikleri
kişilerden statü bilgisi almamaya başladı. İnsanların zaten işverenler
tarafından ayrımcılığa ve kötü muameleye maruz kaldıklarını düşünen Toronto
İşçi Hareketi Merkezi (Toronto’s Workers’ Action Centre) gizliliğe önem vererek
hizmet verdikleri kaçak işçilerin yasal durumları hakkında soru sormuyorlar ve
kayıt tutmuyorlar.
Ülkede illegal yaşayan fakat statüsü olmadığı için
polise başvuramayan ve her türlü istismara uğrayanların haklarını yasal
mercilerde aramalarına olanak tanıyan “sorma, söyleme” (don’t ask, don’t tell)
politikası geliştirilmiş ve bu proje ile insanların yasal statülerine bakılmaksızın
polis hizmetlerinden faydalanabilmeleri hedeflenmişti. Özellikle aile içi
şiddete uğrayan kadınlar bu yasa sayesinde haklarını arayabilmişti.
‘Sorma, söyleme’ politikası sayesinde birçok insan
hakkını arayabildi. Toronto’da 18 yıl kaçak yaşayan Jamaikalı Angie ücretini
ödemeyen patronunu mahkemeye vererek hakkını arıyor. İşveren yanında çalışan ve
ülkede kaçak yaşayan Angie’yi polise vermekle tehdit etmiş ve hak edişine el
koymuştu.
Sosyal Planlama Toronto raporuna katkı sağlayan
101 sivil toplum kuruluşunun yarısı kendilerinin verdiği fakat devletin finanse
ettiği dil, iş ve yerleşim programlarından faydalanmak isteyenlerin bu
hizmetlere uygunluğunun değerlendirilmesi amacıyla başvuran kişinin statüsü
hakkında bilgi almak zorunda olduklarını belirtti.
Devletin finanse ettiği çeşitli hizmetlerden
yararlanmak isteyen kişilerden belge olarak doğum kağıdı, sosyal sigorta
numarası, daimi ikamet kartı (PR), mülteci kimlik kartı, pasaport, çalışma izni
ve ehliyet gibi belgeler isteniyor.
Araştırmaya katkıda bulunan kurumların yüzde 30’u
kendilerinden hizmet alanların kimlik ve statü bilgilerini polis, sınır ve
göçmenlik görevlileri ile paylaşabileceklerini ve tüm kurumların yarısı da çocuk
istismarı tehlikesi durumunda ellerindeki kimlik bilgilerini Çocuk Esirgeme
Kurumu (Children’s Aid Society) ile paylaşacaklarını ifade ettiler.
Araştırmaya katılan tüm kuruluşların sadece dörtte
biri belgesi olmayan kaçak göçmenlere yardım etme politikası uyguladıkları
belirtildi.
‘Sığınak’ şehir Toronto’da sosyal yardım
kuruluşlarından herhangi bir hizmeti görmek kaçak göçmenler için zor görünüyor.
Toronto’da hizmet veren tüm sivil toplum kuruluşlarının yasal statüsü olmayan
kişilere hizmet verme politikası oluşturması ve uygulaması gerekiyor. Şu an ki
Toronto’da bunu şimdilik hayal olduğunu ama yakın gelecekte uygulanabilir
olacağını görebiliyoruz.
Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 4 Eylül 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder