Beklenen oldu. Kanada federal
mahkemesi geçen Cuma günü Muhafazakar Partinin ülkedeki mültecilerin sağlık
bakım masraflarını karşılamama kararını geçersiz kıldı.
Federal mahkeme, muhafazakar
hükümet tarafından 2012 yılında ülkedeki mültecilerin sağlık sigortası kapsamı
dışında tutulması kararını özellikle mülteci çocuklarını kötü etkilediğini
teyit ederek ilgili uygulamayı anayasaya aykırı buldu.
2012 yılına kadar ülkedeki tüm mültecilerin
ve ailelerinin sağlık bakım giderleri federal sağlık sigortası programı, IFH
(Interim Federal Health) kapsamında karşılanıyordu. Devlet çeşitli tasarruf
tedbirleri kapsamında IFH’yi kısıtlamış ve mültecilerin sağlık harcamalarını
ödememe kararı almıştı.
Kanada Mülteciler Sağlık Bakımı
Doktorları Derneği, Kanada Mülteci Avukatları Derneği, Daniel Garcia Rodriques,
Hanif Ayubi ve Çocuklar ve Gençler İçin Adalet Derneği tarafından Kanada
Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı’na karşı açılan davada karar açıklandı.
268 sayfalık karar metninde federal
mahkeme hakimi Anne Mactavish, 2012 yılında alınan kararlar neticesinde sağlık
sigortası kapsamına getirilen kısıtlamaların özellikle savunmasız çocukların
sağlığını tehlikeye attığını ve bunun kendi ülkesinin şuur ve dürüstlük
standartlarının çok uzağında bir uygulama olduğunu kaydetti.
Federal mahkeme davacıların ülkedeki
vatandaşların yaşam, özgürlük ve güvenliklerini garanti altına alan haklar
yasasının Kanada’daki devlet sağlık hizmetinden yararlanma hakkı yarattığı
tezine inanmadı. Federal mahkeme mültecilerin sağlık harcamalarının
karşılanmamasında en çok çocukların zarar gördüğünü teyit ederek uygulamanın
kaldırılmasına hükmetti.
Bu mahkeme kararı son zamanlarda muhafazakar
partiye yapılan en büyük darbelerden birisi olarak nitelendiriliyor.
Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik
Bakanı Chris Alexander kararı temyiz edeceklerini duyurdu.
Kanada vatandaşları temel sağlık
bakım giderleri için herhangi bir ödeme yapmıyor. Doktorlar verdikleri sağlık
hizmetleri karşılığını devletten alıyor.
2012 yılında devletin yaptığı bir
düzenleme ile siyasi sığınma başvurusu yapmış ve iltica davasını kaybetmiş
kişiler ve aileleri federal sağlık sigortası kapsamından çıkarılmış ve bu
sayede devletin milyonlarca dolar tasarruf edeceği duyurulmuştu. İlgili kanunla
iltica davasını kaybetmiş siyasi sığınmacıların ülkeden daha çabuk gitmeleri de
amaçlanıyordu.
Özellikle Macaristan ve Meksika’dan
gelen siyasi sığınmacılar güvenli ve demokratik (!) ülkelerden geldikleri ve
siyasi sığınma taleplerinin asılsız oldukları düşünülen kişiler olarak
görülüyor ve sağlık kapsamı dışında tutuluyorlardı. Bunların dışında ilk iltica
davasını kaybeden mülteciler de geldikleri ülkelere bakılmaksızın sağlık
kapsamı dışında tutuluyorlardı.
Cuma günü bir açıklama yapan
bakan Alexander ABD ve Avrupa’dan gelen davasını kaybeden siyasi sığınmacı
adaylarının Kanadalıların aldığı sağlık hizmetinden daha iyisini almaya
haklarının olmadığını söyledi.
Kanada sağlık çalışanları son iki
yıldır mültecilerin sağlık kapsamı kesintilerine karşı olduklarını her fırsatta
dile getiriyorlardı.
Federal mahkemede hükümete karşı
davada imzası bulunan gruplardan olan Kanada Mülteci Sağlık Bakımı Doktorları
derneğinden Dr. Philip Berger, uygulamanın sonuçlarının mülteciler için çok
yıkıcı olduğunu kaydetti.
Dr. Berger, federal mahkemenin
lehlerinde karar vermesinin ardından yayınladığı bir basın bildirisinde son iki
yıldır Kanada’daki doktorların sığınmacı hamile kadınlarının ciddi risk altında
olduğu, çocuklarının tedavilerinin yapılmadığı ve mültecilerin özellikle kanser
tedavilerinin yapılmadığı durumları yaşadıklarını beyan etti.
Federal mahkeme hakimi kararında
hükümetin sağlık harcamalarını ödemeyerek hedef aldığı kitlenin Kanada’nın
korumasına muhtaç, ihtiyaç sahibi, zayıf ve her türlü etkiye açık bir grup olduğu
ifadesinde bulundu. Hakim, kararında ülkede zor durumda bulunan bu kişilerin
hayatlarının Kanada hükümetinin uygulamasıyla daha çekilmez hale geldiğine de
işaret etti.
Mahmeke kayıtlarında hükümet tarafından ‘güvenli’
olarak kabul edilen ülkelerden gelenlere siyasi sığınma hakkı verilmemesinin de
anayasal eşit koruma ve eşit haklar ilkelerine karşı olduğunun da altı çizildi.
Son söz: Her şey çocuklar için.
Murat Kandemir, 10 Temmuz 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder