Kanada’da yaşayan ve siyasi
sığınma talebinde bulunan kişiler mülteci davalarını kaybettikleri zaman
ülkeden sınır dışı edilme ile karşı karşıya kalıyorlar. Davalarını kaybetmiş
siyasi sığınmacılar Kanada’da doğan vatandaş çocuklarını arkada bırakmak ya da
götürmek arasında tercih yapmak zorunda.
Kanada’da siyasi sığınmacıların
mülteci davalarını kaybettikten sonra hukuki olarak yapabilecekleri çok
sınırlı. Davası güçlü olanlar federal mahkemeye son bir temyiz başvurusu
yapabiliyorlar. Tabii bunu maddi olarak karşılayabilirlerse.
Uzmanlar ve aktivistler
Kanada’nın mülteci politikasının aileleri parçaladığını ve davalar görüşülürken
çocukların durumlarının yeteri kadar göz önüne alınmadığını söylüyorlar.
Kingston’daki Queen Üniversitesi
hukuk profesörü Sharry Aiken aileleri parçalayan bir ticaretin parçası
olduklarını söyleyerek oldukça ciddi bir yorumda bulundu.
Kanada Sınır Güvenliği Teşkilatı
(CBSA) Kanada’da doğan Kanada vatandaşı çocuklarından ayrılmak zorunda kalan
ailelerin bir kaydını tutmuyor. Bu durumu CBSA sözcüsü Esme Bailey’de
doğruladı.
Hatta sözcü Bailey, konu ile
ilgili olarak yaptığı bir açıklamada sınır dışı etme işlemleri esnasında
çocukların durumlarının her zaman göz önünde bulundurulduğunu iddia etti.
Sınır dışı edilmekle karşı
karşıya kalanların Kanadalı çocukları hakkında bazı seçeneklerinin olduğunu belirten sözcü ailelerin yanlarında
götürmek istemedikleri çocukları için uygun bir vasi bulabilecekleri ya da
böyle birisinin bulunmaması durumunda eyalet çocuk koruma kurumları ile iletişime
geçebileceklerin sözlerine ekledi.
CBSA tarafından 2013 yılında 10.505
sığınmacı ülkeden sınır dışı edilirken 2014 yılında şu ana kadar 4.632 kişi
ülkeden gönderilmiş.
Meksikalı Ivonne Hernandes’in
sınır dışı edilme işlemleri çocuğunun velayet davasının devam etmesi yüzünden
son dakika ertelendi. Kanada’da statüsü olmayan kadın çocuklarını velayetini
kaybetmek üzere.
Şilili bir yabancı ağır hasta
olan annesine bakmak için insan hakları temellerinde son bir başvuru yapmıştı. Hakkında
sınır dışı kararı verilen Şilili adam Ağustos ayından beri saklanıyor.
Geçen Cuma bir anne ve babanın
Mısır’a sınır dışı edilme işlemleri başlatılmış ve çift Kanada’da doğan iki
çocuklarını da yanlarına almaya karar vermişlerdi.
Aile trajedileriyle sonuçlanan Kanada
mülteci belirleme sistemi ve uygulamaları Kanada’nın 1991 yılında imzaladığı Birleşmiş
Milletler çocuk hakları sözleşmesindeki şartları yerine getirmemekle
eleştiriliyor.
Hem aile hem de göçmenlik görevlileri
trajedi olarak sonuçlanacak sınır dışı etme uygulamalarında zor kararlar vermek
zorunda kalıyorlar.
Kanada’da çocuk sahibi çiftler
içinde statüsü olanla olmayan bireyler arasında çocukların velayet davaları
ortaya çıkıyor. Çocukların kiminle kalması gibi konularla tartışmalara yol
açıyor.
Ülkede mülteci olarak yıllarca
yaşayan bu süre zarfında evlenen ve çalışan kişiler hukuki tüm yolları
denedikten sonra sınır dışı edilmeleri hem aileler için hem de kendileri için
trajik durumlara sebep oluyor.
Sınır dışı edilen anne babanın en
zor kararı çocuklarını gitmek zorunda kaldığı ama büyütmek istemediği bir
ülkeye götürmek ya da çocuklarını arkada bırakarak onlardan ayrı kalmak.
Yaşamayanlar bilmez. Aile bir
bütündür, parçalanamaz.
Murat Kandemir, 4 Eylül 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder