Ontario insan hakları mahkemesi ırkçı muameleye
maruz kalan mevsimlik işçiye 23.500 dolar tazminat ödenmesine karar verdi.
St. Lucian’dan gelen Adrian Monrose isimli göçmen
işçi Kanada’ya mevsimlik tarım işçisi programı altında 2009’da gelmiş ve Double
Diamond Acres Ltd şirketi için çalıştığı esnada şefi tarafından ırkçı
söylemlere maruz kalmıştı.
Mahkeme kayıtlarına göre bir keresinde seraya
gelen ve bazı domateslerin ziyan olduğunu görüp sinirlenen firma sahibi
kendisine “aynı daldaki maymun gibisin” dedi.
Kendisine yapılan ırkçı sözleri şikayet eden Monrose
işten çıkartılmış ve St. Lucia’ya geri gönderilmişti.
Monrose’nun avukatı Shane Martinez müvekkilinin
göçmen işçiler için kurulan bir aktivist sivil toplum kuruluşunun yardımlarıyla
insan hakları mahkemesine başvurduğunu belirtti.
Mahkeme sonucunda Monrose’ye 5.500 dolar ücret
kayıpları için, 3.000 dolar onuru, duyguları ve kendine saygısı yara aldığı için
ve 18.000 dolar da böyle bir ırkçı muameleye maruz kalarak haklarının ihlali
karşılığı olarak ödenmesine hüküm verildi.
Avukat Martinez mahkeme kararının hükümetin göçmen
işçilere karşı uygulanan insan hakları ihlallerine karşı bir şey yapılması
gerektiği konusunda bir sinyal vermesi gerektiğini söyledi.
Kanada’da insan hakları ihlalleri çok ciddiye
alınıyor. Daha önce benzer olaylar yaşandı. Son dönemlerde bir kafede ırkçı
muameleye ve sözlere maruz kalan Türk kökenli bir müşteri kafe sahibini
mahkemeye vermiş ve davasını kazanmıştı.
İnsanlar Kanada’da belediye, eyalet ve federal
devlet seviyesinde hizmet veren mahkemelerde haklarını arayabiliyorlar. Çok
kültürlülüğü bir devlet politikası yapan Kanada’da ırkçı ve ayrımcı sözler,
davranışlar ve muamele büyük suç teşkil ediyor.
Türkiye’de durum nasıl? Fenerbahçe Galatasary
derbisinde Fenerbahçeli bir taraftar karşı takımın siyahi oyuncuları Eboue ve
Drogba’ya tribünden muz göstermişti. Avrupa’da maçlarda muz göstermek ırkçı bir
saldırı olarak görülür. Muz gösteren taraftar bunun bir ırkçılık olduğunu
yazanlara şiddetle karşı çıkmış ve kendisinin ırkçılıkla savaşan bir olduğunu
beyan etmiş ve yapmış olduğu savunması pek tutarsız kalmıştı.
Fenerbahçe takımı yaptığı konu ile ilgili mecburen
yaptığı basın toplantısına ‘muz’lu taraftar da katılmış ve tutarsız savunmalar
yapılmış ve ırkçılığın Türkiye’de bir adet olmadığı gibi bazı tespitler
yapılmıştı.
Irkçılık ve ayrımcılık maalesef Türkiye’de sürekli
yaşanan bir olgudur. Bunu artık kabul etmemiz lazım. Yukarıdaki olay dışında
Türkiye’de hala dil, etnik, inanç, siyasi görüş ve cinsel yönelim gibi
konularda halk arasında sürekli söylenen ve konuşulan ve ırkçı sayılacak terim
ve söylemler vardır. İsteyerek veya istemeyerek bizden olmayanlara karşı farklı
davranma ve onları aşağılama, tenkit etme veya hakaret etme hakkımız olmamalı.
Her şeyin başı eğitim. Bence temel insan hakları çocukluktan
başlayarak her vatandaşa öğretilmeli. Suç teşkil eden nefret edebiyatı ve
söylemlerine karşı mücadele kapsamında gerekli tedbirler alınmalı ve yeni
hazırlanacak T.C. Anayasası’nda tüm etnik farklılıkların hakları teminat altına
alınmalı.
Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 19 Ağustos 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder