19 Ağustos 2013 Pazartesi

Irkçı Muamele için Göçmen İşçiye 23.500 Dolar Tazminat

Ontario insan hakları mahkemesi ırkçı muameleye maruz kalan mevsimlik işçiye 23.500 dolar tazminat ödenmesine karar verdi.

St. Lucian’dan gelen Adrian Monrose isimli göçmen işçi Kanada’ya mevsimlik tarım işçisi programı altında 2009’da gelmiş ve Double Diamond Acres Ltd şirketi için çalıştığı esnada şefi tarafından ırkçı söylemlere maruz kalmıştı.

Mahkeme kayıtlarına göre bir keresinde seraya gelen ve bazı domateslerin ziyan olduğunu görüp sinirlenen firma sahibi kendisine “aynı daldaki maymun gibisin” dedi.

Kendisine yapılan ırkçı sözleri şikayet eden Monrose işten çıkartılmış ve St. Lucia’ya geri gönderilmişti.

Monrose’nun avukatı Shane Martinez müvekkilinin göçmen işçiler için kurulan bir aktivist sivil toplum kuruluşunun yardımlarıyla insan hakları mahkemesine başvurduğunu belirtti.

Mahkeme sonucunda Monrose’ye 5.500 dolar ücret kayıpları için, 3.000 dolar onuru, duyguları ve kendine saygısı yara aldığı için ve 18.000 dolar da böyle bir ırkçı muameleye maruz kalarak haklarının ihlali karşılığı olarak ödenmesine hüküm verildi.

Avukat Martinez mahkeme kararının hükümetin göçmen işçilere karşı uygulanan insan hakları ihlallerine karşı bir şey yapılması gerektiği konusunda bir sinyal vermesi gerektiğini söyledi.

Kanada’da insan hakları ihlalleri çok ciddiye alınıyor. Daha önce benzer olaylar yaşandı. Son dönemlerde bir kafede ırkçı muameleye ve sözlere maruz kalan Türk kökenli bir müşteri kafe sahibini mahkemeye vermiş ve davasını kazanmıştı.

İnsanlar Kanada’da belediye, eyalet ve federal devlet seviyesinde hizmet veren mahkemelerde haklarını arayabiliyorlar. Çok kültürlülüğü bir devlet politikası yapan Kanada’da ırkçı ve ayrımcı sözler, davranışlar ve muamele büyük suç teşkil ediyor.

Türkiye’de durum nasıl? Fenerbahçe Galatasary derbisinde Fenerbahçeli bir taraftar karşı takımın siyahi oyuncuları Eboue ve Drogba’ya tribünden muz göstermişti. Avrupa’da maçlarda muz göstermek ırkçı bir saldırı olarak görülür. Muz gösteren taraftar bunun bir ırkçılık olduğunu yazanlara şiddetle karşı çıkmış ve kendisinin ırkçılıkla savaşan bir olduğunu beyan etmiş ve yapmış olduğu savunması pek tutarsız kalmıştı.

Fenerbahçe takımı yaptığı konu ile ilgili mecburen yaptığı basın toplantısına ‘muz’lu taraftar da katılmış ve tutarsız savunmalar yapılmış ve ırkçılığın Türkiye’de bir adet olmadığı gibi bazı tespitler yapılmıştı.

Irkçılık ve ayrımcılık maalesef Türkiye’de sürekli yaşanan bir olgudur. Bunu artık kabul etmemiz lazım. Yukarıdaki olay dışında Türkiye’de hala dil, etnik, inanç, siyasi görüş ve cinsel yönelim gibi konularda halk arasında sürekli söylenen ve konuşulan ve ırkçı sayılacak terim ve söylemler vardır. İsteyerek veya istemeyerek bizden olmayanlara karşı farklı davranma ve onları aşağılama, tenkit etme veya hakaret etme hakkımız olmamalı.

Her şeyin başı eğitim. Bence temel insan hakları çocukluktan başlayarak her vatandaşa öğretilmeli. Suç teşkil eden nefret edebiyatı ve söylemlerine karşı mücadele kapsamında gerekli tedbirler alınmalı ve yeni hazırlanacak T.C. Anayasası’nda tüm etnik farklılıkların hakları teminat altına alınmalı.

Murat Kandemir, (Member of ICCRC), 19 Ağustos 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder