Dünyanın en modern ve zengin ülkelerin birisi olan
Kanada düşük doğum oranları yüzünden bir türlü artmayan nüfusunu kendine özgü
yürüttüğü göçmenlik programı sayesinde arttırabiliyor.
Federal düzeyde uyguladığı göçmenlik programları
ve eyalet seviyesinde uygulanan aday göçmenlik programları sayesinde her sene
çeşitli kategorilerinden ülkeye göçmen girişi sağlanıyor.
Dünyada her ülkede azınlık ve o ülke dışından
gelen göçmenlerin oluşturduğu alt gruplar vardır. Fakat Kanada örneği herhalde
dünyada tek diyebiliriz.
Kanada’ya gelen göçmenler başka ülkelerdekinin
aksine kısa bir süre sonra Kanada vatandaşı oluyor ve Kanada pasaportu sahibi
olmanın önceliklerini yaşıyorlar. Bu durum ne Avrupa ülkelerinde mümkün ne de Ortadoğu
ülkelerinde. Kanada’da şu an yaşayan ve Kanada dışında doğmuş olanların üçte
birisi Kanada vatandaşı. Göçmen ülkesi Birleşik Krallık’da bu oran daha az.
Farklı kültürlerin kendi kimliklerini kaybetmeden
bir ülkede yaşayabileceklerinin kanıtı olarak ortaya çıkıyor Kanada. Bazı
uzmanlar bunun böyle devam edemeyeceğini mutlaka sosyal patlamaların olması
beklenildiği üzerinde duruyorlar.
Quebec Eyaleti’nde son çıkan bir yasa aslında bunu
doğrular gibi görünüyor. Quebec Haklar Yasası ile artık dini sembol olan bazı
objeler ve giyim kuşam kamuya ait alanlarda yasaklandı. Bu yasa bile aslında
tüm Kanada’nın haklar ve özgürlükler temelli çok kültürlülük yapısının yine tüm
Kanada vatandaşları tarafından desteklenmediğinin bir göstergesi.
Batı Avrupa eğitim sistemine göre Kanada eğitim
sisteminde göçmenler lise ve yüksekokullarda daha iyi performans gösteriyorlar.
Avrupa’da göçmen çocuklarının başarı oranı yaşıtları olan göçmen olmayan
çocuklara göre daha düşük. Hatta bazı ülkeler göçmen çocuklarına eğitim
sisteminde yönlendirme bile yapıyorlar.
Göçmenlerin arasında bile aslında fark bulunuyor.
Birinci jenerasyon Çinli göçmenler arasında lise sonrası eğitim alma oranı
yüzde 88 iken bu Afrika’dan gelenlerde yüzde 65 oranında.
Ekonomik başarı için eğitim seviyesi ana unsur. Bu
yüzden Kanada’da ekonomik başarının iyi bir eğitimden geçtiğine inanılan bir kültür oluştu.
Bireysel başarı kariyer ve gelir oranları ulusal çok kültürlü topluma ulaşma
çabamızda aslında önümüze engel olarak çıkacak. 2008 ekonomik durgunluğundan bu
yana ülkedeki yeni Kanadalıların göçmen olmayan Kanadalılara göre başarılı
olduğu söylenebilir. Ama aslında istatistiklerin gösterdiğinin aksine göçmen
gençleri iş gücünden mahrum bırakılıyorlar ve ekonomik olarak gerekli meslek
becerileri elde edemiyorlar.
Göçmen gruplar arasında da önemli ayrımlar var ve
istatistikler bu konuya da değinmiyor. Etnik gruplara baktığımızda Kanada’da iş
sahibi olan en büyük göçmen grubu Filipinlilerdir. İşsizliğin en yüksek olduğu göçmen grubu ise
25-54 yaş arası Afrika doğumlu göçmenler gösterilebilir.
ABD ve Batı Avrupa örneklerine baktığımızda
Kanada’nın çeşitli devlet politikalarında farklı olduğunu görürüz. Bu farklar
özellikle evrensel sağlık hizmetleri, eğitim, iş gücü piyasası ve vatandaşlık konularındaki
uygulamalarıdır. Bu farklar bile Kanada’nın çok kültürlü ulus yapısı
politikasında ne kadar başarılı olduğunu gösterir.
Bir ülkenin sağlık sistemi sosyal ve ekonomik
başarının belki de en belirgin göstergesidir. Herkese eşit sağlık hizmeti sunan
Kanada bu uygulamasında devam etmelidir. Herkesçe ulaşılabilir, kaliteli ve
herkesi kapsayan sağlık hizmetleri çok kültürlülüğün teminatı ve toplumda
sağlık hizmetlerine ulaşımda segregasyonu engelleyici bir rol oynamaktadır.
Ayrıca en nitelikli iş görenleri ülkeye çekme yarışında devletin sunduğu
evrensel sağlık hizmeti Kanada’nın kullanabileceği en önemli artı olarak göze
çarpar.
Farklı kültür sahibi göçmenlerin oluşturduğu
Kanada gibi toplumlarda okullar bu çeşitliliğe yer verecek şekilde
tasarlanmalıdır. Okullarda öğretilecek materyallerden tutun da Kanada’daki
günlük kültürel yaşamın iz düşümleri sınıflarda yerini bulmalıdır. Kanada
farklı kültürleri ve o kültürlere ait öğeleri eğitim müfredatında işleme
konusunda epey yol kat etti.
Kanada toplumu bugün daha fazla hareket hareket
halinde. Özellikle yeni Kanadalılar British Columbia, Manitoba, Saskatchewan ve
Alberta gibi batı bölgesine çalışmaya gidiyorlar. Yeni göçmenlerin sahip
oldukları belge ve mesleki becerilerinin hızlıca tanınması ve ulusal mesleki
kalifikasyon programlarının tüm Kanada geneli içinde entegre edilmesi
gerekiyor. Konuyla ilgili Kanada toplumunu daha mobil hale getirecek çalışmalar
yapılıyor.
Diğer ülkelerin aksine Kanada gerekli şartları
taşıyan herkese vatandaşlık veriyor. Kişinin önceki vatandaşlığı olup
olmadığına bakılmaksızın verilen Kanada vatandaşlığı tek vatandaşlık kuralı
uygulana ülkelere de örnek oluyor. Alınan Kanada vatandaşlığı sayesinde Kanada’nın
tüm dünya ile entegre olması ve kapılarının açık olması dünya ile
bütünleşmesini sağlıyor.
Dünya da var mı Kanada gibi bir ülke daha? Hiç
zannetmiyorum.
Murat Kandemir, 27 Aralık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder