13 Mart 2013 Çarşamba

Kanada’da Yasal Değişiklik Sonrasında İltica Taleplerinde Düşüş Yaşanıyor


Kanada’da göçmenlik kanunlarında yapılan yasal düzenlemeden sonra siyasi sığınma başvuruları dramatik bir şekilde azaldı. Bazı ülkelerin güvenli sayılması ve o ülkelerden gelen siyasi sığınma başvurularının hızlıca ele alınması bu düşüşün ana nedeni oldu. 

Rakamlar çok çarpıcı. Yasal değişikliğin uygulamaya konduğu 2013 yılının ilk aylarından itibaren Kanada’da haftalık siyasi sığınma talebi 164’de kaldı. 2012 ve öncesi yıllarda haftada 537 kişi siyasi sığınma talebinde bulunmaktaydı. Yani 2013’te haftalık siyasi sığınma talebindeki düşüş oranı geçen yıllara göre yüzde 70 seviyesinde.

Kanada iltica sistemi Göçmenlik ve Mülteci Koruma Yasası (IRPA), Göçmenlik ve Mülteci Koruma Yönetmeliği (IRPR) ve Mülteci Koruma Şubesi Genel Kurallar (RPDR) çerçevesinde yürütülüyor.

İltica sistemi Haziran 2010’da kabul edilen Mülteci Reform Yasası ve Haziran 2012’de kanunlaşan Kanada Göçmenlik Sistemini Koruma Yasaları ile son halini aldı.

Yasa değişikliğinin en önemli noktası ise Kanada’yı daha az mülteci kabul eden ülke yapması ve bazı ülkelerden gelen siyasi sığınma taleplerini “asılsız” olarak değerlendirmesi denebilir. 

Hükümet “asılsız” olarak görülen iltica davası sahiplerine sosyal, eğitim ve sağlık hizmetleri de vermeyerek önümüzdeki beş yıl için 1,65 milyar dolar tasarruf yapmayı hedefliyor. Bazı kaynaklar beş yıl içinde hükümetin öngördüğünden daha fazla tasarruf yapılacağını çünkü siyasi sığınma talebi başvurularında Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı’nın (CIC) tahmininden daha fazla düşüş yaşandığını belirtti. Üst düzey kaynaklar 2013 yılının ilk yedi haftasındaki iltica talebi başvurularına bakıldığında eyaletlerin ve bölgelerin tasarrufunun 2 milyar dolara ulaşacağını belirtiyorlar. 

İltica başvurularında en dramatik düşüş Macaristan’dan gelenlerde yaşandı. Önceleri temelsiz siyasi sığınma başvurularının en fazla yapıldığı ülke Macaristan’ken yeni yasal düzenleme bu durumu değiştirdi. Geçen sene Aralık ayında 412 Macaristan vatandaşı siyasi sığınma talebinde bulunurken bu rakam bu sene yeni uygulamanın başladığı Aralık ayında yedi de kaldı.

2012’de Macaristan, Çin, Hırvatistan ve Pakistan Kanada’ya en çok mülteci gönderen ülkeler olurken bu sene 2013’ün ilk aylarında sıralama Çin, Pakistan, Nijerya ve Kolombiya olarak değişti. 

Yeni yasal düzenleme Göçmenlik Bakanına hangi ülkelerin gerçek mültecilerin geldiği ülkeler olduğunu belirleme yetkisi verdi. 

CIC tarafından DCO (Designated Countries of Origin) listesi oluşturuldu. Bu listede yer alan ülkeler Bakan tarafından demokratik olarak inanılıyor ve “güvenli” ülke olarak kabul ediliyor. Bu ülkeden gelenlerin iltica başvuruları “hızlı” şekilde inceleniyor ve iltica sürecinde bu kişilere çalışma izni verilmiyor ve ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar. 

15 Şubat 2013 tarihi itibariyle DCO listesinde 35 ülke bulunuyor. Bu ülkeler ABD, Japonya, Yeni Zelanda, Avustralya, Meksika, İsrail ve tüm AB ülkelerinden oluşuyor.   

Karar aslında çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Mesela Macaristan’dan gelen siyasi sığınma taleplerinin “asılsız” kabul edilmesi ve ülkenin “güvenli” sayılması orada yaşayan ve “Çingene” olarak bilinen Romanların başvuramaması demek oluyor. Hâlbuki Kanada’nın kararına karşı uluslararası kamuoyu Romanların birçok ülkede ayrımcılığa maruz kaldığını kabul ediyor. 

Kanada hükümetinin yeni yasal düzenlemesi göçmenlik avukatlarının ve muhalefet partilerinin sert tepkilerine sebep oldu. 

Kanada Devletinin mülteciler konusundaki yeni uygulaması kararına karşı iptal istemiyle dava açılacağına kesin gözüyle bakılıyor.  

Kanada şu anda 29.000’e ulaşan ve hala sonuçlandırılmayan eski mülteci davalarıyla boğuşuyor.

Savaş kızıştı. Şu an da DCO listesi ülkesinden gelipte Kanada’da mülteci adayı olmak istemezdim. 

Murat Kandemir, Member of ICCRC, 13 Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder