30 Kasım 2014 Pazar

Vizesiz Kanada Hayal mi?

Kanada’nın ilgili göçmenlik kanunları ve yönetmeliklerine (IRPA ve IRPR) göre Kanada’ya girmek isteyen tüm yabancı ziyaretçiler geçici ikamet vizesi almak zorundadırlar. Yine ilgili kanun ve yönetmelikler uyarınca bazı ülke vatandaşları vize alma zorunluluğundan muaftır. AB ülkeleri de dâhil olmak üzere toplamda 51 ülkenin vatandaşları Kanada’ya vize almadan seyahat etme özgürlüğünün keyfini çıkarmaktadır.

Bir Türk vatandaşının Kanada’ya turistik vize alması çok zor. Kanada eğitim ve iş vizelerinde de oldukça cimri davranıyor.

Kanada’nın Türk vatandaşlarına uyguladığı vize politikası ile ilgili çeşitli sorulara zaman zaman muhatap oluyorum. “Türk vatandaşları Kanada’ya ne zaman vizesiz girecek ya da girebilecek mi?” gibi sorular aslında özellikle şu günlerde çok manidar. Türkiye’nin AB’ye Türk vatandaşları için istenen vize uygulamasının kaldırılması ya da en azından daha esnek hale getirilmesi için baskı yaptığını hepimiz biliyoruz. Bu çalışmalar esnasında acaba Kanada’nın Türk vatandaşlarına uyguladığı vize uygulamasını kaldırması ya da esnetmesi gibi bir ihtimal var mı? Durumu biraz daha irdeleyelim.

Yabancılara vize uygulaması Kanada tarafından ülkeye giriş-çıkışları kontrol etmek ve göçmenlik ve mülteci programlarının etkin bir şekilde işlemesinden emin olmak için kullanılan bir araç görevi görür.

Herhangi bir ülkeye karşı vize politikası kararlarını mütekabiliyet prensibi uyarınca almadığını iddia eden Kanada, vize koymak istediği ülkeleri tek tek değerlendirdiğini ve kararlarını ülkeler arası karşılıklı giriş-çıkış dengesi ve Kanadalıların sağlık ve güvenliğini göz önünde bulundurarak aldığını belirtir.

Kanada’nın vize kararının ilgili federal bakanlıkça (Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı, CIC) Kanada’nın ulusal çıkarları göz önünde tutularak, özellikle göçmenlik program ve hedefleri doğrultusunda alındığını söylemiştik. Şimdi Kanada’nın vize isteme kararı alırken göz önünde bulundurduğu bu ölçüm kriterini detaylı inceleyelim.

Ülkeler toplamda yedi kategorideki değerlendiriliyor ve gerekli görüldüğü hallerde vize mecburiyeti ya da muafiyeti konuluyor. Bunlar;

1-Siyasi istikrar, ekonomik göstergeler, yolsuzluklar ve hukuki sistemin işlerliği gibi sosyo-ekonomik şartların durumu;
2-Göçmenlik sorunları, ülkeden gelen iltica başvuru sayısı, ziyaretçi vize reddi oranları ve göçmenlik kurallarının ihlal seviyeleri;
3-Pasaportların işlem ve güvenlik unsurları;
4-Suç oranları, organize suçlar ve ulusal güvenlik nedenleri;
5-Ülke hudut yönetimi, etkili sınır kontrollerinin, insan kaçakçılığı tereddütleri;
6-İnsan hakları ihlalleri ve temel hak ve özgürlükler korunması;
7-Göçmenlik sorunları hakkında yapılan işbirliği, ticaret, yatırım ve dış politika çıkarları gibi karşılıklı durumlar.

Yukarıdaki kriter başlıkları genel bir çerçeve çizmekle birlikte değişkenlik göstermektedir.

CIC ülkeleri tek tek değerlendirmekte ve vize şartının konulması ya da kaldırılması konusunda düzenli olarak şartlar analizi ve göçmenlik trendi incelemesi yapmaktadır.

Kanada en son 22 Kasım’da uygulanmaya başlanmak üzere Şili vatandaşlarına vize uygulaması şartını kaldırdı. Bundan böyle Şilililer Kanada’ya vizesiz olarak girecek ve altı aya kadar kalabilecekler. Karar alınırken Şili’nin sosyoekonomik göstergeleri, göçmenlik eğilimleri, sınır güvenliği ve kontrolleri uygulamaları, insan hakları ihlalleri karnesi, karşılıklı ilişkiler ve seyahat dokümanı düzenleme ve belge güvenlik unsurları gibi başlıklarda incelenmiş ve Şili ülke vatandaşlarına uygulanan vize şartı kaldırılmıştır.

Tüm bu açıklamaların ve yukarıdaki kriterlerin ışığında soruyu tekrar soralım. Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve hukuki sisteminin mevcut durumu, iki ülke arasındaki ticari ve kültürel işbirliği ve iki ülke vatandaşlarının ülkelerine giriş-çıkış seviyesi ve ülkede göçmenlik kurallarının ihlal oranları ve nihayetinde Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve mülteci üretme kapasitesi göz önüne alındığında Kanada’nın Türklere vize uygulamasında devam edecek mi?

El cevap: Kesinlikle.

Suriye ve Irak’ın durum başta olmak üzere istikrarsız Ortadoğu ve küresel terörizm gibi konuları da göz önüne aldığımızda Kanada’ya vize başvurusu için daha çok elçilik kapısını aşındıracağız gibi görünüyor.

Türklere karşı uygulanan Kanada vize rejiminin daha esnek hale gelmesi Türkiye’nin AB uyum yasaları çerçevesinde çalışmaları devam ettirip vize muafiyeti konusunda bir ilerleme sağlamasıyla mümkün olacaktır.


Murat Kandemir, 27 Kasım 2014   

28 Kasım 2014 Cuma

Kanada Ekspres Giriş Sistemi Belirsizliği

Kanada’da ekspres giriş (Express Entry) göçmenlik sistemi için geri sayım başladı. Kanada’nın en büyük göçmenlik programı olan FSW’yi yerinden edecek yeni göçmenlik programı ile ilgili olarak çeşitli sorular alıyorum. Bazılarına cevap vermekte zorlanıyorum.

Elimizde sistemin nasıl işleyeceğine ilişkin teorik bilgiler olsa da göçmen adaylarının nasıl seçileceği ve uygunluk kriterinin nasıl uygulanacağı hala merak konusu.

O zaman önce bildiklerimizden başlayalım. Ekspres giriş sistemi iki aşamadan oluşacak. Belirlenen adayların hızlı bir şekilde göçmenlik başvurusunun işleme alınacağı hızlı geçiş sisteminde ilk adımında göçmen adayı çevirim içi olarak hazırlanacak bir sisteme giriş yapacak. Sisteme ilk başvuruyu yapan tüm adaylar böylelikle bir havuz içinde toplanmış olacak. Havuz içindeki adaylar sınıflandırılacak ve seçilmeyi bekleyecek. Sonra da uygun görülen adaylar göçmenlik başvurusu yapacak.

Kanada’ya göçmenlik müracaatı yapmak isteyen adaylar bunun için bir işveren tarafından seçilmek amacıyla kendilerinin –deyim yerindeyse- pazarlamasını yapacak. Uygun görülen adaylar mevcut federal göçmenlik programlarından birisi altında daimi ikamet başvurusu yapabilecek.

Seçilen adayların göçmenlik işlemlerinin en çok altı ay süreceği iddia ediliyor. Ki bu süre bu zamana kadar Kanada göçmenlik programları açısından oldukça makul bir süre.

Ekspres giriş sistemi teorik olarak kulağa güzel geliyor. Kanada’da başarı şansı yüksek meslek sahibi yabancı kalifiye kişilerin ülkeye getirilmesinin amaçlanması çok yerinde. Bu herhangi bir kalifiye işgören göçmenlik programından beklenecek bir amaç. Kanada özellikle son yıllarda bu konuda oldukça sıkıntı yaşadı.

Program hakkında bilinenleri söyledik. Şimdi bilmediklerimizden bahsedelim.

Ekspres geçiş sisteminde adayların sınıflandırılacağı ve uygun görülenlerin seçileceği söyleniyor. Peki nasıl? Hangi süreçte göçmen adayı Kanada’ya uygun görülecek ve kendisinden göçmenlik başvurusu yapması istenecek? Elimizde bu konuda somut bir bilgi yok. Ocak ayında başlayacağı duyurulan sistemin nasıl göçmenleri sınıflandıracağı ve ‘şanslı’ olanları seçeceği hakkında elle tutulur hiçbir bilgi yok.

Havuzdaki insanların seçilmesinin dışında hangi aralıklarla seçim yapılacağı ve toplamda kaç kişi seçileceği de bilinmiyor. Mesela 2014 yılındaki federal nitelikli işgören sınıfı için elli farklı meslekten toplamda 25.500 kişinin alacağı duyurulmuştu. Ekspres giriş için bu tür bilgiler kamuoyuna verilmedi.

Son olarak ekspres giriş sisteminin Kanada Tecrübe Sınıfı (CEC) gibi diğer federal göçmenlik programlarını nasıl etkileyeceği de merak konusu. Mesela CEC’ye uygun olan bir adayın ekspres giriş sistemine kayıt olması mı gerekiyor?

Eski göçmenlik sisteminde (FSW) başvuran kişiler program kriterlerine “uygundur-değildir” şeklinde değerlendiriliyordu. 100 üzerinden 67 puan almak ve diğer şartları yerine getirmek program için ‘uygun’ olmaya yetiyordu. Oysa şimdiki sistemde havuzda bulunan ve Kanada’ya göçmek isteyen adaylar birbirleriyle yarışacak. Bu durumda mesela henüz okulu bitirmiş olanlar ya da fazla iş tecrübesi olmayanlar nasıl etkilenecek? Kanada’da üniversite okuyan ve okulu bitirdikten sonra CEC programı altında başvurmayı planlayan öğrencilerin akıbeti ne olacak?

Henüz sınıflandırmanın nasıl yapılacağını bilmediğimiz için kimin ‘seçilmeyi hak edeceğini’ kimin seçilmeyeceğini bilemiyoruz. Eğer CEC programı kaldırılırsa ya da Kanada’da mezun olan yabancı öğrenciler için farklı bir yol bulunmazsa yeni okul bitiren ve iş tecrübelerinin olmayan yabancı mezunlar göçmenliğe nasıl geçiş yapacaklar?

Soru çok. Buradaki tüm sorulara şimdilik cevap yok. Sadece bekleyeceğiz.


Murat Kandemir, 28 Kasım 2014

26 Kasım 2014 Çarşamba

Kanada Federal Nitelikli İşgören Sınıfı’nda Meslek Kotaları Doluyor

Federal nitelikli işgören sınıfı (FSW) göçmenlik programı altında kabul edilecek meslekler listesinde dört meslek kotası doldu. 2014 yılı sonu itibariyle sona erecek göçmenlik programı artık tarih olacak. Kanada’ya yerleşmek isteyen ve FSW’de kabul edilen meslekleri icra eden göçmen adayları 2014 yılı bitmeden başvurusunu göndermenin derdinde.

Bilindiği gibi 1 Ocak 2015’te FSW tarih olmuş olacak. FSW’nin yerine ekspres giriş (express entry) göçmenlik sistemi uygulamaya girmiş olacak.

FSW’de kabul edilecek meslekler listesi bulunuyor. Toplamda 50 meslekten belirli sayıda göçmen alınıyor. Bu mesleklerde iş tecrübesi olmayan adayların FSW’ye başvurmaması gerekiyor. Başvuru yapılırsa başvuru hiçbir işlem yapılmadan aynen iade ediliyor. Kanada Göçmenlik ve Vatandaşlık Bakanlığı (CIC) verilerin göre (bugün itibariyle) 50 meslek gurubundan 4 tanesinde kota doldu. Kotaları dolan meslekler ve NOC (Ulusal Meslek Sınıflandırması) kodları şöyle:

Finans ve yatırım analistleri (1112)
Bilgi sistemleri analistleri ve danışmanları (2171)
Yazılım mühendisleri ve tasarımcıları (2173)
Bilgisayar programcıları ve interaktif medya geliştiricileri (2174)

FSW’nin yerine geçecek olan ekspres giriş sisteminin nasıl uygulanacağı konusunda kamuoyunda tam bir netlik olmaması ve başvurunun Kanada’ya ulaşana kadar kotaların dolacak olması ihtimali gibi sebeplerle insanlar FSW programı altında başvuru yapabilmek için uğraşıyorlar.

Göçmenlik başvurusunda diğer istenen evrakların yanında özellikle İngilizce/Fransızca sınav sonuç belgesi orijinali ve Kanada’dan alınacak eğitim değerlendirme raporu (ECA) gibi belgelerin de istenmesi başvuru sürecini daha da yavaşlatıyor. Başvuracak aday FSW puanlama sisteminden 100 üzerinden en az 67 puan almalı ve bu iki belgenin orijinalini de sunmalı. Bu belgelerin hızlı geçiş sistemi içinde geçerli olacağı tahmin ediliyor.

2014 yılı içinde göçmen başvurusu yapılan FSW programına uygun olmayan adaylara hızlı geçiş sistemini beklemelerini tavsiye ederim çünkü ekspres geçiş sisteminde meslek kotası olmayacak.


Murat Kandemir, 26 Kasım 2014

24 Kasım 2014 Pazartesi

Kanadalıların Göçmenlere Karşı Tutumları Değişken

CBC News tarafından hazırlanan ayrımcılık anketi göçmenlere karşı olan tutumların bölgeden bölgeye farklılık gösterdiğini ortaya çıkardı.

Kanada toplumunun göçmenlere karşı olan tutumları hakkında CBC News tarafından yapılan bir ankette toplumun, göçmenlerin rolü ve işgücüne katkısı gibi konularda tutumları incelendi.

Kanada İstatistik Bürosu (Statistics Canada) rakamlarına göre 2011 yılı itibariyle yabancı ülkede doğmuş Kanada vatandaşı sayısı 6.8 milyon. Bu rakam tüm Kanada nüfusunun yüzde 20.6’sına tekabül ediyor ve Kanada’yı G-8 içinde yurtdışında doğmuş vatandaş sayısı en fazla ülke yapıyor. Kanada’yı yüzde 26.8 oranla G-8’de olmayan Avustralya takip ediyor.

Gelelim CBC anketine. Ankete katılanların yüzde 75’i Kanada kapılarının tüm etnik gruplara açık olduğunu belirtiyor.

Ekonomi gibi konularda ise fikirler değişkenlik gösteriyor.

Tüm ülkede katılımcıların yüzde 79’u farklı bir etnik grubu mensubu biriyle çalışabileceğini belirtiyor. Ankete katılanların yarısı göçmenlerin Kanada’nın ekonomik geleceği için çok önemli olduğunda hem fikir.

Katılımcıların yüzde 30’u göçmenlerin Kanadalıların işlerini elinden aldığını düşünüyor.

Çevrimiçi olarak yapılan CBC ulusal anketi Research House tarafından 22-29 Ekim arasında yapıldı. Ankete 18 yaş üstü 1.500 yetişkin ve 260 azınlık göçmen katıldı. Araştırma katılımcıların göçmenlikten çok kültürlülüğe kadar birçok sorun ve senaryo üzerinde ne düşündüklerini belirlemeyi amaçladı.

Ankete göre tüm Kanadalılar Kanada’nın kapılarının tüm etnik göçmenlere açık olduğunu teyit ediyor. Ankete katılanlar daha fazla insanın Kanada için daha iyi bir ekonomi anlamına geldiğini düşünüyor.     

Ankete katılanların düşünceleri bölgelere göre değişiklik gösteriyor.

Atlantik eyaletlerin yüzde 72’si ve BC’nin yüzde 73’ü farklı bir etnik grup mensubu birisiyle romantik bir ilişki yaşayabileceğini belirtirken bu oran Ontario’da yüzde 65 ve Quebec’te yüzde 63.

Atlantik eyaletlerden katılanların yüzde 86’sı en iyi arkadaşının başka bir etnik grup üyesi birisiyle evlenmesinden rahatsız olmazken bu oran orta eyaletlerde yüzde 71.

British Columbia’lı katılımcıların yüzde 72’si Kanada’nın kültürel mozaiğinden gurur duyarken bu oran Quebec’te sadece yüzde 57.

Bölgesel görüş farklılıkları konu Aborjinler olunca da ortaya çıkıyor. Maritimes’dan katılanların yüzde 86’sı farklı bir etnik grup üyesinin yan komşusu olmasından rahatsız olmazken bu oran orta eyaletlerde yüzde 72 seviyesinde kaldı.

Aslında araştırma Kanada toplumunun Aborjinlere olan bakış açısı hakkında da bilgi veriyor. Tüm katılanların yüzde 75’i kapı komşusu olarak bir Aborjini görmekten memnunluk duyacağını belirtti.

Ontario’da Aborjin komşudan rahatsız olmayacakların oranı yüzde 80 iken bu rakam Kanada’nın orta eyaletlerinde yüzde 61’e kadar düşmüş.

2011 Household Araştırması’na göre Kanada’da çoğunluğu Ontario ve Batı eyaletlerde olmak üzere toplamda 1.4 milyon Aborjin yerli yaşıyor.

Kanada tüm etnik grup üyesi göçmen adaylarına kucak açıyor.


Murat Kandemir, 24 Kasım 2014

21 Kasım 2014 Cuma

Ontario’da Göçmen Hemşirelere Yeni Engeller

Yabancı hemşire göçmenlerin Ontario eyaletinde mesleklerini yapabilme şansı iyice zorlaşıyor. Tecrübeli yabancı hemşirelerin Kanada’da tekrar eğitim almaları gerekebiliyor.

Hemşire olarak çalışmak isteyen göçmen hemşireler eyaletin yeni kuralları uyarınca hemşirelik yapabilmek için Ontario Hemşireler Odası, CNO (College of Nurses of Ontario)’nun OSCE sınavına girmek zorundalar. Yabancı hemşirelerin Kanada’da çalışabilmelerine olanak sağlayacak özel meslek geçiş programlarının olmayışı sınavı geçemeyen hemşirelerin önüne engel olarak çıkıyor.

Geçen sene hemşirelik mesleğinin düzenleyici odası CNO, uluslararası hemşirelerin ülkede mesleklerinde çalışmalarını daha da zorlayacak düzenlemelere imza atmıştı. Hemşire adaylarına getirilen yeni kurallar mesleğe atılmak için hemşirelik ruhsat almaya çalışan yabancı hemşirelerin işini daha da zorlaştırdı. OSCE sınavı bunlardan birisi.

Yabancı hemşire adaylarının göstermek zorunda oldukları meslek tecrübelerinin başvuru esnasındaki son üç yıl içinde edinilmiş olması gerekiyor. Beş ya da on yıl önce hemşirelik yapmış birisinin Ontario hemşirelik ruhsatı alması mümkün değil.

Hemşirelik meslek ruhsatı başvurusu CNO tarafından incelenen adaydan kısaca OSCE olarak bilinen “yapılandırılmış klinik sınavına” (objective structured clinical exam) girmesi isteniyor. Klinik durum senaryoları temelinde yapılan sınava girebilmek için CNO tarafından davet edilmek gerekiyor.

CNO geçen sene 268 uluslararası eğitim ve tecrübe sahibi göçmen hemşireye Kanada’da çalışabilme ruhsatı verdi. Bu rakam 2012’de 645 ve 2011’de 421’di.

OSCE sınavı, hemşireliğin Ontario’daki meslek odası, CNO, tarafından 2013 Mart ayından itibaren uygulanmaya başladı. Bu test, oda kayıt için gerekli meslek sınavı öncesi başarılı olunması gereken bir sınav haline getirildi.

Ağustos ayı itibariyle 1.673 yabancı hemşire OSCE sınavına girdi ve aktörlerin oynadığı 12 değişik senaryo ile hemşire-hasta ilişkilerini ölçen sınavda sadece 418 kişi başarılı olabildi. Yüzde 25 başarı oranı sınavın zor olduğu eleştirilerini teyit eder nitelikte.

Sınava giren hemşire adayları hemşireler meslek odasının OSCE sınavı hakkında fazla bilgi vermediğini, sınava hazırlık için herhangi bir kurs ya da kaynak olmadığını ve sınava girmek için dokuz aya kadar beklediklerini belirtiyorlar. Ayrıca teste tekrar girilmiyor ve sınav sonucuna itiraz edilemiyor.

Sınavı kaybeden ve hemşirelik eğitimini baştan almak istemeyenler için pek fazla seçenek yok gibi. York Üniversitesi’nde yabancı hemşirelere yönelik 20 aylık bir program var. Her sene sadece 50 kontenjanı olan bu program sadece Kanada dışında hemşirelik eğitimi almış yabancı hemşire göçmen adayları için tasarlanmış.

CNO yetkilileri, OSCE sınavı hakkındaki eleştirilere kulak asmıyor ve sınavın meslek yetkinliğini objektif olarak ölçtüğünü söylüyor. CNO, OSCE sınavının bilinen şekliyle bir sınav olmadığını belirtiyor ve sınavın hemşire adayının meslek bilgisi ve tecrübesini sınadığını ve bu sınava giren kişiye mesleki açıdan hangi yönünün daha zayıf olduğunu gösterdiğini iddia ediyor.

Yani OSCE sınavı yabancı hemşire adayının Kanada’da kendisinden istenen eğitim ve mesleki yetkinliğe ne kadar yakın olduğunu göstermeyi amaçlıyor.

York Üniversitesi 2015 eğitim yılı için 400 başvuru almış. Bu rakam geçen seneki sayının yüzde 224 daha fazlası. Yabancı hemşire adaylarının çok rağbet ettiği ve onlara özel olarak tasarlanmış geçiş programı kontenjanı arttırılmadı.

Kanada hemşire sıkıntısı çekiyor. Ülkede bulunan hemşire göçmenlerin mesleklerini yapabilmeleri kolay değil. York Üniversitesi dışında Ryerson Üniversitesi’nde 2 yıllık hemşire lisans programı var. Fakat bu programa kayıt yapabilmek için yüksek okuldan (college) alınmış en az bir yıllık geçiş eğitim programı (bridging program) şartı var.

Kısacası yabancı hemşire adayları Kanada’da mesleğe zor kabul ediliyorlar. Kanada’ya göç eden hemşirenin kariyer adımlarını çok dikkatli atması gerekiyor.


Murat Kandemir, 21 Kasım 2014     

13 Kasım 2014 Perşembe

Kanada’da Yabancı İşçi ve Göçmenlerin En Çok Tercih Ettiği 6 Şehir

Kanada Konferans Kurulu (Conference Board of Canada) göçmenlerin tercih ettiği 50 şehri sıralayan bir rapor yayınladı.

“City Magnets III: Benchmarking the Attractiveness of 50 Canadian Cities” adlı raporda tüm şehirler ekonomi, çevre, sağlık, inovasyon, konut ve toplum kriterlerine göre değerlendirildi.

Raporda 6 şehir tüm kriterlerden en yüksek puan (A) aldı. En çok seçilen altı şehir ise şöyle sıralandı.

1) Calgary. Alberta’nın en büyük şehri özellikle ekonomi ve inovasyon tercihlerinde öne çıkarak en çok seçilen şehir oldu. Şehir Kanada’da özellikle son yıllarda görülen batıya doğru kayan ekonomik gelişmenin de adı oldu ve bir çok yeni göçmene kucak açtı.

2) Ottawa. Kanada başkenti olan ve özellikle eğitim, ekonomi, inovasyon ve toplum alanlarında üstün başarısıyla şehir sıralamasında ikinci geldi. Rapor şehrin ikinci sıraya gelmesinde hayli eğitim sahibi kalifiye işgücüne borçlu olduğunu ortaya çıkardı.

3) Richmand Hill. Toronto’nun mahallelerinden birisi olan şehirde büyük ölçekte azınlık grupları yaşıyor. Sıralamada üçüncü gelen şehirde eğitim, inovasyon ve toplum alanlarında hayli ilerleme görülüyor. Şehirde aynı zamanda kişi başına düşen mühendislik, matematik ve teknoloji mezunlarının çokluğu göze batıyor. Ayrıca bu şehrin Kanada’da azınlıklarıyla en kozmopolit üçüncü göçmen şehri olduğunu da söyleyelim.

4) Vancouver. Çevre ve toplum konularında yüksek puan alan şehir sunduğu yüksek kalite hayat şansıyla en çok beğenilen Kanada şehirlerinden birisi. Şehir özellikle genç işçilerin tercih ettiği ılıman iklimiyle tam bir doğa harikası.

5) Waterloo. En çok puanı eğitimden alan şehir inovasyon ve ekonomisi ile de göz dolduruyor. Kendi işini kuranların en çok tercih ettiği şehirlerden olan Waterloo inovasyona çok yatırım yapıyor.

6) St. John’s, Newfoundland. Bu listede olması beklenmeyen şehirlerden birisi olan St. John güçlü ekonomisi, petrol zenginliği ve sağlık alanındaki ilerlemesinin meyvesini yiyor.

Toronto, Oakville, Markham ve Mississauga, Burnaby, Coquitlam, Edmonton, Regina, Saskatoon, Winnipeg, Victoria, Halifax, Quebec City ve Kingston gibi tanıdık şehirler ortalama B puanı aldı.  

Kanada’daki şehirler marka şehir olabilmek için birbiriyle yarışıyorlar.


Murat Kandemir, 13 Kasım 2014    

11 Kasım 2014 Salı

Kanada Toplumunda Algı ve Gerçek Arasındaki Fark

Kanada’nın temel toplum yapısını ne kadar iyi biliyoruz? Mesela 65 ve üstü yaşındakiler toplam nüfusun ne kadarını oluşturuyor? Ya da Kanada’da toplam nüfusun ne kadarı Müslüman ya da Hristiyan?

Cevaplar muhtelif. Bu tür sorulara verilen cevapların hepsinin önyargılı cevaplardan oluştuğu kanıtlandı. Toplum hakkında bildiklerimiz aslında gerçeklerle hiç te örtüşmüyor ya da önyargılarımız gerçek bilgiyi görmemizi engelliyor.

Ipsos Reid tarafından yapılan bir araştırma Kanadalıların kendi toplumları hakkında doğru olduğunu düşündüğü sosyo demografik bilgilerinin ya doğru olmadığını ya da doğru bilgilerin az bilindiğini ortaya çıkardı.

14 ülkede algı ve gerçek arasındaki farkı ortaya koyan bilgisizlik (ignorance) sıralamasında Kanada yedinci geldi. Aşağıdaki konularda algılanan ile gerçek arasındaki fark muazzam büyüklükte.

Bu ülkelerde bulunan insanlar kendi ülkelerinin sosyo demografik bilgileri hakkında edindiği bilgilerin aslında gerçekle hiç bağdaşmadığı ortaya çıktı. Bu da insanların ön yargılarının ne kadar güçlü ve etkin olduğunun bir göstergesi.

Listedeki ülkelerde yaşayanlara nüfuslarının yüzde kaçının 65 ve üzeri vatandaşlardan oluşturulduğu sorulmuş ve verilen cevaplara göre toplumun, nüfusun yüzde 39.2’sinin 65 ve üstü vatandaşlardan oluştuğunu düşündüğü ortaya çıkmış. Oysa gerçek rakam sadece yüzde 14.

Toplumların ülkelerinde yaşayan dini azınlıkların nüfus yoğunlukları hakkında bildiklerinin de oldukça yanlış olduğu ortaya çıktı. Gerçekte yüzde 69 olan Hristiyan nüfusun yüzde 48.5 olduğunun düşünüldüğü belirlendi.

Batılı toplumlarda özellikle Müslüman nüfus tahminlerinde de büyük fark olduğu ortaya çıktı. Gerçekte ülkelerin en fazla yüzde 2’sine tekabül eden Müslüman nüfusunun toplam nüfusun yüzde 20.2’sini oluşturduğunu düşünenler var.

İşsizlik rakamları hakkında da toplumda yanlış bir kanı mevcut. Gerçekte yüzde 7 oranında işsizlik yaşayan toplumlarda işsizlik oranlarının ülke genelinde yüzde 22.7’ye ulaştığı düşünülüyor.

Araştırma genç yaşta (14-19 arası) anne olanların da aslında hiç de düşünüldüğü gibi toplum nüfusunun yüzde 15.4’üne eşit olmadığı ortaya çıktı.Genel toplumun sadece yüzde 1.3'ü genç yaşta doğum yapmış.

Tüm toplumların göçmen nüfus oranları hakkında da toplumun bilgi sahibi olmadığı ortaya çıktı. Katılımcılar kendi ülkelerinin yüzde 34.6’sının göçmenlerden oluştuğunu düşünüyor. Oysa göçmen nüfus oranı ülke genel nüfus oranının ancak yüzde 21’ini oluşturuyor.

Katılımcı ülkelerdeki oy kullanma ve beklenen ömür süresi gibi konularda da algı ile gerçek arsındaki fark ortaya döküldü.

Araştırma aslında en çok göçmen sayısı ve yaşlı nüfus oranları hakkındaki algı ile gerçek arasındaki büyük farkı işaret ediyor. Göçmen sayısının çok fazla olduğuna inanılırken gerçekteki göçmen sayısının daha az olduğu göze çarpıyor. Müslüman sayısı hakkındaki algı ve gerçek arasında da inanılmaz fark var. Tüm nüfusun sadece yüzde 2’sinin Müslüman olduğu bir ülkede insanların toplam nüfuslarının yüzde 20.2’sinin Müslümanlardan oluştuğunu düşünmeleri çok garip. 

Murat Kandemir, 11 Kasım 2014 

Kaynak: Ipsos Reid. Global News Haberi http://goo.gl/bNFo3B


10 Kasım 2014 Pazartesi

Kanada Hükümeti’nin 2015 Göçmenlik Planı

Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı Chris Alexander Kanada Hükümeti’nin 2015 yıllık göçmenlik planını masaya yatırdıklarını duyurdu. Bakanlığın resmi internet adresinde 31 Ekim 2014’te yayınladığı basın bildirisinde Kanada Hükümeti’nin 2015 yılı içinde 260.000-285.000 arası göçmen alınacağını ve bu rakamın geçen sene yıllık göçmen rakamlarından 19.000 daha fazla olduğu belirtildi.

Ekonomik büyümeyi hedefleyen hükümet kalifiye işçi eksikliğini gidermek için göçmen alımına devam ediyor. Hükümetin yıllık hedeflediği göçmen rakamları ülkeye gelen yeni göçmen sayısının yüzde 65’i yapıyor. Kalan yüzde 35’lik oran ise aile birleşimi, mülteciler ve insan hakları temellerinde yapılan başvurulardan oluşuyor.

Rakam vermek gerekirse alınması planlanan yıllık gelecek göçmen sayısının yüzde 64.9’u, 181.300 kişi ile ekonomik sınıflardan (nitelikli işçi), yüzde 24.4’ü, 68.000 kişi ile aile sınıfından (eş sponsorluğu) ve kalan yüzde 10.7’si de 29.800 kişi ile insan hakları temellerinde ülkeye alınanlardan (mülteciler ve diğer) oluşacak.

2015’te ülkeye alınması planlanan göçmen sayısı 2014’e göre yüksek. Bu da hükümetin ekonomik büyüme hedeflemesini gösteriyor.

Kanada 2015 yılından itibaren yeni bir ekonomik göçmen sınıfı programını uygulamaya koyuyor. Nitelikli işçilerin bir havuzda toplanacağı ekspres geçiş sisteminde Kanada’da mesleki başarı göstereceğine inanılan kişiler Kanada’ya daimi göçmenlik başvurusu yapmaları için davet edilecek.

Kanada Hükümeti her sene eyalet ve bölgeleriyle birlikte yıllık göçmenlik hedefleri belirliyor ve bir sonraki yıl hedeflerine göre göçmen alımı yapıyor.

2015 rakamlarının önceki senelere göre daha çok olduğu ve Kanada Tecrübe Sınıfı (CEC) programı altında rekor sayıda göçmenin kabul edileceği bildiriliyor.

Ayrıca bakanlık düzenledikleri öğrenci izin sayılarını da açıkladı. Bu yılın Ocak-Eylül arası verilen öğrenci izni sayısı 103,999 oldu. Bu rakam 2013 yılındaki rakamdan yüzde 11 ve 2012 yılındaki rakamdan yüzde 26 daha fazla. Aynı dönem için 2013 yılında 93,717 ve 2012 yılında ise 84,207 öğrenci vizesi verilmişti.

Ülkeye gelen uluslararası öğrencilerin yarısından fazla Çin, Hindistan, Güney Kore, Fransa ve ABD’den geliyor.   


Murat Kandemir, 10 Kasım 2014

7 Kasım 2014 Cuma

ABD’den Kanada'ya Kaçak Geçen Mülteciler Hayatlarını Tehlikeye Atıyorlar

Kaçak göçmenlerin bir ülkeye girerken hayatlarını tehlikeye atması dendiğinde aklımıza daha çok Meksika-ABD sınırı gelir. Oysa Kanada-ABD sınırı yasa dışı geçişlerin en çok yaşandığı yerlerden birisi olarak göze çarpıyor.

Resmi görevliler ve mülteci çalışmaları yapan bazı uzmanlara göre sınır boyunda geçiş yapmak isteyen kaçak göçmenler tehlikeli bir maceranın içine atılıyorlar. Trenden atlamak, nehri yüzerek geçmek ve özellikle kışın ormanın içinden yürüyerek geçmek zorunda kalan mülteci adayları hayatlarını tehlikeye atıyor ve hatta ciddi şekilde yaralanıyorlar. 

Kışın karın ortasında geçmeye çalışan kaçak göçmenler her iki taraf sınır görevlilerinin dikkatini çekiyor bazıları hastaneye kaldırılıyor. Uzun süre aşırı soğuğa maruz kalıp elini ve kolunu kaybedenler bile var.

Sınır boyunca mültecilere hizmet veren sosyal kuruluşlar hayatlarını riske atarak Fort Erie ve Ontario şehirlerini Buffalo ve New York’tan ayıran nehir ve demiryolu köprüsünü geçmeye çalışan belgesiz göçmenlere acil yardım hizmetleri sunuyorlar.   

ABD tarafından Kanada’ya demiryolu köprüsünü kullanarak geçmeye çalışan ve kendisine tren çarpmasıyla yaralanan ve sonunda iki ayağını da kaybeden mülteci bile var.

İnsanlar çaresiz olduğunda ülkeye giriş yapabilmenin bir yolunu mutlaka buluyor.

El Salvador, Meksika, Kolombiya gibi Güney Amerika ülkelerinin yanında çeşitli Ortadoğu ve Doğu Avrupa ülkelerinden ABD’ye gelen kaçak göçmenler bir yolunu bulup Kanada’ya giriş yapıyorlar. Giriş yaptıktan sonra da ülkede resmiyet kazanabilmek için siyasi sığınma talebinde bulunuyorlar.

Siyasi sebepler veya ülkesindeki iç karışıklıklar sebebiyle gelenler olduğu gibi aile içi şiddet gibi özel durumları yüzünden gelenler de var.  

Eskiden işler daha kolaydı. ABD-Kanada sınırında göçmenlik ofislerinde siyasi sığınma başvurusu yapılabiliyordu. 11 Eylül olayının etkisiyle 2004’ün son aylarında yürürlüğe giren Güvenli Üçüncü Ülke Anlaşması (Safe Third Country Agreement) ile siyasi sığınma başvurusu yapmak biraz daha komplike bir hal aldı.

ABD ve Kanada arasında sınır güvenliğini arttırmak ve ülkeye gelecek siyasi sığınmacı sayısını azaltmak gibi amaçlarla yürürlüğe giren Güvenli Üçüncü Ülke Anlaşması Kanada’ya yasal olarak giren sığınmacıların sayısını azalttı belki ama illegal yollarla ülkeye girişlerin sayısında patlama olmasına sebep oldu.

Anlaşma’ya göre ABD veya Kanada’ya siyasi sığınma başvurusu yapmak isteyen kişi ayağını karaya ilk bastığı ülkeye sığınma başvurusu yapması gerekiyor. Siyasi sığınmacı adayının gelmek istediği ülkede kan bağı olan bir akrabası varsa bu kişi bu kuraldan muaf tutuluyor. Ayrıca Kanada’da başvuru yapanlarda ülke içi başvuru (inland) yaptığı için bu muafiyetten yararlanıyor.

Özetlersek, ülkesini terk edip ilk olarak ABD’te ayak basan bir mülteci Kanada’da yaşayan bir akrabası (anne, baba, kardeş, kuzen vs) yoksa resmi olarak sadece ABD’de sığınma başvurusunda bulunabilir. ABD’de bulunan ve Kanada’ya sığınma başvurusunda bulunmak isteyen göçmene ise illegal olarak ülkeye geçmek ve “içerden” başvuru yapmak kalıyor.

Anlaşma sonrası iki ülke arasında kaçak geçişler hem arttı hem de düzenli bir hal aldı. Güvenli Üçüncü Ülke Anlaşması uyarınca ABD’ye geri gönderilmek istemeyen kaçak göçmenler Kanada’ya hava veya deniz yoluyla ulaşıyor. Karayoluyla ilk ABD’ye ayak basan ve geri gönderilmek istemeyen kaçak göçmenler de siyasi sığınma başvurularını kaçak olarak geçtikleri Kanada topraklarında yapıyorlar.

Mülteci sayısını indirmeyi amaçlayan Anlaşma’nın kolaylıkla delinmesiyle olay artık kontrolden çıktı ve hatta 2012 yılında dönemin Kanada göçmenlik bakanı Jason Kenney, Anlaşma’nın artık işe yaramadığı itirafında bulundu.

Hükümet kanadında Güvenli Üçüncü Ülke Anlaşması ile ilgili herhangi bir revizyon düşünülmüyor. Yasa hala yürürlükte. İllegal geçişler aynen devam ediyor.  

Göçmenler, Kanada’ya kaçak giriş yaparken yaşadıkları zorluklarının yanı sıra insan kaçakçılarının da ellerine kurban olarak düşüyorlar.

Çaresiz kalan kişi anlaşma veya kural tanımıyor.


Murat Kandemir, 7 Kasım 2014