18 Ocak 2015 Pazar

Kanada Vatandaşlığının Değeri

“Vatandaşlık bir hak değil bir ayrıcalıktır” ifadesi Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı Chris Alexander’in geçen sene Haziran ayından itibaren yürürlüğe giren Kanada vatandaşlık kanunu değişikliklerini savunurken kullandığı en önemli mesajıydı. Reformlar çerçevesinde kanunda birçok değişiklik yapılmış bunların en önemlisi ve tartışma yaratanı Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı’na verilen ve ciddi suç işlemiş kişilerin “Kanada vatandaşlığını iptal etme” yetkisiydi.   

Daha önce Kanada vatandaşlığını hileli yolla alanların vatandaşlığı iptal edilebilirken geçen seneki reformlar sonrasında artık vatandaşlık iyi hal üzerine verilen bir ayrıcalık haline geldi. Başka bir vatandaşlığı olan çifte vatandaş Kanadalılar, dünyanın herhangi bir yerinde terörizm, vatana ihanet veya casusluk gibi suçlara karıştığı tespit edildiğinde Kanada vatandaşlıkları iptal edilebilecek. Bu da vatandaşlığın verilen bir hak olmasından ziyade davranışa göre verilen şartlı bir ayrıcalık haline geldiği anlamına geliyor.

Bu reformla aslında Kanada vatandaşlığının anlamı da değişmiş oluyor. Vatandaşlığın nasıl bir süreçle iptal edilmesi ve ne tür kişilerin Kanada vatandaşlığının iptal edileceği önümüzdeki yıllarda daha belirgin olacak.

Birisinin vatandaşlığını iptal etmek küçük bir olay değil. Dünyada özgür devletlerin verdiği bir haktır vatandaşlık. Vatansızlık üzerine kitap yazan Hannah Arendt vatandaşlığı “toplumu tarafından verilen haklarının içinden alınmaması gereken bir hak” olarak tanımlıyor. İptal edilen bu hak devletlerin vatandaşlarına sağladığı haklar ve güvenliklerinin inkarı anlamına geliyor.

Kanada vatandaşlığı Kanada’nın tarihi boyunca iyi hal ve şartlı olarak verilen bir şey olmamıştı. Federal hükümetin bu kararı ve uygulaması temel hakkın göz ardı edilmesi anlamına geliyor.

Bunu ispat edecek çeşitli faktörler sıralanabilir. Bunlardan ilki artık Kanada vatandaşlığının tüm Kanadalıları korumayacağı gerçeği. 1967 tarihli Vatansızlığın Azaltılması Konvansiyonu’na imza atan Kanada başka vatandaşlığı olmayan kişilerin sahip oldukları Kanada vatandaşlığını ellerinden alamaz. Zaten Kanada vatandaşlığı kanun reformları halihazırda başka vatandaşlığı olan ya da elde edebilecek durumda olanları kapsıyor.

Dünyada birçok ülke vatandaşlığı sadece doğumla değil, anne-baba bağıyla, din bağıyla, etnik aidiyetle ya da benzer bağlar sebebiyle vermektedir. Anne-babaların başka ülkede doğan çocukları veya torunları daha önce hiç bulunmadıkları asıl ülkelerinin vatandaşlığını edinebilirler. Bu değişikliklerin ayrımcı olduğunu iddia edebiliriz çünkü başka bir ülke vatandaşlığı edinemeyen ve Kanada ile yeteri bağı olanlara özel olarak verilmesi uygulaması anlamına geliyor. Reformlar tüm vatandaşların eşit şekilde korunması yerine aynı suçları işleyen farklı sonuçlarla karşılaşacak -başka vatandaşlığı olan Kanadalılar ve başka vatandaşlığı olmayan Kanadalılar olarak- iki ayrı vatandaş grubu yaratıyor.

İkincisi, reform vatandaşlığın ceza unsuru olarak kullanılmasına olanak veriyor. Suç işleyen ve vatandaş olmayan yabancıların Kanada’da göz altına alınması ve sınır dışı edilmesi muhafazakar hükümetin önceliği olmuştur. Bu uygulamalarda kurunun yanında yaşta yanmış ve yabancılar ülkeden sınır dışı edildikten sonrada sıkıntı yaşamaya devam etmiştir. Bu reformlarla cezalandırma uygulaması artık Kanada vatandaşı olarak statüsü olan Kanadalıları da kapsamış bulunmaktadır.

Vatandaşlık artık cezalandırma aracı olarak kullanılacaktır. Ceza yasasına göre cezalandırılacak olan Kanadalılar artık ceza hukukuna göre değil hükümetin göçmenlik rejimine göre cezalandırılacaktır. Sonradan Kanadalı olan bir kişi diğer Kanadalılar gibi ceza yasasına göre değil işlediği suçtan dolayı Kanada’dan kovularak ve vatandaşlıktan atılarak cezalandırılabilecektir. 1958 yılında ABD Yüksek Mahkemesi bir vatandaşın vatandaşlık hakkının yasaklanmasının bir silah olarak kullanılmaması gerektiğine hüküm verdi.

Hükümetin, işlenen suçların cezalandırılması için ceza kanunu yerine göçmenlik kanunu araç olarak kullanması ciddi sonuçlara yol açacak. Kanada Mülteci Avukatları Derneği Kanada’nın mevcut adalet sisteminin kanunu çiğneyenleri cezalandıracak nitelikte olduğunu belirtiyor ve ekliyorlar, “Cezalandırma için orta çağların uygulamalarına dönmemize gerek yok”.

Bir kişinin vatandaşlığının elinden alınması hükümet için avantajlı bir durum çünkü o zaman vatandaşlığı iptal edilen kişi hukuk sisteminde adil yargılanma hakkından ve korunmadan mahrum kalacak. Hukuk dışı kaldığından dolayı gözaltına alınma ve işkenceye maruz kalmayla cezalandırılacak. Kanada hukuk sisteminde oldukça tartışma yaratan ve Kanada dışında insan hakları ihlaline örnek olan Maher Arar davası benzeri durumlar yaşanacak. Vatandaş olmayanlar en hassas kişiler olarak haklarını Kanada ve uluslararası hukukta fazla savunacak yolları olmayan kişilerdir.

Reformları sadece siyasi olarak ta değerlendirebiliriz. Federal hükümet ve bazı Kanadalılar bazı sonradan olma vatandaşların işledikleri suçlardan dolayı cezalandırılmalarını istiyorlar. Kamuoyunda oldukça tartışılan ve terörist olarak yaftalanan Ömer Kadir davası bunun en iyi örneği. Guantanamo Bay’da tutulan ve işkence gören Ömer Kadir’in kanuna aykırı şekilde işkence gördüğü gerçeğinin aksine Harper hükümeti Ömer Kadir’in başına gelenleri kanuna uygun buluyor. Mısır kökenli Ömer Kadir Kanada’da doğmuş bir Kanadalı olarak Mısır vatandaşı olabilir. Kadir davası federal hükümetin ana motivasyonunu belirliyor. 

Birleşik Krallık’ta Kanada gibi vatandaşlığı geri alma yolu ile insanları cezalandırma yoluna gidiyor. Kanada’dan daha etkin kullanarak vatandaşlığı geri alma yolunu basit bir şüphenin varlığında bile ve özellikle siyasi aktivistleri susturma amacı olarak kullanıyor. Lortlar Kamarası üyesi ve aynı zamanda insan hakları avukatı olan Baroness Helena Kennedy, “vatandaşlık bir ayrıcalık değil korunmuş yasal bir statüdür. Suç işleyen birisi hukuk sisteminde mahkeme edilmelidir” diyor.

Bu reform vatandaşlığı siyasi bir araç haline getirdi. Reformdan önce sonradan vatandaş olanların vatandaşlığı sahtekarlık gibi sebeplerle geri alınmak istendiğinde kişinin hükümetin kararını mahkemeye götürme hakkı vardı. Şimdi pek yok. Bir kişinin vatandaşlığının geri alınması işlemlerini başlatılması hakim yerine bir siyasetçi tarafından başlatılacak. Kanada’da kimin Kanada vatandaşlığının hangi yurtdışı veya yurtiçi suçtan dolayı iptal edileceğine bir siyasetçi karar verecek. Kanada hukuk sistemi bu sürecin dışında tutulacak.

Mevcut hükümet için vatandaşlık ve göçmenlik siyasi bir alan aslında. Vatandaşlığın iptal edilmesi işlemi siyasi hale getirilmesi Kanada vatandaşlarının hayatlarını tehlikeye atacak. Harper hükümetinin görüşleri Guantanamo komisyonunun hükümlerini yasal olarak görüyor. Siyasi aktivistlerin ve gazetecilerin Kanada dışında ister hukuka uygun isterse yasadışı bir şekilde ceza alıp hüküm giymesi durumunda Kanada vatandaşlıkları iptal işlemi başlatılacak. Alınan cezanın Kanada hukukuna göre verilip verilmediğine Bakan karar verecek fakat siyasi motivasyon gösteriyor ki bu karar hukuki olmaktan öte siyasi olacak.

Bazı Kanadalılar çeşitli suçlardan dolayı vatandaşlıklarını kaybedenler için üzülmeyecek. Fakat birinci, ikinci ve üçüncü nesil Kanadalılar bundan endişeli. Kanada içinde ya da dışında verilen haksız bir hüküm ve geri alınan Kanada vatandaşlığı kişilerin hayatını mahvedebilir. Hükümetin kararına tam olarak güvenebilir miyiz? Ve en önemli soru. Suç işlese bile bir kişinin vatandaşlığının geri alınması haklı bir eylem midir? Devletin suç işleyen vatandaşını disipline etmesi bir zorunluluk değil midir? Suç işleyen bir kişinin vatandaşlığının elinden alınarak ülkeden atılması devletin suç işleyenleri disipline etme zorunluluğundan kaçış değil midir?

Reform, siyasilerin eliyle Kanada vatandaşlığının geri alınabilmesine imkan tanıyor. Önümüzdeki yıllarda hangi vatandaşların ülkeden gönderilmesi için hedef alınacağı daha açık görülecek. McGill Üniversitesi öğrencisi Humera Jabir’in Toronto Star’da yayınlanan yazısı sonucu “Kanada vatandaşlığının değeri Ottawa’nın kendi vatandaşlarını gözden çıkarmaya başladığında düşmüş oldu.”


Murat Kandemir, 18 Ocak 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder