31 Ocak 2014 Cuma

Kanada Çokkültürlü Toplumu Üzerine

Kanada’da Kebek eyaleti hükümeti geçen Kasım ayında devlet görevlileri tarafından kamuda dini sembollerin giyilmesi veya takılmasını yasaklama kararı aldığında Ontario’da Lakeridge Hastanesi Kebek tıp fakülte gazetelerinde başörtülü kadın resimli iş ilanı vererek yeni mezunların dikkatini çekti. Hastane verdiği eleman ilanındaki resmin hemen altında bulunan “Başınızda ne olduğuyla ilgilenmiyoruz, biz içindekiyle ilgileniyoruz” yazısı ile olaya Ontario eyaletini bakışını özetlemiş oldu. Hastane yetkilisi Kevin Empey bir gazeteye verdiği demecinde kendilerine yapılan iş başvurularında artış olduğunu kaydetti.

Kebek hükümetinin ilgili yasası ve Ontario hastanesinin yasaya karşı bir mesaj içeren eleman ilanı Kanada’nın çok kültürlülüğü üzerinde hiç bitmeyen tartışmaların bir aynası gibi. Kebek’te 14 Ocak’ta yasa tasarısı mahkemelerde görülmeye başladı. Yasanın destekçileri yasaklama kararının devletin seküler yapısının korunmasını teminat altına alacağını düşünürken karşıtlar ise yasayı azınlık hükümeti olan Parti Quebecois (PQ) devletinin yabancı düşmanlığının bir işareti olarak görüyor. 

Göçmenlik burada aslında sorunun kendisi değil. Kebek’te yaşayanlar dahil Kanadalıların çoğunluğu ülkeye her sene kabul edilen ortalama 250.000 (ülke toplam nüfusunun yüzde 0.8’i) kişilik göçmenlik sayısını makul buluyor. Bu göçmenlik politikaları sonucunda birinci jenerasyon göçmen sayısı dünyadaki diğer kozmopolit şehirlere bakıldığında en fazla olduğu şehirler Kanada’da Toronto ve Vancouver şehirleri oluyor.

Avrupa ve Kanada’da çeşitli çalışmalar yapan sosyolog Jeffrey Reitz’e göre Avrupalıların aksine Kanadalılar göçmenlerin kendi işlerini ellerinden almadığına aksine göçmenlerin yeni iş alanları açtığına inanıyor. Avrupa ve Asya’dan gelen göçmenlerin oluşturduğu Kanada aslında kökünde var olan kendi gerçek yapısına özgü bir göçmenlik politikası takip ediyor.

1970’lerden beri Kanada göçmenlik politikaları işe bulma ihtimali yüksek göçmenler üzerine geliştirildi. Hükümet dil, eğitim ve mesleki beceri gibi temeller üzerinde puanlama sisteminden oluşan göçmenlik politikasına günün koşullarına ve ülkenin ekonomik durumuna uygun olarak zaman zaman müdahale etti. Şimdi puan durumu genç olan göçmen adaylarının avantajına düzenlendi. Programların çoğu adayın dil yeterliğine de önem veriyor.

Kebek tartışması göçmenlik sayıları hakkında değil elbet. Daha çok onların toplumda yeri ile alakalı. 1970’lerde Kanada kültürel farklılıkların değer görmesi anlamına gelen “çok kültürlülüğü” bir politika olarak kabul etti. O günden bugüne federal ya da eyalet düzeyinde çıkarılan her türlü yasal düzenlemede çok kültürlülük hep rol oynadı. Devlet aynı zamanda göçmenlerin yeni ülkeye adapte olmasını da istedi. Yeni göçmeninden kendi kültürel zenginliğinden bir şey kaybetmeden Kanada büyük toplumuna adapte olmasını istemek çok kültürlülüğü benimsemiş bir ülkeden beklenecek en makul hareket zaten.

Bir kurumun yaptığı araştırmaya göre İngilizce konuşan Kanadalılar çok kültürlülüğü ulusal kimlik ögesi bakımından evrensel sağlık, Kanada bayrağı, buz hokeyi, Kraliçe gibi diğer ögelerden daha fazla görüyor. Zaten biraz düşününce bu duruma şaşırmamak lazım. Neredeyse bölünmenin eşiğine gelmiş çok etnik yapıdan oluşan Kanada’nın bunda başka şansı var mı?

Federal hükümetin sahibi muhafazakar partisi Kanada çok kültürlü yapısına diğer muhalefet partilerinden daha fazla sahip çıkmakla birlikte yeni göçmenlerin topluma entegre olmasını desteklerken bazı toplumlarda görülen (kızların sünnet edilmesi gibi) uygulamaları kabul edilemez buluyorlar. Kanada suç sayılabilecek fakat ülkeye gelen göçmenlerin kültürlerinde var olan dini ya da kültürel uygulamalara karşı çıkıyor ve göçmenlerin yeni topluma hızlıca ayak uydurmasını istiyorlar.

Fransızca konuşan Kebekliler ise konuya farklı açıdan yaklaşıyorlar. Birçoğu Kanada’nın temel kültürüne zarar verdiğini düşünerek farklı etnik yapıların dominant kültüre asimile olmasını daha doğru buluyorlar. Bu görüş özellikle göçmenlerin daha az olduğu şehir dışı bölgelerde görülüyor. Montreal gibi yeni gelenlerin yaşadığı yerlerde ise asimilasyona şiddetle karşı çıkılıyor.

Kanada’nın çok kültürlülüğü mükemmel değil. Kraliyet Polisi (Mountie) olup Sih dininden birisinin başına türban giyebilmesi ya da mahkemede bir kadının yüzünü tamamen kapatması gibi konular üzerinde hala tartışmalar var. Bunlar kamuda kişisel özgürlük kapsamında değerlendirilmesi gereken kültürel ya da dini uygulamalar mı? Yoksa hükümet bu uygulamaları çeşitli sebeplere dayandırarak belli başlı kalıplara sokabilir ya da kısmen yasaklayabilir mi?

Toronto’da bir üniversite öğrencisinin dini sebeplerden ötürü grup projelerinde kız öğrencilerden ayrı tutulmak istemesi bu konuda tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kebek’teki mahkemeler devam ediyor ve uzun süre devam edecek gibi. Üzerinde konsensus sağlanamayan bu konuda Kanada daha meşgul olacak gibi. Çok kültürlülük her eyaletin kendi anlayışına göre yürütülüyor.


Murat Kandemir, 31 Ocak 2014        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder