10 Temmuz 2014 Perşembe

Kanada Mahkemesi Hükümetin Mültecilerin Sağlık Sigortasındaki Kısıtlamaları Kararını İptal Etti

Beklenen oldu. Kanada federal mahkemesi geçen Cuma günü Muhafazakar Partinin ülkedeki mültecilerin sağlık bakım masraflarını karşılamama kararını geçersiz kıldı.

Federal mahkeme, muhafazakar hükümet tarafından 2012 yılında ülkedeki mültecilerin sağlık sigortası kapsamı dışında tutulması kararını özellikle mülteci çocuklarını kötü etkilediğini teyit ederek ilgili uygulamayı anayasaya aykırı buldu.

2012 yılına kadar ülkedeki tüm mültecilerin ve ailelerinin sağlık bakım giderleri federal sağlık sigortası programı, IFH (Interim Federal Health) kapsamında karşılanıyordu. Devlet çeşitli tasarruf tedbirleri kapsamında IFH’yi kısıtlamış ve mültecilerin sağlık harcamalarını ödememe kararı almıştı.   

Kanada Mülteciler Sağlık Bakımı Doktorları Derneği, Kanada Mülteci Avukatları Derneği, Daniel Garcia Rodriques, Hanif Ayubi ve Çocuklar ve Gençler İçin Adalet Derneği tarafından Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanlığı’na karşı açılan davada karar açıklandı.

268 sayfalık karar metninde federal mahkeme hakimi Anne Mactavish, 2012 yılında alınan kararlar neticesinde sağlık sigortası kapsamına getirilen kısıtlamaların özellikle savunmasız çocukların sağlığını tehlikeye attığını ve bunun kendi ülkesinin şuur ve dürüstlük standartlarının çok uzağında bir uygulama olduğunu kaydetti.

Federal mahkeme davacıların ülkedeki vatandaşların yaşam, özgürlük ve güvenliklerini garanti altına alan haklar yasasının Kanada’daki devlet sağlık hizmetinden yararlanma hakkı yarattığı tezine inanmadı. Federal mahkeme mültecilerin sağlık harcamalarının karşılanmamasında en çok çocukların zarar gördüğünü teyit ederek uygulamanın kaldırılmasına hükmetti.  

Bu mahkeme kararı son zamanlarda muhafazakar partiye yapılan en büyük darbelerden birisi olarak nitelendiriliyor.     

Kanada Vatandaşlık ve Göçmenlik Bakanı Chris Alexander kararı temyiz edeceklerini duyurdu.

Kanada vatandaşları temel sağlık bakım giderleri için herhangi bir ödeme yapmıyor. Doktorlar verdikleri sağlık hizmetleri karşılığını devletten alıyor.  

2012 yılında devletin yaptığı bir düzenleme ile siyasi sığınma başvurusu yapmış ve iltica davasını kaybetmiş kişiler ve aileleri federal sağlık sigortası kapsamından çıkarılmış ve bu sayede devletin milyonlarca dolar tasarruf edeceği duyurulmuştu. İlgili kanunla iltica davasını kaybetmiş siyasi sığınmacıların ülkeden daha çabuk gitmeleri de amaçlanıyordu.

Özellikle Macaristan ve Meksika’dan gelen siyasi sığınmacılar güvenli ve demokratik (!) ülkelerden geldikleri ve siyasi sığınma taleplerinin asılsız oldukları düşünülen kişiler olarak görülüyor ve sağlık kapsamı dışında tutuluyorlardı. Bunların dışında ilk iltica davasını kaybeden mülteciler de geldikleri ülkelere bakılmaksızın sağlık kapsamı dışında tutuluyorlardı.

Cuma günü bir açıklama yapan bakan Alexander ABD ve Avrupa’dan gelen davasını kaybeden siyasi sığınmacı adaylarının Kanadalıların aldığı sağlık hizmetinden daha iyisini almaya haklarının olmadığını söyledi.
Kanada sağlık çalışanları son iki yıldır mültecilerin sağlık kapsamı kesintilerine karşı olduklarını her fırsatta dile getiriyorlardı.

Federal mahkemede hükümete karşı davada imzası bulunan gruplardan olan Kanada Mülteci Sağlık Bakımı Doktorları derneğinden Dr. Philip Berger, uygulamanın sonuçlarının mülteciler için çok yıkıcı olduğunu kaydetti.

Dr. Berger, federal mahkemenin lehlerinde karar vermesinin ardından yayınladığı bir basın bildirisinde son iki yıldır Kanada’daki doktorların sığınmacı hamile kadınlarının ciddi risk altında olduğu, çocuklarının tedavilerinin yapılmadığı ve mültecilerin özellikle kanser tedavilerinin yapılmadığı durumları yaşadıklarını beyan etti.

Federal mahkeme hakimi kararında hükümetin sağlık harcamalarını ödemeyerek hedef aldığı kitlenin Kanada’nın korumasına muhtaç, ihtiyaç sahibi, zayıf ve her türlü etkiye açık bir grup olduğu ifadesinde bulundu. Hakim, kararında ülkede zor durumda bulunan bu kişilerin hayatlarının Kanada hükümetinin uygulamasıyla daha çekilmez hale geldiğine de işaret etti.

Mahmeke kayıtlarında hükümet tarafından ‘güvenli’ olarak kabul edilen ülkelerden gelenlere siyasi sığınma hakkı verilmemesinin de anayasal eşit koruma ve eşit haklar ilkelerine karşı olduğunun da altı çizildi. 

Son söz: Her şey çocuklar için.


Murat Kandemir, 10 Temmuz 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder