31 Ağustos 2015 Pazartesi

Kanada ve ABD Göçmenlik Politikalarının Bir Karşılaştırması

Kuzey Amerika’nın göçmenlik görüntüsü her an değişiyor ve değişmeye de devam edecek. Biz gurbetçiler yaşadığımız ülke hakkında türlü türlü sorulara muhatap oluyoruz. Hele bir de göçmenlik uzmanıysan sorular bitmiyor. Bu yazımızda Kuzey Amerika’nın iki komşu ülkesi olan ABD ve Kanada’yı göçmenlik açısından karşılaştıracağız.

Kuzey Amerika’nın komşu iki ülkesi de hem dil hem de kültürel bağları sebebiyle göçmenlik tarihinde benzer adımlar attı. Göçmen seçiminde dünyanın diğer bölgelerinden göçmen kabul etmeye başlamadan önce Avrupa ve Britanya adalarından gelenlere öncelik tanıdılar.  İki ülkenin önceleri benzer özellikler taşıyan göçmenlik politikaları tüm dünyadan göçmen kabul etmeye başladıktan sonra iyice farklılaştı.

Günümüzde bu iki ülkedeki göçmenlikle ilgili sorunlar benzer özellikler taşıyor. Kanada bu sene Ekim ayında yeni vatandaş olanların da oy kullanacağı genel seçimlere hazırlanıyor. Diğer taraftan ABD’de başkanlık yarışında adaylar belli oldu. Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ekranlarda boy gösteriyor ve illegal göçmenlerin ülkeden kovulacağı gibi bazı açıklamalarla eleştirileri üzerine çekiyor.

Göçmenlik, partilerin seçim vaatlerinin de önemli bir parçasını oluşturuyor. Peki ABD ve Kanada göçmenlik konusunda nasıl ayrışıyor? Biraz inceleyelim.

Kanada halihazırda ekonomik göçmenlik sistemi uygularken ABD için durum farklı. Kanada’ya daimi göçmen olarak gelenlerin üçte ikisi ekonomik göçmenlik programları vasıtasıyla ülkeye yerleştiriliyor. Fakat ABD’ye yerleşen yeşil kart sahibi olan göçmenlerin sadece yüzde 16’sı ekonomik göçmenlik programları sayesinde ülkeye yerleşebiliyor. Kanada’da ülkeye göç etmek isteyen adayların seçilmesinde kullanılan puan sistemi dünyada bazı politikacı ve yorumcuların dikkatini çekiyor ve örnek gösteriliyor.

Kanada’da göçmenlerin rasgele seçildiği bir loto sistemi yok. Bunun yerine adayların meslek beceri ve tecrübelerinin değerlendirildiği ekspres giriş havuzu var. Farklılık göçmenlik vize programı olarak tabir edilen fakat aslında yeşil kart lotosu diye bilinen sistem ABD’nin göçmen seçme sistemi olarak hala yürürlükte. Benzeri Kanada’da ya da dünyanın herhangi bir yerinde olmayan bu sisteme 2014’te 11 milyon kişi başvurmuş. Yeşil kart lotosunda bir adayın seçilme ihtimali yüzde 0,5’ten bile az. ABD tarafından bir günde yapılan rasgele seçimde lotoyu kazanan adaylar belirleniyor ve seçilen adaylar ülkeye yerleşiyorlar. Göçmenlerin bilgi ve tecrübelerini göz ardı ederek basit bir lotoyla seçilmesi göçmenliği bir loto şansına indirgemiş durumda.

Kanada ise kendine özgü aday havuzunu oluşturmuş durumda. Bu sene Ocak ayından beri yürürlükte olan ve ekspres giriş (express entry) denilen bu sistemde adaylar sahip oldukları bilgi, beceri, meslek ve iş tecrübelerine göre puan alıyor ve sınıflandırılıyor. Aday havuzunda biriken göçmen adayları ABD’deki gibi lotoyla değil öncelik sırasına göre belirleniyor. Her ay ortalama iki defa yapılan çekilişlerde seçilen adaylara göçmenlik başvurusu yapmaları için davetiye (ITA) gönderiliyor. Göçmenlik davetini alan bir adayın istenilen tüm evrakları ve formları tamamlaması için sadece iki ayı var. İki ay içerisinde başvurusunu eksiksiz şekilde yapmış adaylar en fazla altı ay içerisinde Kanada’ya göçmen olarak kabul ediliyorlar. Kanada Göçmenlik ve Vatandaşlık Bakanlığı (CIC) şu an bir yaşını bile doldurmamış ekspres giriş sisteminin gelecekte Kanada’nın yıllık göçmen sayısı hedeflerine ulaşmak için ana göçmen kaynağı olmasının hesaplarını yapıyor.

Hem ekspres giriş sistemine hem de yeşil kart lotosuna herkes kabul başvuramıyor. Fakat aralarında bir fark var. Ekspres giriş sistemine başvuramayan bir aday İngilizce seviyesi, eğitim derecesi ya da iş tecrübesinin artması durumunda programa başvurmaya uygun olabiliyor. Yeşil kart lotosu başvuruları ise sadece belli ülkelerden gelecek adaylardan kabul ediliyor ve aday seçimi rasgele olarak yapılıyor.

Kanada’da federal ve eyalet hükümetleri göçmen seçiminde yetki paylaşımı yapmaktadır. Eyaletler ve bölgeler oluşturdukları kendi eyalet aday programları (PNP) sayesinde eyaletlerinin eksikliğini çektiği meslek erbabı göçmenleri hedefleyebilmektedirler. PNP’ler aracılığıyla eyaletler kendi bölgelerinde sosyal ve ekonomik olarak toplumlarına katkı yapma şansları yüksek göçmenleri seçebilmekteler. Eyaletlerin seçtiği adaylar federal hükümet tarafından sağlık ve güvenlik incelemelerinin ardından Kanada’ya göçmen olarak gelebilmekteler. Buna karşın 50 ABD eyalet hükümetinin federal hükümetle benzer bir yetki paylaşımı ya da özgürlüğü yoktur. ABD’de göçmenlik hususu federal hükümetin yetkisindedir.

Kanada’ya okumaya gelen uluslararası öğrenciler mezuniyetlerinin ardından ülkede kalabilirler. Hem Kanada hem ABD, ülkelerinde yüksek eğitim alan gençleri değerlendirmek istemekte ve bazı fırsatları sunmaktadır. Fakat durum pratikte biraz farklıdır. Kanada’da okullarını bitiren öğrencilere çalışma izni kolay verilebilirken ABD bu konuda cömert davranmamaktadır. Kanada, okullarını bitiren yeni mezunlara mezuniyet sonrası çalışma izin (PGWP) vermekte ve bu izin süresince en az bir yıllık iş tecrübesi sahibi olan bazı adayları Kanada tecrübe sınıfı (CEC) programı altında ülkeye göçmen olarak kabul etmektedir.

Biz bazen Amerikalı arkadaşlarla konuşurken Kanada’nın göçmenlik kartını (PR) ABD’nin yeşil kartıyla (Green Card) eş anlamlı kullanırız. Aslında bu iki kart temelde farklıdır. Yeşil kart ABD’deki daimi ikamet kartının adıyken daimi ikamet kartı (PR) Kanada’nın göçmen kartının adıdır. Fakat olaya aynı görevi yapan iki kartın farklı isimleri olarak bakmamak gerekir. Green card, sahibi olduğu kişiye ABD’ye giriş yapma ve yaşama “izni” verirken Kanada’nın PR kartı, kişiye Kanada’da giriş yapma ve yaşama “hakkı” verir. İzin ve hak verme bu iki kartın temel farkı olarak nitelendirilebilir. Hak yasal bir durumdur. ABD’nin daimi oturum sahipleri yeşil kartlarını istendiğinde ABD’li yetkililere göstermek durumundadır. Kanada göçmenleri böyle bir zorunluluğa sahip değildir. PR kartlarını yanlarında taşımak zorunda değildirler. Onlar göçmendirler ve ülkede göçmen olarak yaşama ve çalışma hakkına sahiptirler.

Son birkaç yıldır ABD’li kanun yapıcılar göçmenlik olgusuna iş gücü pazarına dinamizm getirecek bir fırsat olarak değil de güvenlik ve ulusal egemenlik çerçevesinden baktılar. Amerikan kıyılarına ulaşan ve ülkenin sunduğu fırsatları değerlendirerek çok iyi yerlere gelen insan hikayelerine artık çok uzağız.

Kanada diğer ülkelere göre daha fazla göçmen kabul etmektedir. Ekonomik ve sosyal olarak başarılı olacağına inanılan ve ekonomik göçmenlik sistemiyle ülkeye kabul edilen göçmenler gerçekten başarılı olabilmekteler. Hem federal hükümet hem de eyalet hükümetleri göçmenlerin arkasındadırlar. Gelen göçmenler ailelerini de beraberinde getirmekte ve yeni iş sahaları açarak başkaları içinde fırsat yaratmaktadır.

ABD fırsatlar ülkesi olarak bilinmektedir fakat bu fırsatı çok az sayıda kişi değerlendirebilmektedir. Öte taraftan Kanada yeni gelen göçmenlere her konuda destek vermekte ve onların sosyal hayata angaje olmaları için çok çeşitli fırsatlar sunmaktadır.

Her iki ülkede de yaşamış birisi olarak Kanada mı yoksa ABD mi sorusuna tabii ki Kanada olarak cevap veririm. Evrensel sağlık hizmetinden faydalanmak istiyorsan, barış içinde ve özgürce çocuk büyütmek istiyorsan tabii ki Kanada derim. Ülkede zenginleşmek biraz zaman alabilir ama Kanada’nın sunduğu toplumsal huzur parayla alınamayacak kadar değerlidir.


Murat Kandemir, 31 Ağustos 2015       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder